Şöyle biraz geçmişe Mustafa Kemal Atatürk'ün CHP'nin kurulmasına ilişkin ilk açıklamasına 6 Aralık 1922 tarihine gidelim. İlk defa o gün "halk fırkası" adını kullanmıştır. O vakitler Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı bitmeden, kendince ülkenin geri kalmasını ve çöküş tehlikesini gördüğü ve bu tehlikenin acilen ortadan kaldırılması için çağdaş ve ileri toplum yaratmak arzusuyla devrimler yapmayı hedefleyip planlıyordu. Bunun içinde belirli bir program dahilinde bu hedef ve planları gerçekleştirmek için gücünü halktan alan bir siyasal parti kurma fikri ile başarılı olabileceğine inanıyordu. İşte bu parti kurma fikrini de o zamanlar şu cümlelerle ifade etmişti. "...Milletin her sınıf halkından, hatta İslam dünyasının en uzak köşelerinden bana ebedi olarak iftihar duyacağım şekilde gösterilen teveccüh ve itimada layık olabilmek için en mütevazi bir millet ferdi sıfatıyla hayatımın sonuna kadar vatanın hayrına vakfeylemek emeliyle barıştan sonra Halkçılık esası üzerine dayanan ve halk fırkası adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim". İşte Gazi'nin o zamanlar ki hayalleri ve planlarıyla bir dönem sonra hayata geçen CHP acaba bugün aynı noktada mı? Bu sorunun cevabı Gazi'nin toplumsal barış ve uzlayışı ve aynı zamanlarda diğer İslam coğrafyaları ve devletlerinin halklarından da teveccüh alma hayali olan CHP'si bugün ne durum da? Maalesef ki bu hayal geçmişte olduğu gibi bugün de bırak başka coğrafyalar ve milletlerinden övgü teveccüh almayı daha kendi halkından teveccüh alamayan bir haldedir. Ve bugün gelinen nokta da sadece %22'lik bir kesimi temsil eden bir parti konumundadır. Bunun sebepleri bence Gazi'yi ve onun muhasır medeniyet doktrinlerini kendinden sonra gelen CHP yöneticilerinin algılayamaması ve kişisel dikta hayallerinin acı sonuçlarındandır. Halktan ve ülkenin dünya ölçeğindeki "MİLLİ ve STRATEJİK “çıkar gerçeklerinden uzak, dünya siyasetine kapalı sadece teslimiyetçi projeler ve siyaset manevraları arasına sıkışmışlığın verdiği çaresizlik karanlığındalar. Dün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayalleri olan hedefler bugünkü ne CHP'nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nda ne yardımcıların da ne CHP’li yerel yönetici olan belediye başkanları, il ve ilçe başkanları ne de seçmen kitlesinde var. Ülkemizin kurtuluşu için Ataları Kurtuluş Savaşında bizle aynı cephe de aynı saf ve siperler de dün olduğu gibi bugünde aynı düşmanlara karşı Çanakkale’de tek millet olarak savaşan Suriyeli, Afganistanlı mazlum kardeşlerimize karşı bugün hiç utanmadan haince zulme uğradıkları topraklara gitsinler, iktidara gelirsek geri yollayacağız çığlıklarını bir doz daha artırarak yönettikleri illerde içtikleri sudan nerdeyse aldıkları nefese kadar 10 kat daha fazla vergi alacağız ve onları gitmeye mecbur bırakacağız çığlıklarını yükseltmekteler. Oysa sosyalist enternasyonal üyesi olacaksın bir de utanmadan bunları sana sığınmış mazlum halka ve millete yapacaksın. Vallahi bu aşırı ırkçı ve faşizan söylemler Gazi'nin de kemiklerini sızlatır ruhunu acıtır ve onun aziz hatırasına da saygısızlıktır. Ülkemiz de sığınmacı, mülteci, göçmen istemiyoruz siyaseti yapan şimdi ki CHP'nin ve başındaki Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve yöneticilerinin hatta onların bu görüşlerini destekleyen seçmenlerinin Fransız Le Pen ve partisi aşırı ırkçı ve faşist Ulusal Birlik Partisinden, Yunanistan’ın kapatılan aşırı uç ve sağcı ırkçı faşist partisi Altın Şafaktan ne farkı var? Tıpkı onlar gibi aynı tezleri aynı argümanları aynı merkezden basılan tuş gereği seslendirmekteler. Aslın da bu hem insanlığa hem de bağlı oldukları sosyalist enteryonelist fikirlere de aykırı bir durumdur. Gerçi sicillerin de Azerbaycanlı kardeşlerimize yaptıkları zulüm olan "Boraltan Köprüsü " gerçeği hala hafızalarımızda diri ve taptazeyken. İşte bugünkü geldikleri nokta tamda budur. Dün Azerbaycanlı kardeşlerimize yaptıkları zulmün ağızlarında verdiği taze kan kokusu tadını bugün de Suriyeli, Afganistanlı kardeşlerimiz de tatmak istemeleridir. Bu ırkçı ve faşizan nefret ve öfkelerinin ana sebebi ve altta yatan nedeni biz biliyoruz ki İslam'a ve Müslümanlara olan kinlerindendir. Bu insanlık düşmanı ırkçı/faşist zihniyete sahip CHP’lilerin ülkemiz de yaşayan ülkeleri bize dün olduğu gibi bugün de düşman olan onca yerleşik Avrupalı insanlara, onları da "misafirlik uzadı artık ülkemiz de istemiyoruz" deme gibi cesaretleri de yoktur! orası da ayrı bir konu. Yani iki yüzlü kalleş bir siyaset yapmayı kendilerine misyon etmiş şimdi ki Kılıçdaroğlu ve CHP'si tüm ırkçı ve faşizan çizgi de yürüyen ve konuşan yerel ve genel yöneticileri, öncelikle Gazi Mustafa Kemal'in aziz hatırasından ve bu aziz milletten ataları bizimle Çanakkale'de kurtuluş savaşın da mücadele etmiş lakin bugün yaşadıkları zulüm üzerine bize sığınmış tüm kardeşlerimizden özür dilemesi elzemdir. Yoksa ne anlamı kalır al CHP'yi vur Altın Şafak Partisine...