Daha dün, Analiz’de Nagehan Alçı’nın savruluşunu yazmış, nereden nereye geldiğini ve bu dönüşümün nasıl olduğunu bir kez daha göz önüne sermiştik. (O analiz için TIKLAYIN)
Sonuçta kimse eleştiriden vareste değil. Hele de kamuoyu önündeki kişiler doğal olarak yaptıklarıyla, konuşmalarıyla, duruşlarıyla mercek altına alınabilir.
Ama ne dünkü analizimizde ne daha önceki farklı yazı/haberlerde hep fikir düzeyinde eleştiri yaptık. Asla belaltına inmedik.
Bu; Nagehan Alçı için de geçerli diğer herkes için de.
Çünkü sefillik düzeyindeki ithamlar, belaltı vuruşlar belki karşıdakini incitebilir ama asıl yarayı o ifadelerin sahibinde açar, kendi sefaletini açık etmekten başka bir işe yaramaz.
Bu uzun girişi şunun için yaptık.
Nagehan Alçı’nın Atatürk ile ilgili tepki çeken sözlerine karşı Nihat Genç ODATV’de bir yazı kaleme aldı. Ve okuyunca gözlerimize inanamadığımız şu ifadeyi kullandı: “Milletin ağzı torba değil ki büzesin, her Allah’ın akşamı TV’lerdesin, bak buradan söylüyorum yarın bir gün hamile kaldığında, konu komşuyu kesinlikle inandıramazsın bebeğin kocandan olduğunu…”
Şimdi… Bu nedir? Nagehan Alçı’yı eleştirebilirsiniz. Biz de eleştirdik. Eleştiriyoruz. Fikir düzeyinde her türlü karşı argümanı geliştirebilirsiniz.
Ama tutup da bir kadına (Üstelik o kadın evli…) bu kadar çirkin bir yakıştırmayı nasıl yaparsınız? Elinizdeki veri ne? Veri olsa bile bundan size ne? Bunun, söyledikleri ile ilgisi ne?
Bunların hiçbirinin mantıklı bir yanıtı yok. Ama Nihat Genç belki de ‘loser’liği iyice azdığı için bu kadar akıldan-izandan uzak, insaf ölçülerine sığmayan, ahlaksızca bir yazı kaleme aldı ve maalesef ODATV de matah bir şeymiş gibi bu yazıyı manşete taşıdı.
Olmadı. Hem de hiç olmadı.
Az biraz vicdanı, ahlaki ilkeleri ve saygısı olan birisi böyle ucuz, zavallıca bir belaltı intikam girişiminde bulunmaz.
Belki de Nihat Genç’in tutunamamasının nedeni bu, kim bilir? Öfkesi zekâsını esir alıyor, intikam duygusu vicdanını katlediyor.
Daha çok şey söylenebilir ama değmez. Sadece not edelim istedik. Nihat Genç KAYBETMİŞTİR.