Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aktif bir cumhurbaşkanlığı yapacağı bekleniyordu. Öyle de oldu. İlginç sonuçlarıyla tartışılan ABD gezisinin hemen ardından bu kez Ortadoğu'nun önemli ülkesi Mısır gezisi başladı. Bu Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'le birlikte Arap ülkelerine yaptığı ilk resmi geziydi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da katıldığı bu gezi ekonomi ağırlıklı görünse de aslında dönem açısından siyasi yanı daha ağır basıyordu. Mısır'a geldiğimiz ilk günün akşamı Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Büyükelçiliği'nin rezidansında geziye katılan yazarlar, televizyon yöneticileri ve bazı işadamlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Gül, yemek sonrası gezi hakkında kısa bilgi verdi. Gül, "Kahire Havaalanı'nı biz yapıyoruz. Arap Birliği artık bizi oy birliğiyle destekliyor. AB konusunda da, EXPO 2015 konusunda da toplu olarak karar aldılar. Bunlar çok önemli şeylerdir" diye konuştu.
301 AÇIKLAMASI
Gül, Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerle ilgili soruları da cevapladı. TCK'nın 301. maddesiyle ilgili bir soruya şöyle dedi: "O maddenin Türkiye'ye bir faydası yok. Ama değişmesiyle her şey bitecek değil. Önemli olan mantalitenin değişmesi." Sorulardan biri de Çankaya'nın, dış politikada daha ağırlığı olan yeni bir konuma gelip gelmediğiyle ilgiliydi. Gül ortada yeni bir durum olmadığını bir stil farkı olduğu vurgulayarak şöyle diyordu: "Dış politikayı hükümet belirler. Ben Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen, siyasetten gelen, Türkiye'nin en kritik dönemlerinde önemli görevleri yapmış bir kişi olarak edindiğim tecrübeleri, ülkemin, devletimin, Türkiye'nin çıkarına verebiliyorsam bundan herkesin mutlu olması gerekir. Türkiye'nin çıkarına olan bütün tecrübelerimi, bilgilerimi, Türkiye'nin çıkarına değerlendirmek benim bir görevimdir." Reformlar ve yeni gelişmeler konusunda devletin tepesinde sürekli istişare olduğunu söyleyen Gül bunu da şöyle açıklıyordu: "Devlet günü dediğimiz bir gün var. O gün bir araya gelip istişare yapıyoruz. Orada her şeyi konuşuyoruz." Gül, dün Mısır Devlet Başkanı Mübarek'le de bir araya geldi. İki lider, başta Filistin'in bağımsızlığı, Lübnan seçimleri, Körfez Ülkeleri ve Irak'ta yaşananlar konusunda ortak düşünceye sahip olduklarını açıkladılar. Mübarek'in İran ABD ilişkilerine ilişkin açıklaması da ilginçti: "Bir ülkeye karşı güç tehdidinde bulunmak bölgeyi ateşe atmak demektir."
Sabah