Büyük yazar ne hissediyordur acaba? Doğan Grubu’nun “büyük yazar” pompalaması ile coştukça coşan Yılmaz Özdil, her yazısında Çölaşan’ın kişiliğinde dile getirilen tüm suçlamaları acemice kendi üstüne toplamaya çalışırken, o kıvrak zekası ile kendi yazılarını da irdeleyip nasıl bir paravan hizmeti gördüğünü düşünerek gurur duyuyor mudur?
Yoksa Özkök’ün “Çölaşan olayı siyasi bir mesele olsaydı, yazar kadromuza Yılmaz Özdil gibi Türkiye’nin en muhalif seslerinden birini katmazdık” yalanını okuyup lütfedilen büyük yazar kimliği ile zafer naraları mı atıyordur?
Ne hissettiğini yada büyüklüğünü düşünüp ne hallere girdiğini bilmem ama şu açık ki yazdığı her yazıyla kendisine o misyonu yükleyenlere diyetini ödüyor.
Bakın, Özdil’in Hürriyet’teki yazılarını dikkatli okuyun.
Aldığı ücretin karşılı olarak köşesini yazıyla doldururken, o yazıların içeriğinin ve verdiği mesajların anlamsız ve abartılı büyük yazar şişirmesinin karşılığı olduğunu göreceksiniz.
Mesela deniyor ki; Çölaşan, ideolojik körlükle muhalefetini hep belli bir kesim üzerine yapıyor, o kesimi zaman zaman rencide edecek ithamlarda bulunuyor, eleştiriyi çamur atmayla karıştırıyor. Bu tutumunun hem okurlarda hem de hükümet kanadında yarattığı rahatsızlık nedeniyle Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök uzun zamandır Çölaşan’dan kurtulmaya çalışıyordu. Böyle deniyor da bu suçlamayı karşılamak kimin işidir? Tabii ki “Büyük Yazar”ın. Onun için Çölaşan’ın ipinin çekildiği güne denk gelen o ilk yazısında ideolojik körlüğünü doruk noktaya çıkaracak, işi o rahatsız oldukları söylenen kesimin “kıçıyla başının yer değiştirdiği” çirkinliğine bile götürüp “Cehenneme gidin” dileği ile bitirecek ve şu mesajı verecekti: “Hayır, Doğan Grubu o kadar özgür bir platformdur ki, bakın, benim bu terbiyesizliğimi bile kaldırabilmektedir.”
Yine deniyor ki; Çölaşan, bazen haddini aşıyor ve muhalefet ederken muhataplarına olmadık isimler takıyor, hakaretler ediyor. Bu da, yazarlık ağırlığı ve mesafeli duruşu ile çok örtüşmediği için Çölaşan isminin taşıdığı değeri yarattığı rahatsızlık yanında gölgede bırakıyor, ipi biraz da bu yüzden çekildi. Peki eleştiri varsa ne olmalı? Birisi bunu karşılamalı. Ve “Büyük Yazar” balonunu şişirenlerin tükettikleri nefese karşı bir üflemeyle diyet ödüyor Özdil ikinci yazısında verdiği mesajla: “Bakın, ben de o insanlara hakaret ediyorum, ‘bidon kafalılar’ diyorum, hınç kusuyorum. Bana bir şey demeyen Hürriyet’in Çölaşan’ı bu yüzden kovduğunu nasıl söylersiniz. Yaşasın özgür basın, yaşasın Hürriyet’teki hürriyet!”
Ve deniyor ki; Doğan Grubu’nun Ak Parti’yle sarmaş dolaş olması içerideki ayrık otları nedeniyle tam anlamıyla gerçekleşemiyor. Daha büyük operasyonlar yapmak isteyen ve bu yüzden ayrık otlarını temizlemeye çalışan Doğan Grubu, kadrolu muhalif Çölaşan’ı göndererek net bir mesaj verdi Hükümete. Bu eleştirilere Doğan’dan yada Hürriyet’ten ses çıkmasa da söz yine “Büyük Yazar”a düşüyor. Üçüncü yazısıyla diyor ki; “Bakın, Genel Yayın Yönetmenim bile Abdullah Gül’e kredi verip en azından söze ‘sayın Gül” diye başlarken ben o kadar muhalifim ki ‘ha Abdullah ha Fethullah’ diye hitap eder, ikisine de ölçüsüzce giydiririm. Kim demiş ki Doğan Grubu hükümetin eteklerini öpüyor. Büyük yazarı bu şekilde yazan bir gruba, böyle bir laf edilir mi? Hürriyet’i okuyun ve yazarların hürriyetinin kısıtlanmadığını görün.”
Yani Hürriyet’in emektar yazarları mesai arkadaşlarının kovulmasına ses seda etmezken yeni gelen Özdil her yazısıyla Hürriyet’in dili oluyor, yaman bir savunma içine giriyor ve her ne için oradaysa gereğini yapıyor.
Beğensek de beğenmesek de belli bir içerik taşıyan ve tutarlılığı olan Çölaşan muhalefeti yerine okunduğu an unutulan, bağlamdan kopuk ve içeriksiz muhalefet simülasyonu hem ortalama Hürriyet okuru için belli bir süre zevahiri kurtaracak ve gaz alacak, diğer taraftan da Hükümet tarafından ciddiye alınmayacağı için sıkıntı yaratmayacaktır.
Doğru götürülür ve biraz daha şişirilirse müthiş bir strateji.
Ama merak ediyoruz; Böylesi bir piyon yada paravan rolü yüklenmek ve bunu iştahla yerine getirmek büyük yazarlığın ne tarafına düşer?
Büyük yazar olmadığımız için bilmiyoruz ama insani duruşun pek de iyi bir tarafına düşmeyeceği açık.
Acaba Özdil’in umurunda mıdır?
Ersin Tokgöz/Anayurt
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...