Kamuoyu tarafından dini konularda hassas olduğu bilinen, yazılarında da bunu aktaran önemli gazeteciler var…
Ancak bu gazeteciler kendi kurumlarında en çok da bu konuda dalga konusu.
Özellikle, Star, Yeni Şafak, Kanal 24, Ülke TV, TV Net ve Takvim gibi medya organlarının yöneticileri bu konuda oldukça dertli durumdalar…
En çok sıkıştıkları nokta ise Cuma Namazı saati!...
Cuma saatinde söz konusu üst düzey medya yöneticilerinin odalarına kapandıkları ve kimsenin kendilerini görmemesi için özel çaba sarf ettiklerini biliyor musunuz?
Maazallah; Başbakan çok güvendiği bu isimlerin Cuma’ya bile gitmediklerini öğrenirse halleri nice olur…
Turktime, bu konuda isim isim Başbakan ve kamuoyunu bilgilendirmeyi ciddi ciddi düşünüyor!
Bakalım o zaman ne yapacaklar?
Cemil Çiçek Faktörü
Gazetecilerin haber yapmalarını neredeyse olanaksız hale getirecek, adliye ve polis muhabirliğini bitirecek “soruşturmanın gizliliğini ihlal suçu”yla ilgili düzenlemenin altından Cemil Çiçek çıktı.
Dünyanın hiçbir ülkesinde gazetecilere yönelik böyle bir uygulama yok.
Hatta gizli belgeleri ortaya çıkarmakla gazetecinin görevi olduğu için pekçok ülkede ekstra koruma var.
Soruşturma aşamasında sızmaması gereken bir belgeye bir gazeteci ulaşmışsa, adli işlem o belgeyi bulunduran kamu görevlilerine yönelik yapılıyor Dünyada. Türkiye’de ise olan gazeteciye oluyor ve sonu gelmez tazminatlara mahkum oluyorlar.
Hükümet şimdi paraya çevrilemeyecek ve gazetecilerin hapse girmesine neden olacak bir yasal düzenlemeye imza atmak üzere.
Ak Partili kurmaylar bile bu işe şaşırmış kalmış durumda. Parti içinde yapılan kısa bir araştırmada, söz konusu taslağın hazırlanışında Cemil Çiçek’in eski bakanlığı olan Adalet Bakanlığı bürokrasisi üzerinde yaptığı temasların etkili olduğu ortaya çıktı. Cemil Çiçek’e AK Parti’nin demokrat isimlerinin tepkisi de bir kez daha perçinlenmiş oldu.
Gül'den Medya Açılımı
Gazeteciler, Cumhurbaşkanı ve Başbakan uçaklarına neden davet edilir? Hangi gazeteciler liderlerin uçaklarına çağrılır, hangileri çağrılmaz? Liderlerin uçağına neden hemen hemen aynı gazeteciler çağrılır ve neden davet alan gazeteciler hep sınırlı sayıdadır?
Liderlen neden ülke gündemi ile ilgili çok önemli açıklamaları sürekli uçakta yaparlar?
Bir gazeteci için liderler uçağında olmak, yada olmamak ne anlama gelmektedir?
Uçakta fotoğraf karelerine sığmak için birbirleriyle yarışan "akil adamlar"ın gazetelerde çıkan görüntüleri neden sürekli olarak "Falan gazete Cumhurbaşkanının uçağında" veya "Arkadaşımız bilmem kime Başbakan veya Cumhurbaşkanı çok özel açıklamalar yaptı" diye duyrulur ?
Tüm bu soru işaretlerinin cevabını uçağa çağrılmayan gazeteciler, "Cumhurbaşkanı'nın veya Başbakanı eleştirdiğimiz için olsa gerek" diye yanıtlarken, kimileride "yandaş olmadığımız" için diye kestirip atar.
Peki bu liderlerin uçağına binen herkes yandaş mı olur ?
Yani eğrisi doğrusu her zaman aynı olan gazeteciler bu duruşunu kolay değiştirir mi ?
Yada bir dönem sonra medya mensupları arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini hisseden veya anlayan bu büyük siyaset adamları mhalifte olsa bu gazetecileri uçaklarına davet eder mi ?
İşte bu soruların yanıtını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Evet, eder" diye verdi.
Nasıl mı ?
Önce Başbakanın 7 yıl boyunca uçağına hiç çağırmadığı Milli Gazete'den Reşat Nuri Erol'u davet eden Cumhurbaşkanı Gül, şimdi de yazdığı köşe yazıları ile zaman zaman iktidarı tenkit edip eleştiren Halka ve Olaylara Tercüman gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Metin Özkan'ı davet etti.
Medya dünyasında milliyetçi duruşu ile bilinen gazeteci Özkan, Cumhurbaşkanı Gül'ün 21-21 Aralık tarihlerinde yapacağı geziye davet edildi.
Görünen o ki Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan'ın dışladığı gazeteci ve yazarları kazanmaya çalışarak makamına uygun bir davranış sergiliyor.