Sizin başkanlığınız döneminde hep göz kamaştıran projeleriyle gündemde olan şimdi Beypazarı MHP’li belediye başkanının AKP’ye geçmesiyle gündemde. Siz, o kadar güçlü olduğunuz bu beldede bu geçişe neden engel olamadınız? Süreç nasıl gelişti?
Belediye Başkanı Cengiz Özalp hafta içi benim yanıma ziyarete geldi. Zaman zaman gelir, belediye hakkında fikir alışverişinde bulunurduk. Hafta içersinde geldiğinde hiçbir şey söylemedi ancak Cumartesi günü belediye meclis üyesi aradı ve “Acilen Beypazarı’na gelir misin?” dedi. İşim vardı gidemedim. Ancak daha sonra Cengiz başkan aradı.
Ne diye arıyor sizi? Gidiyorum diye mi?
Bir senaryo yazmış, onu anlatıyor. Beni götürdüler önüme dosyalar koydular. İçişleri Bakanı “Ben bir daha bakan olacağımı garanti edemem, dolayısıyla seni koruyamam” dedi diyor. Ben Bakan’ın Beypazarı için tavsiyesini bildiğim için inandırıcı bulmadım. Çünkü bir yıl kadar öncesinden kendisi ile yaptığı görüşmede “parti değiştirme, iyi bir miras aldın çıtayı yükselt, çalış” demişti. Dolayısıyla anlattığı bu öyküye inanmadım ve bunu da ona söyledim. Ayrıca doğru diyelim, böyle bir durumda senin yapman gereken tek şey var istifa etmen. Kaldı ki Beypazarı’nda önemli bir ihale veya benzer de hiç bir şey olmadı.
BAŞKAN ÖNCE BÜYÜK YEMİNLER ETTİ AMA ERTESİ GÜN…
Siz bu gerekçeye inanmıyorsunuz. Böyle bir hikâyeyi neden uydurmuş olabilir sizce?
Benden önce meclis üyelerine acıklı şeyler anlatmış. Aile saadetim giderse gibi şeyler söylemiş. Ben de arkadaşlara haber verdim, istifa etmesin diye. Meclis üyeleri “seninle konuştuktan sonra tavrı değişti” dediler. Hatta büyük yeminler etmiş istifa etmeyeceğim diye. Sonra Ankara’ya geliyor ve sabah erken saatte Melih Gökçek’le el ele salona giriyor. Dolayısıyla engel olmak fırsatı olmadı.
O arada kimlerle görüştü? Tespit edebildiniz mi?
Kimlerle görüştü nasıl bir organize yapıldı bilemiyorum. Ancak Gökçek’e sorulan bir soru var; Beypazarı Belediye Başkanı’nı siz mi transfer ettiniz diye. Gökçek de “ne var bunda? Herkes zaman zaman parti değiştirir” şeklinde cevap vermiş.
BEYPAZARI OLAYI BANA KARŞI OYNANAN OYUNDUR!
Siyasetçilerin parti değiştirmesi ilk kez olmuyor. Sizce neden Beypazarı olayı bir anda bu kadar olay oldu?
Ben Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak Melih beyle başa baş yarıştım. Ben belediye başkanı olsaydım bundan kim karlı çıkacaktı? Tabii ki Beypazarı… Dolayısıyla şu anda böyle kuvvetli bir konumdayken tabiri caizse rakiple iş birliği yapmak Beypazarı’nda şok etkisi yaptı. Bir yanda hemşerin var, arkadaşın var, akraban var… Diğer tarafta da siyaseten şimdi yakın olabilirler ama hiç size yakın olamayan birisi var. Sizi oyuna getirdi yani. Hizmetle falanla filanla izahı hiç mümkün değil. Beypazarı’ndaki belediye başkanının parti değiştirmesi olayını esasında benim üzerime oynanan oyun olarak düşünüyorum. Bir dahaki büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde aday olmam düşüncesi birilerini korkutuyor. Güya bizi zayıflatmak için böyle bir senaryo ortaya konuluyor.
Nasıl?
En kuvvetli olduğunuz bölgede, kendi seçtiğiniz belediye başkanı bile AKP’ye geçti gibi zayıflatma olabilir. Ama tam tersine bunlar bizi daha da güçlendirecek. Çünkü Beypazarı’nda AKP’ye oy vermiş insanlar bile bize haksızlık yapıldığını düşünerek kızgınlar.
