Sabah Gazetesi çalışanları uzun süredir ikircikli bir ruh haliyle yaşıyorlar.
‘İktidara yakın olan, ya da bizzat iktidarın olan’ bir gazetede görev almak kolay iş değil.
Bir gazeteci, mevcut iktidarı desteklese bile bu durum kolay değil.
Sabah çalışanlarıyla görüştüğümüzde bu durumdan şikayet edenler kadar, “Her gazetenin yaslandığı zemin var” görüşünü savunanlar da var.
Rasyonel bakmak gerekirse, “Sabah’ta çalışanların gazeteciliği biter, hemen istifa etmeliler” demek kolay değil.
Daha doğrusu yeni bir iş bulmak kolay değil.
Evlerine ekmek götürmek zorunda olanlara akıl vermek biraz da hariçten gazel okumak.
Sabah’ın içinde de çok başka bir kavga var.
Herkes birbirini jurnalliyor.
Herkes derken elbette abartılı yazdık ama durumun ciddiyetini kavramak açısından daha iyi kelime bulunamazdı.
Sabah’ta tecrit edilmenin en kolay yolu, “AKP’nin aleyhine çalışıyor, falanca partiye bilgi taşıyor” diyerek zihin bulandırmak.
Bu olmazsa, “Altaylı’ya bilgi aktarıyormuş” demek yeterli.
Yıllardır, AKP’ye atfedilen, “takiye yapıyor” yakıştırmalarına muhtemelen artık Sabah çalışanları da uğrayacak.
Yalnız editöryal kadro değil, muhabirlerin ve yazarların bir bölümü de artık takiye yapacak.
Bunların bir bölümü de AKP’yi yıllardır sütunlarında takiye yapmakla suçlayanlar olacak.
Şu anda suların dingin aktığına bakmayın, yakında çok kişi kendini dışarıda bulabilir.
STAR VE YENİŞAFAK
Sabah’ın kimyası değiştikten sonra Star ve Yenişafak çalışanları daha bir rahatlar.
Sabah varken artık hiç kimse onlara, “İktidar yanlısı gazete” demiyor.
Vakit için ayrı bir paragraf açmaya gerek yok.
Türk medyasının en takiyesiz gazetesi ünvanını fazlasıyla hak ediyorlar.
Star Gazetesi promosyonla tiraj arttırdı, sayfa düzenini daha ferah yaptı ama içeriksizlik sıkıntısını halen çekiyor.
Yenişafak bu yönden Star’dan daha dolu bir gazete.
Yenişafak’ın etkisi de daha fazla.
Bu biraz da muhabir kalitesiyle de orantılı tabi.
AKŞAM
Akşam bu gidişle medya tarihine geçecek.
Tarihinin en ilginç genel yayın yönetmeniyle yönetilen Akşam, çok renksiz bir gazete.
Bazen cılız ataklar yapsa bile, etkisiz ve renksiz.
Gazetenin bir ruhu yok.
Akşam’ın okuyucularının ağırlıklı bir bölümü orta ve alt kesimden.
İşçi, memur ve emekli.
Böyle bir okuyucu profilinin karşısına sabah akşam penisten bahseden bir yayın yönetmeniyle çıkıyorsunuz!
İnanılır gibi değil.
Akşam okuru için gazetesini okurken, “acaba ne demek istedi?” demesi lükstür.
Serdar Turgut’un yazıları aynen böyle.
Şaka mı yaptı, gerçek mi?
Ne dediği belli değil.
Dalga geçen bir tarzı var.
Ankara’nın haber atakları da kesildi.
Haliyle İstanbul’a bakıp, çalışmak istemiyorlar.
Akşam’ın muhabirlerini ne kadar gırgır yer varsa, oralarda görüyorum.
Haberin olduğu yerde yoklar.
Akşam, Star ve Yenişafak’tan bile daha etkisiz hale geldi.
Hiç değilse, Star ve Yenişafak’ın bir pusulası var.
Vira bismillah deyip gidiyorlar.
Ya Akşam!
Haklarını yemeyelim, onların da bir parolası var;
Vira demir!