BURSALI: BAYÜLGEN'İN TAVRI ÇİRKİN 

ŞEBNEM BURSALI’nın Oltasına Takılanlar

(Bugünkü SABAH ANKARA’da yayımlanan yazı)

Seviye Dersi

Gazete ve televizyonlardaki haberlerle ilgili gazetecilere seviye eleştirisinde bulunanların, bizatihi kendilerinin girdiği seviye tartışmasında ne hallere düştüklerine en güzel örnek geçen hafta Okan Bayülgen’in sunduğu programda ortaya çıktı. AK Parti’nin genç ve umut vadeden siyasetçilerinden Özlem Türköne’nin konuk olduğu programda, kendisine ilk ismiyle hitap etmesine karşılık Bayülgen’i uyarması üzerine, program boyunca sergilenen çirkin tavır, seviye dersi vermeye çalışanların, aslında dönüp kendi seviyeleriyle ilgilenmelerine en güzel örnek. Kaldı ki bir haber kanalında, bir haber programının şovmenlere sundurulması da, kanal yöneticilerinin yanlış yapıp yapmadıkları konusunda kendilerini bir kez daha sorgulamaları açısından fırsat da oldu. Genç yaşına rağmen seviyesini vakurca korumayı başaran Özlem Hanım’ı kutluyor, diğer yorumları da sizlere bırakıyorum.

Kılıç’tan Arınç’a içtihat

Meclis Başkanı Bülent Arınç, geçen hafta Ankara’da katıldığı bir nikah töreninde, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç ile birlikte şahitlik yaptı. Tören sonrasında nikah memuru, nikah cüzdanını Arınç’a verdi ve takdimi kendisine bıraktı. Kısa bir tereddüt yaşayan Arınç, siyasetteki ustalığını konuşturdu ve “cüzdanı kime vereceğim konusunda tereddütüm var, Yüce Mahkeme Başkan Vekili buradayken ona sormam lazım. Vereceği içtihat önemli” dedi ve topu Haşim Kılıç’a attı. Kılıç da, cüzdanın geline verilmesi yönünde görüşünü bildirince, Arınç’ın “Anayasa Mahkemesi içtihat oluşturmuştur ve bize de cüzdanı geline vermek düşer” diyerek siyasette son günlerin en tartışmalı gündemine atıfta bulunmayı ihmal etmedi…

Çağlayan’ın yolu

Geçen Cuma AK Parti Ankara adayı Zafer Çağlayan ile birlikte Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde idik. ASO’da yıllarca birlikte çalıştığı arkadaşları ile gerçekleştirdiği samimi bir toplantıya tanıklık ettik Takvim yazarı Ömer Faruk Günel ile. Hayli duygusal konuşmalar sırasında Çağlayan’ın hayat hikayesinden çok çarpıcı bir ayrıntı öğrendik. Siyasetçi bir aileden gelen Zafer Bey’in babası DP’nin Muş İl Başkanı, amcası iki dönem Belediye Başkanı ve milletvekilliği yapmış. İhtilal ve ardından cezaevi günleri, Çağlayan ailesinin hem maddi hem manevi açıdan siyaset bedelini ağır ödetmiş. Ticari çöküş ve büyük amcanın üzüntüden kalp krizi ile hayatını kaybetmesi, bugüne kadar Çağlayan’ın siyasete mesafeli durmasında etkili olmuş. Ama, Başbakan’ın teklifi ve ekip çalışmasına inanması ve arkadaşlarının teşviki, bu mesafeyi ortadan kaldırmış. Başkanlığa seçildiği ilk günlerde, İstanbullu bir sanayici tarafından “Ankara’da sanayi var mı ki, başkanı oldun?” diye yadırganan Çağlayan, 12 yılda içinde 10 organize sanayi bölgesinin devam ettiği tek il haline gelen Ankara’dan siyasete girmenin gururunu yaşıyor.

Listeden çıktı, dünyaevine girdi

Cumartesi günü keyifli bir tören vardı. AK Parti Karabük milletvekili Hasan Bilir, bu dönem milletvekili listelerine giremedi ama dünya evine girdi. Siyasete en azından bu dönemlik nokta koyan Bilir, ikinci kez dünya evine girmenin mutluluğunu yaşadı. Ve, Pazar günü seçimlerle birlikte vekilliği sona ermeden son icraatını kendi mutluluğu için yaptı. Eşi ile birlikte mutlulukları ömür boyu daim olsun…