Valiler vaktiyle çok daha oturaklı, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını çok iyi düşünen, tüm bunları kırk imbikten geçirdikten sonra dışarı vuran ciddi devlet adamlarıydı. Çünkü görevli oldukları ilin en üst mülki amiri demek olan valilerin her tavrı, devleti bağlardı.
Valilerin görev tanımları değişmedi, kağıt üstünde hala devleti temsil ediyorlar ama işte yeni Türkiye kompozisyonunda vali duruşu denen şey devlet adamlığından siyasetçiye doğru evrildi.
Artık daha çok konuşuyorlar, daha fazla ortalarda gözüküyorlar, daha fazla tartışmaların içine giriyorlar.
İşte bu “çok”lar, gaflara, açık vermelere, maksadı aşmalara neden oluyor.
Bu uzun peşrev faslı Bitlis Valisi Orhan Öztürk’ün sarf ettiği sözlere gelmek için.
Vali Öztürk aslında bağlamı çok farklı olsa da dedi ki; “Diyarbakır Belediyesi'nin BDP’li olması ile işte, Kürdistan’ın başkenti olması ile tanınıyor…”
Dedik ya; o sözlerin bağlamı çok farklıydı. Önünde-arkasında bir sürü başka açıklama vardı ama akılda kalan sadece bu cümle kaldı ki, bu doğaldır. Böylesi bir konumdaysanız sözleriniz cımbızla da çekilir, bağlamı da değiştirilir ve geriye kalan skandal olur.
Bitlis valisi Öztürk düşünmedi, sözlerinin nereye gideceğini hesap etmedi ve günlerdir hem siyasilerden hem de çeşitli platformlardan tepki toplayan o açıklamayı yaptı.
Ve düşüncesizliğinden dolayı, KAYBETTİ.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |