Son yıllarda siyaset hiç bu kadar kirlenmemiş kirletilmemişti. Gördüğümüz her şey maalesef ki gerçek ve ihanet odaklıydı. Siyasi kariyer peşinde canhıraş koşanların siyaset kurumuna açtığı yaralar artık ne kabuk bağlıyor nede kapanma şansı var. Tüm partilerde bu tip insanları fazlaca görmekteyiz.

1. CHP VE KEMAL KILIÇDAROĞLU… Bir gece öncesi kurultayda aday değilim deyip sabahına kaset komplosuyla Baykal’a karşı adaylık açıklayan Kemal Bey bu işin en duayenidir. Feto ve teröristleri tarafından organize bir şekilde hazırlanan seks kaseti kumpasıyla Baykal’ın bir şekilde gitmesi sağlandı. Bu okyanus ötesi bir organizasyondu. Evet, bu durumda Baykal’ın kendini savunmadan geri çekilmesi ayrı bir hataydı dik duramadı bu terör örgütüne karşı. Ve kenara çekildi. Meydan artık Kemal Bey’e bıraktırıldı ve CHP’nin dönüştürülme trendi de böylece başlamış oldu. İlk iş CHP hızlıca ulusal çizgiden uzaklaştırıldı. Bugün asla bir arada olamayacağı SAADET partisi İYİ parti ve HDP ile ittifak bile yaptı. İşte bir ihanetin bir insanı ve partiyi getirdiği nokta bu olsa gerek.

2. İYİ PARTİ VE MERAL AKŞENER … Bir zamanların Asena’sı MHP gözbebeği olan bu şahsiyette maalesef ki aynı yolu izlemiştir. Fetocu teröristler CHP den sonra Devlet Bahçeli’yi de devre dışı bırakıp yerine kullanışlı bir aparat koymak için tercihlerini Meral Hanımdan yana kullandılar lakin Bahçeli’nin açığını bulamayınca parti içi vekillerin özel hayatlarına kumpas yapıp partiyi olağan kongreye zorladılar , lakin bu sefer sert kayaya Devlet Bey’e çarptılar. Devlet Bey, Baykal gibi susmayıp dik durarak MHP’yi güvence altına aldı ve bozuk vekilleri partiden uzaklaştırarak bu kumpası bozguna uğrattı. Lakin fetocu hakimlerin uyduruk bir kararlarıyla parti kongreye zorlandı sonuç değişmedi. Ve Meral Akşener ve onla hareket edenler MHP’yi ele geçiremeyince iyi parti adında yeni bir oluşum kurdular. Sözde milliyetçi olan bu parti terörle arasına mesafe koymayan kandil tarafında yönetilen HDP ile ittifaka katılarak bir nevi ihanetlerini perçinlediler.

3. SAADET PARTİSİ VE TEMEL KARAMOLLAOĞLU… Sözde rahmetli Erbakan Hocamızın partisini iktidara taşıyacağım diyerek aldı götürdü İngilizlerin ve adına millet ittifakı dedikleri içinde kandil destekli HDP’nin olduğu bir oluşumun kucağına oturttu. Yetmedi ne kadar gayri milli bir söylem varsa adına sözde düşünce özgürlüğü diyerek sahiplendi. İçlerindeki Hasan Damar’ın biz Ak partiye oy kaybettirdik şeklindeki ihanet dolu cümlesi hala hafızalarda yerini korumakta. Temel Beyin canhıraş ülkeye ihanet eden sözde gazeteci kılıklı ajanlara özgürlük talepleri ve muhalefetteki ortaklarının her türlü ihanet dolu söylemlerini tasdiklemesi de ayrı bir konu. Ve Rahmetli Erbakan Hocayı partiden tamamen silme gayreti de gözlerden kaçmıyor.

4. Eski kurucu ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül… Onca meşakkatten sonra Çankaya ya oturtulan Gül bir anda değişim göstermeye başladı parti ile taban ve milletten uzaklaşmaya başladı. Öyle ki gezi sürecinde ülkeye yapılan ihanete masum bir olaymış gibi yaklaştı talepleri makul buldu Sürekli

Tayyip Beye zorluk çıkarmaya başladı. Öyle ki Ahmet Necdet Sezer’i bile arattı ve hatta rahmet okuttu. Tayyip Bey onca sorunla boğuşurken beyzade elini hiç taşın altına sokmadı ve risk almadı. Öylece tuhaf bir şekilde olanları uzaktan izledi tıpkı 15 Temmuz ihanetini izlediği gibi. Bir şekilde Tayyip Bey’den kurtulmaya ve hatta ondan kurtaracak her olaya tarafsızlık kisvesi altında göz yumup sessiz kalarak aslında en büyük ihaneti yaptı. Ardı sıra Ali Babacan Ahmet Davutoğlu Bülent Arınç bile bu süreçlerde Tayyip Beyi yalnız bıraktılar. Yani işin özü siyaseti bir çamur çukuruna düşürüp kirlettiler. Allaha hamdolsun ki siyaseti bu çamur çukurundan çıkarmak ve temizlemek başta

Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye nasip oldu. Kurmuş oldukları cumhur ittifakı milletin yüz akıdır. HAKK’IN VE MİLLETİN YOLUNDA HİZMETE DEVAM ETMEKTEDİRLER…

İki cümlede ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK ten…

Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür... Mekânın cennet olsun ÜSTAD…