Medyada bir dönem artısı ile eksisi ile kapandı.
Sabah ve ATV'de hak kaybı getiren sözleşmeleri imzalamadıkları için dönemin yöneticileri tarafından önce sürgüne gönderilen, sonra da iş akitleri tazminatsız feshedilen 13 muhabirden 6'sı daha davayı kazandı.
212 sayılı yasa basın iş kolunda çalışan fikir işçilerine bazı ayrıcalıklar tanıyor.
Kıdem tazminatı, gazetecilerin önemli kazanımlarından biri.
Bu nedenle patronlar sık sık şirket değiştirip gazetecilerin kıdem tazminatlarının birikmesini engellemeye çalışıyor.
Şirket değişikliğini kabul etmeyenler de öyle ya da böyle kapı önüne konuyor.
Ama yargı bu konuda hassas…
Eskiden Hürriyet, gazeteden istifa edip gidene de birikmiş kıdem tazminatını öderdi.
Sonra devir değişti.
Kıdem tazminatını alabilenler parmakla gösterilecek kadar azaldı.
İş akti feshedilenler tazminat ve diğer sosyal haklarını yargı yolu ile almaya çalıştılar ve başarılı da oldular.
Mahkemeler bu davalarda 212 sayılı yasadaki faiz oranlarını işletiyor.
Çıkan miktardan da en az yüzde 85 indirim yapılarak karar açıklanıyor.
Zaten daha az orandaki indirimler Yargıtay'dan dönüyor.
Yargıtay'ın onadığı son karar ile Sabah ve ATV, Şamil Tayyar, Erhan Seven, Fatih Atik, Fatma Can, Hüseyin Özalp ve Enver Erdem'e 38 ila 270 milyar lira arasında değişen tazminat ödedi.
Halbuki zorla yeni sözleşme imzalatmaya kalkmasa, yeni sözleşmede eski hakları korusa, hiçbir kırgınlık ve davalar söz konusu olmayacaktı.
Sonuçta muhabirler kazandı.
Ama Sabah yara aldı.
Unutulmayacak olay ve kavgalar yaşandı...
Son noktayı da yargı koydu.
Sabah ve ATV'nin o dönemindeki yöneticileri mutlaka olaylardan ders çıkarmışlardır.
Yapılması gereken artık tüm kırgınlıkların unutulması ve beyaz bir sayfa açmaktır.
Sadece Sabah için değil..
Tüm medya için...