Nedense herkes açık konuşmaktan çekiniyor.. Taha Kıvanç(Fehmi Koru) da bu konuda bir şeyler fısıldamıştı.. Nedense aklıma ilk Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök geldi.. Hürriyet'in Ergenekon'u gömemekteki ısrarının altından bir şeyler çıkacağı belliydi.. Merakla izliyoruz, "okur" olarak...

İyi ederler doğan grubundan birini getirilerse,kartelleşmeye devam o zaman. biraz gazetecilik yapıyor sabah oda gider birilerinin,ergenekon cuların emrine girer.o zamanda darbelere zemin hazırlanmış,basın ayağı tamamlanmış olur herhade.bu kafayla gidilirse...

Şemdinli olayı ve iddanamesi ile başlayan, yani patlayan bir bomba üzerinden dönemin karakuvvetleri komutanı Orgeneral Y.Büyükanıt'ı suçlayan, zorlama bir iddanamenin üzerinden daha birkac yıl gecmeden yeni bir olay ve bukez daha temkinli ve ilginc sekilde hazırlanan, ancak aylardır hernedense ortaya cıkmayan yenibir iddaname ile karsı karsıyayız... Benzerlikleri, meydanda yine cengaver bir savcı, tartışmalı bir takım olaylar ve baglantılar üzerinden Milli ve muhalif tüm unsurlara karsı adeta bir savası andıran sahneler olmasıdır.. Bu noktada önceki iddanameden umdugunu bulamayan ama hazırlayıcılarını kucaklayan ve sonra ardından agıt yakanların, yeni tiyatrodan umdukları medet haliyle gün gectikce azalmaktadır..Ama hamlelerin sıklaştıgı bu dönemde, kapatma davasına istinaden karşılıklı son hareketlerin beklendigi de bir gerçektir.. Asıl önemli olan ise, tüm bunların daha önceki anlatılan plan dahilinde kurgulanmıs yeni bir tezgah oldugu ve kimlerin bu tezgahı sahiplendikleri gercekliginin unutulmaması gerektigidir!!

Ergenekon ve benzerleri ile alt türevlerinin temizlenmesini, öyle sadece bir serdengeçti savcının çabası veya gözü pek birkaç istihbaratçının kelle koltukta verdiği çaba ile çözümleneceğini beklemek safdillikten başka bir anlam taşımaz. İktidarıyla muhalefetiyle, askeriyle polisyle, hakimiyle savcısıyla, STK’larıyla medyasıyla topyekün bir konsensüs oluşmadıkça Ergenekonun çözümünü boşa beklemeyelim. Saydığım unsurlar arasında bu geniş uzlaşının en küçük bir emaresi de ufukta görünmediğine göre, Türk insanı bu “bela” ile yaşamaya, bir başka baharı beklemeye mecburdur. Küçük birkaç hatırlatma; Danıştay saldırısındaki, adına ister Ergenekon deyin ister bir başka karanlık güç, bir çetenin izleri o kadar aşikarken Mahkeme heyeti bunu görmüyor. Şemdi davası Savcısının başına gelenlerle yetinilmeyip davayı kabul eden Mahkeme heyetini oluşturan hakimlerin tozduman edilen hayatları. Bu haberde yer alan medya patronu ve genel yayın yönetmeninin kamuoyu yönlendirme kuvvet ve kudretler, bilinmeyen güç odakları ile iç içe geçmiş ilişkiler ağı. Daha gerilere gidersek; Susurluk ve 12 Mart döneminde yapılan yargılamaları hatırlamak, umutsuzluğumun kanıtları. Kimse sonuna kadar gidilebilecek bir “temiz eller” operasyonu beklemesin.