Her şey Uzan’ın sahip olduğu Star Grubu’nun yerle bir edilmesiyle başladı.
Görüldü ki, çok güçlü olunsa da, güçlü görünülse de, siyasi otoritenin karşısında tutunmak kolay değil.
Hemen arkasından Sabah Grubu’nda değişiklik yapıldı.
Otorite, Ciner yerine Çalık’ı tercih etti.
Arkasından Kanaltürk’ün sahibi el değiştirdi.
Sıra Aydın Doğan’da….
Şu ay da bu şekilde Aydın Doğan küçülecek, Doğan Grubu’nun lokomotif yayın organları el değiştirecek.
Bu değişim, kısa sürede olacak.
Salt, “İktidar tozu dumana katıyor “ yaklaşımı ile çözülecek bir paradoks yok burada.
Elbette, “Bu patronlar hak ettiler” sığlığının da yaptığımız analize katkısı olmaz.
Peki, bu durum nedir?
Birkaç kelime ile özetleyelim
Türkiye’deki hemen hemen tüm medya grupları siyasi iktidarlar her zaman etkilemek, yönlendirmek ve bu etki alanının verdiği güçle büyümek istediler.
Ve böyle de büyüdüler.
Patronların enerji santralleri, otelleri, yatları, petrol şirketleri ve çok büyük paraları oldu.
Kazandıklarını yine medya dışında yatırımlara yönelttiler.
Muhabirlerinden esirgedikleri paraları isim sahibi ama çaptan düşen yazar ve yöneticilerden esirgemediler.
Cumhuriyet’in kurulduğu tarihten bu yana neredeyse kesintisiz yaşanan bir gerçek bu.
Hakim otorite bugünkü yapıdan ne kadar sorumlu ise, medya patronları da en az o kadar sorumludur.
Doğan Grubu’na bir bakın mesela?
Tarihlerinde ve Türkiye tarihinde karşılaştıkları en ağır suçlamalara sağlıklı bir itiraz dahi geliştiremediler.
Sustular…
Nazik konularda hükümete muhalif olup, tekrar köşelerine çekiliyorlar…
Siz bu fotoğrafın içinden çıkabiliyor musunuz?
Aydın Doğan
Herkes Aydın Doğan’ın hayatının en sıkıntılı sürecini yaşadığını düşünüyor.
Biz böyle düşünmüyoruz.
Doğan Holding sıkıntılı ama Aydın Doğan o kadar değil.
Vergi cezaları gelmeden önce de Aydın Doğan küçülmek istiyordu ama eli bir türlü gitmiyordu.
Yakın çevresinin, “Niye küçüldün?” itirazlarına söyleyeceği sağlam bir mazereti var artık;
“Başka ne yapabilirim ki?...”
Aydın Doğan çok uzun süredir Doğan Holding’in özellikle yazılı bölümünde sınırlı bir etkiye sahipti.
Hatta, istemediği Ankara temsilcilerine bile çeşitli nedenlerden dokunamıyordu.
Sonuç;
Aydın Doğan zannettiğiniz kadar üzgün değil!