Uzun zamandır bir kampanya yürüyor: Medyada Radikal devrim. Kampanyaya göre Doğan Grubu’nun küçük ama prestijli gazetesi Radikal boyutundan habercilik tarzına yazarlarından yayın yönetmenine kadar yepyeni bir yüz ve yepyeni bir anlayışla piyasaya çıkacak ve amiyane tabirle “medyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”tı!
Ve yeni Radikal okurlarıyla buluştu. Peki, onca kampanya, edilen büyük büyük sözler, yaratılan beklenti, onca iddia karşılandı mı yeni Radikal’de?
Adım adım gidelim.
Kendilerini Yazan Sokak Yazarları!
Gazetenin yeni yayın yönetmeni Eyüp Can değişimi hep yazarlarla ilgili bakış açısıyla somutlamaya çalıştı. Hürriyet’teki masasının başında peşpeşe yazdığı yazılarla ya da kanal kanal dolaşıp artık masa başı köşe yazarlığının biteceğini Radikal’de herkesin sokaktan yazacağını belirtti. Formül şuydu: Hayatın içinde, haber dilinde, haberin bir parçası olarak yazacaktı yazarlar. Bu oldu mu? Şöyle söyleyelim: Önceden yazarlar ne kadar hayatın içindeyse yeni dönemde de o kadar içinden yazdılar! Arkadaş kontenjanından sokak yazarı olarak bünyeye katılıp kızını anlatan mı dersiniz, fikir babası olarak karısını-sevgilisini anlatan mı? Bu mayanın tutmayacağı, sokak yazarı takıntısının bir kılıf olduğu belli oldu. Aytun Çıray’ın yazdığı gibi “İnsanoğlu günahlarına veya kararlarına felsefi bir kılıf giydirmeyi sever. Böylece görünmez oldum zanneder… Ama görünürler.”
Radikal Boy, Bildiğimiz Tabloid!
Batıda bir karşılığı olan ama okuma alışkanlıklarımız ve kendine özgü sosyolojik özelliklerimiz nedeniyle bizde bir türlü tutmayan tabloid şeklinde çıktı yeni Radikal. Gerçi Eyüp Can zihinlerdeki olumsuz çağrışımı perdelemek için ısrarla tabloid teriminden uzak durup radikal boy diye tanımlasa da bu bilinç altını tedavi etme yöntemi, gazete ele gelince etkisizleşti. Tirajının çok üstünde bir prestije ve etkiye sahip eski Radikal bunu ağırlık merkezli olarak başarıyordu. Tabloidle hafifleşen yeni Radikal ile Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olma ihtimali ciddi bir risk. Gerçek radikal boyu Habertürk yaptı ve tutturdu. Fikir olarak taklit edip taklitten kurtulmak için tabloidin ta kendisini yapmak yanlış bir tercih gibi duruyor.
Radikal’in İmajı Ucuz Gazete Olma Yolunda
Doğan Grubu Eyüp Can’lı Radikal’in tutması için her şeyi yapıyor. Tüm yayın organlarında reklam dönüyor, kanallar geniş yer veriyor, köşe yazarlarına Radikal yazdırılıyor, tam sayfa röportajlara yer veriliyor. Ve bir atak daha yaptı grup: Daha önce 75 kuruştan satılan Radikal 25 kuruşa indi. Yetmedi, benzinliklerde ve D&R mağazalarında bedava dağıtıldı. Belki tiraj için artı bir etki yapacak bu hamleler ciddi bir risk de taşıyor aynı zamanda: Tabloid boyla hafifleyen Radikal imajı fiyat politikasıyla “ucuz” gazete olarak okur belleğindeki yerini yenileyebilir.
Gazete Nerede Duracak? Tiraj Nereye Oturacak?
İmajı, ağırlığı, gazetecilik hedeflerinin tutturulmasını geçtik. Onca reklam, düşük fiyat, bedava dağıtım tirajı ne kadar etkiler peki? Gazetelerin en çok satıldığı gün olan Pazar günü çıkmasına, ilk gün merakına rağmen rakam 102 binde kaldı. Bu rakamı tavan olarak görebiliriz. Daha önce Sözcü bahsinde değindiğimiz “duruşa” bakmak lazım sonrasını analiz etmek için. Radikal nerede duracak yeni haliyle? “Taraf ile Cumhuriyet arasında bir yer” demişti Eyüp Can ilk değerlendirmesinde. Bu nasıl olacak? “Susurluk dönemindeki Radikal gibi” diyor bunu açıklarken Can. Peki, Türkiye Susurluk dönemindeki Türkiye mi? Medya dağılımı, dengeleri o dönemle bir mi? Tabii ki değil. O zaman soruyu tekrar soralım: Radikal farklı olarak nerede duracak yeni dönemde? Entelektüel kesim mi? Onlar zaten önceden de Radikal okuyordu. Oradan yeni okur gelmez. Liberal cesur bir gazete mi? Onların zaten Taraf’ı var. Muhalefete inanmayan bir genel yayın yönetmeni Eyüp Can. Kendi söyledi. Demek ki muhalif gazete bekleyen okurun özlemi de gitmeyecek. Merkeze oynayan, bir orada bir burada bir politika mı? Doğan Grubu’nun amiral gemisi zaten bu iş için var. Yandaş mı? Bünye kaldırmaz. Sol mu? Akif Beki’li Eyüp Can’lı sol bir gazeteye kimse inanmaz. O zaman Radikal kimin gazetesi olacak ki yeni tiraj alsın? Geriye bir tek 25 kuruşluk gazeteler arasında öylesine seçim yapan lumpen okur kalıyor ki onlar Radikal’e gitmez.
Eyüp Can Yeni Bir Ahmet Hakan Vakası mı?
Yazarlar sokaktan yazacak diyen Eyüp Can ilk gün değil sokaktan, masa başına bile geçmeden ayaklarını uzattığı yerden anılarına dalıp kendini, aşklarını anlattı. Yahudi eski sevgilisi, Müslüman eşi ve kendisini yazdı, nereden nereye geldiğini hikâye etti, yakında eski sevgilisi eşi ve kendisini bir araya geleceğini duyurdu ilk gün. Sonrasında “önceki gece, sabahın ilk saatlerinde kadın oldum. Radikal’in doğum sancılarını bir kadın gibi fiziksel hissettim. Devasa makine parkuru arasında sanki içimden bir parça çıktı. 12.05’te matbaada doğurdum." gibi Tuna Kiremitçi duyarlılığında “anne olduğunu” yazdı. Sanırız epey bir dönem Can’ın köşesi aynı Ahmet Hakan’ın yaptığı gibi “Neydim, ne oldum, bakın nasıl da oldum” kişisel analizlerle geçecek. Öyle ya, cemaat algısı peşini bir türlü bırakmayan bir isim olarak yapıyor şimdi beyaz Türklerin kurtarılmış gazetesi Radikal’i. Önce kendini ikna edecek, sonra okurları. Edebilecek mi? Göreceğiz. Ama bunun Tuna Kiremitçi seviyesinde bir duyarlılıkla yapılamayacağını bir dost uyarısı olarak buradan duyurmak isteriz kendisine.