BAYKAL'IN 'HODRİ MEYDAN'INA ERDOĞAN'DAN YANIT/VİDEO 

Neden Çağlayan değil de Kazlıçeşme?

Ben İstanbul'da doğdum büyüdüm. Kazlıçeşme'nin tarihini iyi bilirim. Miting alanına giremeyenler oldu. Ve çok açık, net bir hesapla 1 milyonu aşkın bir katılım vardı. Çağlayan meydanı, Kazlıçeşme'nin üçte biri kadardır. Çağlayan'da da miting yaptım. 3 Kasım mitingimiz vardı, ama Kazlıçeşme'de yaptığımız niting, diğerlerinden çok farklı ve çok daha fazla katılımla oldu.

Hedef 81 ili ilçelerine kadar temsil etmekti. Biz bunu büyük ölçüde başardık. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.

İstanbul'da katılım 1 milyonsa işiniz zor, çünkü bu 1 milyon altın demek..

Bu çok mantıksız bir iddia, Baykal'ın bir defa mantığını testten geçirmesi lazım. Ben bugün bir genel başkan olarak zaman zaman üzerimde altın taşırım, düğünlerde, sünnet düğünlerinde takarım.

Şu altın meselesi, benim kanıma dokunuyor. Ben milletimin iradesini altınla satın alacak değilim.

Er meydanı

Cumhurdan tiksinenler var, cumhurdan tiksinmek demek, milletten tiksinmek demektir.

'Er meydanı' diyen Baykal, bunun anlamını bilmiyor. Çık o meydana seni bir göreyim.

Hani Tandoğan, Çağlayan, İzmir mitingleri parti mitingi değildi. Ben seninle aynı programa çıkmam çünkü senin sorunun meşruiyet sorunu. Ben sana o meşruiyeti kazandırmam, vermem.

Terörle Mücadele

Şehit sayımız 71, bu 72 olsaydı zil takıp oynayacakmıydı. Şehitlik kutsal bir olay, fakat şu bir gerçek ki 1158 insanımız senin döneminde şehit olmuş. Temenni ederiz ki olmasın. Bu gün ABD gibi bir devlet terörle mücadelede acizlik içinde. Buradaki yaklaşım tarzı aynı Bahçeli gibi' Acaba biz şehitler üzerinden rant elde edebilir miyiz?'

Bugün Patnos'ta Lice'de yavrularımız bilgisayarla tanıştı. Terör örgütü ne diyordu? 'Devlet sana sahip çıktı mı, okulun var mı? Yolun var mı? Suyun var mı?' Biz bunları çözdük.

Seçmeni etkileyebilecek provokatif eylemler olabilir mi?

Biz tüm güvenlik güçlerimiz ve ilgili kurumlarımızla gerekli önlemleri almış durumdayız. Bakın şuan biz Ankara'da İstanbul'da mafyayı konuşuyor muyuz? Tabii bunlar şimdi yargı sürecinde olduğundan konuşmak doğru olmaz.

Temiz eller operasyonuna eş bir girişim içindeyiz. Geleceğimizi güvenilir kılmak için bütün siyasi partilerle işbirliği içinde olmalıyız.

Seçimi kaybederseniz ne yapacaksınız?

Bizim parti tüzüğümüz, diğerlerinden farklıdır. Hedefimiz yüzde 36'dır. Oy sayısını konuşmuyorum.

Kaybedersek, durumu arkadaşlarımla konuşur, çekilirim.

Benim tatilim yok. Bahçeli 'haftasonu arabamla dolaşırım' diyor. Ben çocuklarımla bir tatile bile çıkamadım bir yere gidip gezemedim bile.

Mesut Yılmaz..

Senin partin sandığa gömülecek. Sonra çıkıp birleştirme harekatına girişeceksin, 'bağımsız adayım' diyeceksin... Bahçeli de 'bırakacağım' dedi geri döndü.

İktidarda oy kaybetmeyen ilk parti olacağız. Tabii ki bu yeterli değil. Benim halkım, hizmete oy verecek. Kimliğe değil.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, süreci lehimize döndürdü

Sayın Sezer ve önceki Cumhurbaşkanları, aynı koşullarda seçildi.