2009 da iktidar partinsin başkan adayı vardı vatandaş onu seçmedi. Bizim adayımızı seçmelerin en büyük nedeni hem bana karşı bir vefa hem de bizim arkadaşlarımızın orada çalışmaları ve projeleridir. Vatandaşlar bu tür haksızların hesabını sormayı seviyor. İnşallah bir daha aday olursam bunu hesabı sandıkta görülecek.
MANSUR YAVAŞ SİYASETİ BIRAKACAK MI?
Deniyor ki Mansur Yavaş’ın izni olmasaydı AKP’ye geçemezdi. Bu da sizi zayıflatmak için ortaya sürülen bir argüman mı?
Ankara’da kirli bir siyaset var. Bu türlü transferler de bunun sonucu. Ankara da siyaset hep böyle yapılıyor. Birisi biraz ortaya çıkıyorsa, hele bir şeyler de yaparak parlıyorsa gerek yakın çevreden gerek rakipler tarafından hemen aşağı çekilmeye çalışılıyor. Bizim imajımızı sarsmak için bize kazık atıyorlar, attırıyorlar. Ben bu kirli siyasete yeter diyorum. Kim yaparsa yapsın, yeter. Beypazarı insanının hep güvenilir bir imajı var. Bu imaj sarsılacağına ben siyaseti bıraksam diyorum.
Birkaç gündür siyaseti bırakmayı yüksek sesle dile getiriyorsunuz. Eğer bırakırsanız sizin imajınızı bozmak isteyenlere katkı vermiş olmaz mısınız?
Nasıl sonuç doğar bilmiyorum ama ben Ankara halkına ve tüm Türkiye’ye bir mesaj vermek istiyorum. Artık kirli siyasetten vazgeçsin insanlar. Bilgileriyle, becerileriyle, liyakatleriyle bir yerlere gelsinler. Birbirlerinin üzerine oynayacakları oyunlarla elde edilecek zaferin hiçbir kıymeti olamayacaktır. Ben böyle bir şey isteseydim başka partiden milletvekili olurdum. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olurdum. Ama ben istiyorum ki Mansur Yavaş olduğum için, bilgim, becerim, yapabileceklerim için insanlar beni tercih etsin. Bir başkasının sırtına binerek, onu yıpratarak siyaset yapmayı kendime yediremiyorum. O nedenle herkese mesaj veriyorum.
Size de başka partilerden teklif geldi yani. Kimlerden geldi? AKP var mı?
Teklifler şu an değil, daha önceden geldi. 2007 seçimlerinde AKP’den de CHP’den de benzer teklifler geldi. Ama ben makam için hiçbir zaman parti değiştirmeyi düşünmedim açıkçası.
OLAYIN TEZGÂH OLDUĞUNUN HERKES FARKINDA
Bu son durumda, yani belediye başkanının AKP’ye geçmesi karşında partinizin size karşı yaklaşımı nasıl oldu?
Bunun arkasında kirli bir tezgâh olduğunu herkes fark etti. İnternet medyası da normal medya da haberi verirken şunu söyledi benim aslında hoşuma gitti. “MHP’nin en başarılı belediyesi el değiştirdi.” Demek ki böyle bir algıyı Türkiye’ye vermişiz. Her kötüden bir olumlu sonuç çıkarmamız gerekirse olumlu sonuç bu oldu. Ama ben kesinlikle Beypazarı insanının imajının sarsılmasını hiçbir şeye değişmezdim.
Devlet Bahçeli bu konuyla ilgili size bir şey söyledi mi?
Kendisi ile görüşme fırsatım olmadı. Seçim beyannamesini hazırlıyorlar. Geçen gittim kendisini izledim. En azından bir takım dedikodulara mani olmak için özellikle guruba gittim.
Beypazarı’nda durum nasıl? Halk bu gelişmeyi nasıl algılıyor?
Beypazarı halkı bana haksızlık yapıldığını düşünüyor. Hiçbir şekilde memnun değiller. Olumlu karşılamadılar.
BAŞKAN MECLİS ÜYELERİNİN YÜZÜNE NASIL BAKACAK? İSTİFA ETSİN…
Belediye Başkanı ile arkadaşlığınız devam edecek mi?
Eskisi gibi olma imkânı hiç yok. İnsanlar fikirlerini her zaman düzgünce söylemek zorunda, yani bir başka partiye geçmek istemesi de tercih meselesi. En azından haber verip de yapabilirdi. Yalan söyleyerek geçmek, yanıma gelip de hiçbir şey yokmuş gibi davranmak hiç de hoş olmadı. Yani arkadaşlığımız eskisi gibi olmaz.
