Başlıktaki cümlenin pek çok versiyonu var. Gün olur başbakan yerine cumhurbaşkanı geçer, gün olur bir parti lideri, bir bakan, isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir isim vs.
O isimler ve/veya görevler değişir belki ama bir şey değişmez: Gazetecilerin bu büyüklük sanrısı.
O kadar önemlilerdir ki o gazeteciler, zaman mevhumu gözetmeksizin bilgilendirir devletlûlar onları ya da görüşlerine başvurur.
Peki, doğru mu?
Değil.
İstisnaları yok mu?
Tabii ki var.
Ama istisnalar değil dikkat çekmek istediğimiz konu. Kaide haline gelmiş gazetecilerin bir “kendilerini pazarlama aracı” olarak o “büyüklük sanrısı…”
Okurlarına derler ki o sihirli cümleyle; “Benim her yazdığıma iman et ey daha o devletlûların sesini televizyondan başka bir yerde duyamayan sıradanlar… Bir şey biliyorum da yazıyorum/söylüyorum…”
Patronlarına derler ki; “Benimle ilgili her türlü tasarrufunu bir daha düşün…”
Meslektaşlarına derler ki; “Bakın… Ben oldum.”
Hani özel sektör için rutin olan işten çıkarmalar söz konusu medya olduğu zaman hemen siyasi bir içerik kazanıyor ya… Hani işten çıkarılan her gazeteci, köşesini kaybeden her yazar, ekran ömrü biten her televizyoncu hemen çıkıp “Siyasi iktidar beni istemedi… Yukarıdan telefon geldi ve…” diye başlıyor ya konuşmaya.
Hah…
Tam da aynı büyüklük sanrısının değişik varyasyonudur bu komedi de.
Televizyoncunun programı dökülüyordur, reyting listelerine bile giremiyordur ama asla aklına “Ben bu işi beceremedim…” demek gelmez.
Yazar artık zamanın ötesinde kalmıştır, kimse dönüp yazılarını okuyordur, ismi bile unutulmuştur ama asla dönüp kendini sorgulamaz.
Çünkü özellikle yağan yağmurdan ya da kavuran güneşten bile siyasi kamplaşma çıkaracak kadar politize olmuş bir millete -en azından bir bölümüne- “Siyasi baskı nedeniyle kovuldum” yalanını/pazarlamasını yutturabileceğini bilir.
İşte bu yalanın alt yapı taşları hep “Başbakan beni gece yarısı aradı ve dedi ki…” türevi cümleleridir.
O kadar mühim kişilerdir ki gazeteciler onların varlığı bir siyasi erk sorunudur ve onlar olmadan şu ya da bu siyasi parti ya da siyasetçi rahat nefes alacaktır.
Yemeyin. Her ne kadar paranoyak olmanız takip edilmediğiniz anlamına gelmese de, bu kesinlikle takip edildiğiniz demek de değildir. Bu oyuna gelmeyin.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...