Tamam… Medya ak pak değil ama her önüne gelenin şamar oğlanı olmayı da hak etmiyor. Çünkü geri kalan da öyle sütten çıkmış ak kaşık değil. Toplum neyse, medya da o. Bir anlamda ayna görevi yapıyor.
Onun için her başı sıkışanın medyayı suçlu ilan etmesi artık kabak tadı vermeye başladı.
Mesela;
Bir hafta önce Siirt’te akıl almaz bir tecavüz dehşeti yaşanmış, herkes şok olmuştu. Derken bugün yine Siirt kaynaklı kan donduran bir organize tecavüz haberi geldi. Medya, doğal olarak iffet timsali diye övündüğümüz bu topraklarda böylesi bir dehşete kör kalmadı. Okurlarına duyurdu.
Ama Bakan Çubukçu bir çırpıda suçluyu buldu: Medya. Bu haberleri neden veriyormuş, abartıyormuş falan.
Neyin abartması sayın Bakan?
Yaşanan cinnet halinin farkında değil misiniz? Ama bakın sizin gündeminizde neler var? O gündemin üstüne hesapta olmayan gündem binince hemen köpürüyorsunuz.
Öyle tekil bir olaydan bahsetmiyoruz. Bir hafta önceki hayvanlar organizeydi. Bugün ortaya çıkan dehşetteki hayvanlar organize. Hiçbir anlık bir öfkenin, kendini kaybetmişliğin, sadece kişiyi bağlayan bir bozukluğun ürünü değil. Ve bunlar tek örnek de değil. Üçüncü sayfalar bu tür vahşetlerle kaynıyor.
Fena mı? İlk kez bu çöküş hali üçüncü sayfadan taşıp manşete düştü. Medyayı suçlamak yerine eğitimin başındaki en yetkin kişi olarak siz ne yaptınız? Neler yapıyorsunuz? Ülkenin her kurumuna hakim hükümetinizin gündemi ne Allah aşkına? Bu gidişi kaçıncı öncelikli sorun olarak belirlediniz? Belirlediniz mi?
Oysa Türkiye, tüm her şeyi unutup bize ne oluyorun cevabını aramalı.
Siyaset kurumu, iktidarı ve muhalefetiyle kayıkçı kavgalarını bırakıp geceler boyu bu sorunu tartışmalı.
Tribünlere mesaj vermek için yıllardır bıkıp usandığımız bitmez tartışmalar unutulup nereye gittiğimizi tartışmalı partiler.
Ne laikliğin elden gittiği var ne irticanın geldiği. İnsanlığımız elden gidiyor, gelense toplumsal bir cinnet hali.
Askerlerin darbe yapacağı falan yok. Hayvanlık dürtüleri içimizdeki insanlığı alaşağı ediyor.
Diyorsunuz ya “medya ne yaptığını düşünsün.” Siz de düşünün Sayın Bakan. Hep birlikte düşünelim. Kim kendine düşen sorumluluğunu yerine eksik getiriyor, kim gündem karatmakla meşgul, kim daha sorumluyken zeytin yağı gibi üste çıkıyor, dürüstçe konuşalım.
Ve bırakın suçlamayı. Bir şeyler yapın. Hükümetiniz bir şeyler yapsın artık.
Emin olun Sayın Bakan. Medyayı günah keçisi yaparak günü kurtarabilirsiniz. Ama bu kurtarmaz. Ne sizi ne bizi. Farkına değil misiniz? Batıyoruz.