Durmuş Ali Başkan ve Veli Gürgah'ın haberi
Hububatın ardından Adana ve çevresinde yaygın olarak başlayan mısır hasadı sonrası tarla sahipleri tarafından yakılan koçanların duman ve külleri, yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Yakılan anızın rüzgarın etkisiyle kent merkezine kadar ulaşan dumanları, aşırı sıcak ve basık hava ile birleşince adeta nefes aldırmaz oldu. Evlerin içine kadar yerleşen küller ise ciddi anlamda kirliliğe yol açıyor.
Çiftçinin 15 YTL masraftan kaçınarak anızları yakmasıyla oluşan kirlilik, yöre halkının aşırı sıcaklarda yaşam alanı olan balkon sefasını da sona erdirdi. Anız yangınları halk sağlığını da olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, kirliliğin yoğun olduğu saatlerde kalp rahatsızlığı, astım ve bronşiti olanları dışarı çıkmamaları konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, AA muhabirine, anızın yakılmadan tarlanın sürülmesinin, çiftçiye maliyetinin bir dönüm arazide 10 ile 15 YTL arasında değişen fiyata mal olduğunu belirtti.
Çiftçinin hem masraftan kaçınmak hem de zamandan tasarruf etmek için anız yaktığını ifade eden Gökçel, şunları söyledi:
''Oysa özel bir makine ile anız önce parçalanıyor, ardından da tarla sürülüyor. Anız parçalanmadığı zaman tarlayı sürme esnasında pulluğun takılması nedeniyle işlem daha da güçleşiyor. Fakat, çiftçi hem masraftan kaçınmak hem de daha kolay olduğu gerekçesiyle önce anızı yakıp sonra tarlayı sürüyor. Ancak, anız yakılması tarlada bulunan faydalı böceklere de zarar veriyor.''
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Akbaba da, anız yangınları nedeniyle kirliliğin yoğun olduğu saatlerde yaşlı ve küçük çocukların mutlaka korunmaları gerektiğini söyledi.
Kalp rahatsızlığı, astım ve bronşiti olanların dışarı çıkmamaları gerektiğini anlatan Akbaba, anız yakılmasının önlenmesi konusunda yerel yönetimlere büyük görevler düştüğünü ifade etti.
Akbaba, Tarım Müdürlüğü tarafından tarla sahiplerinin eğitime alınarak bilinçlendirilmesi gerektiğini de bildirdi.
-ANIZINI YAKMAYANA TEŞVİK-
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş ise çiftçilerin anız yakarak toprak işlemeyi kolaylaştırdıklarını sanmalarına karşın bunun doğru bir yöntem olmadığını belirtti.
Toprağın bitkiyi besleyen ve verimli olan atıklarının yanarak ortamdan uzaklaştığını, toprakla bitki arasındaki besinlerin alımını sağlayan yararlı mikroorganizmanların da yok olduğunu belirten Ortaş, ''ayrıca, topraklar günden güne fakirleşmekte ve gübreye bağımlılığı artmakta'' dedi.
Ortaş, tek yönlü mineral gübre uygulamalarının toprakları kısa sürede verimsiz ve sürekli girdi kullanmaya muhtaç hale getirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bugün bir çok kişinin geçmişte aradığı meyve ve sebzedeki aroma ve kaliteyi bulamamasının altında yatan neden de toprakların tek yönlü mineral gübreyle beslenmesinden kaynaklanıyor. Anızlar toprağa gömülmeli ve kaliteli topraklar gelecek kuşaklara bırakılmalıdır. Çiftçiler, hasattan hemen sonra toprağı tavı kaçmadan işlerse sürüm işlemini çok daha kolay yapabilir.''
Ortaş, anız yakılmasının yasak olmasına rağmen bunun bugüne kadar caydırıcı bir etki yaratmadığını da vurgulayarak, ''anızını yakan çiftçiye ceza verilmesi için suçüstü yapılması gerekiyor. Bu ise neredeyse mümkün değil. Genellikle akşam karanlığı ve sabaha karşı çıkarılan yangınlarda tarla sahipleri hasımlarını suçluyor, ya da izmarit gibi unsurlarla tarlalarının yanmış olabileceklerini belirtiyorlar. Sorunun çözümü anızını yakmayan çiftçiye teşvik vermekte. Böylece çiftçilerimiz topraklarını yakmaktan vazgeçeceği gibi daha da sahiplenirler'' dedi.