Beni ağır şekilde eleştirenlere dava açıyorum. Avukatlarım bana 'bu eleştiriler siyasetçi olmanız dolayısıyladır' diyor ve dava açılamayacağını söyüyorlar..

27 Nisan'dan sonra AB ile ilişkilerde 'karizma çizildi' mi?

Türkiye'nin imajı noktasında malesef bir zedelenme oldu.

Cumhurbaşkanı ile ligili yaşanan sorun tam bir nifak siyasetiydi. 'Onlar ne zaman istiyorsa o zaman aday açıklayacağız' diye bir şey yok.

Sayın Özal döneminde de muhalefet vardı. Sezer döneminde de 5 aday vardı.

Gül olsaydı..

Uluslararası çok diplomatik alanda çalışmış birinin Cumhurbaşkanı olması hepimizin yararına olurdu.

Büyükanıt'la konuşulanlar..

Ben sayın Büyükanıt'la sadece fiziki görüşmelerde bulunmuyoruz. Telefonda da görüşüyoruz. Bunlar rutin şeyler. Fakat Baykal çok farklı düşünüyorun. Kendisinin denge kaybı var.

Bahçeli de tek tek sayıyor 'bunlar, şunla bunla kavgalı' diye.

Ben alanlarda kimseyi yuhalatmadım yuhalatmam da. Bunun üzerine gittim.

Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda 'millete gidelim' dedim olmadı. 'Meclise halledelim' dedim o da olmadı. Şimdi mecliste azınlığa sahip olan bir parti 'benim dediğim olacak' derse, bu yapılan parlamentoya saygısızlık olur.

Baykal'ın dönemi bir felaketti

Sayın Baykal'ın Enerji Bakanı olduğu dönem tam bir felaketti. Şehit kanı üzerinden siyeset yapılmaz. Kendisini kınıyorum.

IMF'den en çok borç alan hükümet Bahçeli'nin hükümetidir. Yalan söylüyor milleti kandırıyor.

İşsizliği 10.6'da aldık. Şimdi 9.9.. Yani 2.4 milyon insanımızı istihdam ettik.

Kabotaj hattı içinde tüm gemilere mazotu 1 YTL'den veriyoruz zaten. Çiftçimiz de verdiğimiz destekle mazotu neredeyse 1 YTL'den alıyor. Baykal'ın döneminde çiftçiler mazot yokluğunda hasat yapamadı.

Biz göreve geldiğimizde traktör satışı 6000 civarındaydı. Şimdi 42.000 civarında..

Türkiye yabancılara mı parselleniyor?

Gayrimenkul satışları 1935 yılından beri var. Askeri yönetimlerin olduğu dönemlerde de vardı.

MHP döneminde 3000'den fazla taşınmaz satılmış.

Biz satıyorsak dışarıda da alıyoruz. Ama bizde mütekabiliyet esastır.

Petkim Özelleştirmesi

Bugün Petkim satılmazsa yarın ne olacağı belli mi? Belki de bir petro kimya tesisi kurulacak..

Seka'ya da karşı çıktılar. Şu anda Seka'da zarar edeceğimize özel sektöre kazandırıyoruz. Seka, muhteşem bir park alanı oldu. Sabiha Gökçen Havalimanı da, biz göreve geldiğimizde kapalıydı...

Gül dışlandı mı?

Benim sayın Abdullah Gü'ü dışlamam düşünülemez. Çünkü kendisi benim dava arkadaşımdır. Bu süreçte haksızlığa uğramıştır.

Bahçeli, aramızı açmaya çalışıyor. Hiç boşuna uğraşmasın. Ben, arkadaşımın o makama layık olduğu kararına zaten vardım, istişaresini de diğer arkadaşlarımla yaptım. Fakat olmadı, kısmet...

İran doğalgazı

Bu proje uzun zamandır gündemimizdeydi. İran bize yeşil ışık yaktı. Rusya ile olmadı. Tabii kararımızı kendimiz veririz.

22 Temmuz, bir istikrar veye bir bilinmeze karar verme günüdür. Ben MHP, CHP, ANAP ve diğer partilere gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum: İstanbul Büyükşehir Başkanlığı'ndan bu yana eserim ortadadır. Gelin hizmete oy verin kimliğe değil.