Beypazarı’nda bundan sonra ne olacak? Nasıl bir gelişme yaşanır?
Belediye Başkanı’nın ben böyle bir demedim şeklinde açıklama yapması karşısında Meclis Üyeleri yalancı konumuna düşüyor. Ve bunu ilk toplantıda kendisine soracaklar, “sen bize şunları bunları şöyle şöyle söylemedin mi?” diye. Kaldı ki biraz önce söylediğim gibi bana edilen telefon var. Bunlar kayıtta. Benim arkadaşlara o anda çektiğim mesaj var. “Bakın bu herhalde gidecek, kaçırmayın… Yalan söylüyor, buna inanmayın” diye... Durup dururken hiç bir insan bir insana bu mesajı çekmez. Bunu bırakın, gece saat 2’ye kadar nerede oturmuş, kiminle oturmuş, hepsi şahitli ispatlı… Hatta oturduğu yerin kamera kayıtları bile vardır. İş mahkemelik olunca ortaya çıkacaktır. Peki, o zaman siz beraber çalıştığınız meclis üyelerini yalancılıkla hitam ederken şimdi nasıl beraber çalışacaksınız? Açıkçası ben istifa etmesini bekliyorum. Görevi bıraksın işine gücüne baksın, ticaretini yapsın.
ŞU AN AVUKATLIK YAPIYORUM… GELECEKTE İSE…
Sizin siyasetteki geleceğinizle ilgili olarak bundan sonraki hareket planınız ne olacak?
Ben gelişmelere bakıyorum. Önce şu Beypazarı’ndaki işi hallettikten sonra bir yol çizeceğim. Şu an ne yapıyorsunuz derseniz, ben geçimimle uğraşıyorum. Ankara’da avukatlık yapmaya çalışıyorum. MHP’de MYK’dayım. Tecrübelerimizden yararlandırmak için belediyelere gidiyoruz.
MHP merkez sağa açılmaya hazırlanıyor. Siz bu politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
28’inde MHP’nin seçim beyannamesinde çerçeve net olarak ortaya konacak. Bu gelişmeleri ondan sonra değerlendirmek doğru olur kanaatindeyim. Önce fotoğrafı bir görelim.
CHP’NİN NE DEDİĞİ HENÜZ BELLİ DEĞİL…
CHP’de Kılıçdaroğlu’ndan sonra bir kırılma var. Daha önce CHP ile pek çekişmeyen MHP son dönemde neredeyse AKP’ye yüklendiği kadar yükleniyor. Siz CHP’deki bu yeni duruşu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçime girerken herkes bundan sonra çizgisini ortaya koymak zorunda Herkes bundan sonra çizgisini net bir şekilde ortaya koyacak ki vatandaş da ona göre değerlendirecek. CHP’de o netliği şimdi göremiyoruz. Seçime girerken onlar da seçim beyannamesini açıkladığı zaman işte ellerinde belli raporları açıklayıp bundan sonra bizim de gideceğimiz çizgi şudur derse seçmen de ona göre tavır koyacaktır.
Peki, CHP’nin ekseni kaydı mı size göre?
Yorum yapmayayım, bilemiyorum. Seçim beyannamesi ortaya çıkmadan bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü bir milletvekili bir şey söylüyor, akşam genel başkanı onu yalanlıyor. Ya da genel başkan bir şey söylüyor başkası daha farklı bir şey söylüyor. Bu nedenle net bir şey söylemek için erken.
HALK AKP’NİN MİLLİYETÇİ SÖYLEMİNE İNANMAZ!
AKP’de son dönemde milliyetçi söylem ağırlık kazandı. AKP bu taktikle MHP’den oy çalabilir mi?
Seçim zamanı hep böyle oluyor. Renk değiştiriyor. Bunu belediye seçimlerinde de gördük. Yıllardır büyükşehir belediyesine çalışanlar, yani Melih beyin ekibinde olanlar, belediye seçimi sırasında hepsi MHP’liyiz diye ortaya çıkıyorlar. Bu kullanılan bir argümandır ama halkın buna itibar edeceğine inanmıyorum. Herhalde insanlar şimdiye kadar yapılanlardan bir ölçü almıştır diye düşünüyorum.
RÖPORTAJ: TALAT ATİLLA&ERSİN TOKGÖZ
FOTOĞRAFLAR: GÖKTAŞ ŞAKAR
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...