E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Ekren: Kriz İhtimali Kontrol Altına Alındı 

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, ''Türkiye hem yapısal reformlarla, hem mali disiplinle, hem finansal disiplinle kendi içinden ortaya çıkacak bir kriz ihtimalini önemli ölçüde kontrol altına almış bulunuyor'' dedi.

23.09.2008 - 12:35
Ekren: Kriz İhtimali Kontrol Altına Alındı

Ekren, NTV'de katıldığı bir programda ABD'deki krizin Türkiye'ye etkilerine ilişkin soruları yanıtlarken,  Türkiye'nin benzer bir olayı 2001 yılında yaşadığı için bugün ekonomik açıdan farklı bir tabloya sahip olduğunu, ekonominin ne durumda olduğunun kamu sektörü bilançosuna, bütçe dengelerine ve merkezi yönetim bütçe dengesine bakılarak görülebileceğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin 2001 krizinde mali ve finansal yapısında sorunların bulunduğunu ve Türkiye'de siyasi istikrarsızlığın olduğunu anımsatan Ekren, bugün ise kamu sektöründe bilançonun düzgün olduğunu, eskiye oranla çok sağlam bir yapı gösterdiğini ve hatta üzeri kapalı bir mali kuralın şu anda uygulandığının söylenebileceğini kaydetti. Ekren, ''Dolayısıyla mali sektör bakımından, yani kamu sektörü bakımından, bilanço açısından ciddi bir problemle karşı karşıya değiliz'' dedi.

Ekren, finans sektörüne bankacılık olarak bakıldığında ise bu sektörün bilançosunun da, finansal disiplin, bankalardaki sermaye yeterliliğinin kredi kalitesi gibi özel göstergelerinin yine eskiye oranla, 2001 yılında bankacılık sektöründeki yeniden yapılanma sürecinin ardından düzgün, iyi ve eskiye oranla daha korunaklı olduğunun ifade edilebileceğini söyledi. Ekren, Merkez Bankasının rezervleri ile banka sektöründeki döviz tevdiat hesaplarının 2001-2002 yıllarına göre çok iyi konumda olmasının bu sektörün bilançosunu güçlendiren bir başka faktör olduğunu belirtti.

-''...EN KRİTİK KONU BORÇLULUK ORANLARI''-

Ancak reel sektör bakımından aynı şeyin söylenemeyeceğine dikkati çeken Ekren, burada üzerinde durulması gereken en kritik konunun borçluluk oranları olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''İç ve dış borç stokuna bakıldığında, iç borçlar YTL olduğu için çevrilmesi, yönetilmesi yabancı para cinsinden belirlenen borçlardan daha kolay.

Yabancı para borçlarını da ödemeler bilançosundan görüyoruz. Özel sektörün son yıllarda dışarıdan aldığı krediler miktarında artış var. Elbette bu paranın nerede kullanıldığı önemli. Elimizdeki veri ve bilgiye göre, daha çok yatırım malı ithalinde ve üretimde kullanıldığını söylemek mümkün. Bu açıdan bakıldığında başlangıçtaki borç stoku, dönem sonunda bir yatırım ve üretim olarak yansıyacaktır. Ama artan miktar döviz geliri ve döviz gideri dengesi oluşmadıysa bir risktir.''

Başbakan Yardımcısı Ekren, özel sektörle birlikte kamu sektörünün bu süreçte şirketlerin yeniden yapılanması dahil tüm reel sektörü birlikte bir daha gözden geçirip, hassas olunan alanları belirlemesinin özel bir önem taşıdığını vurguladı.

-''ODAKLANACAĞIMIZ ANA KONULARDAN BİR TANESİ CARİ AÇIK''-

Dış bilanço durumuna ilişkin bir soru üzerine Ekren, ''Burada bir hassasiyetimiz var. İhracatımız giderek artıyor ama cari açık da artış trendinde. Burada dış ticaret dengesi içinde enerji dışı dış ticaret dengesine ve enerji dışı cari açığa baktığımızda sorunun çok fazla büyük olmadığını görüyoruz. Türkiye'nin kırılganlığının daha çok dış piyasalardan, dış konjonktürden geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle üzerinde odaklanacağımız ana konulardan bir tanesinin de cari açık olması lazım'' dedi.

-KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRME-

Nazım Ekren, krizin fırsata dönüştürülmesine yönelik bir soru üzerine ise şunları söyledi:

''Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktürün bir kriz üretip, üretmeme ihtimalini... Bilançolara baktığımızda eskiye oranla korunaklıyız. Dolayısıyla kendi içimizden bir krizin üremesi ihtimali çok fazla değil. Eskiye oranla hem yapısal reformlarla, hem mali disiplinle, hem finansal disiplinle Türkiye kendi içinden ortaya çıkacak bir kriz ihtimalini önemli ölçüde kontrol altına alınmış bulunuyor.

Türkiye şu anda kriz üretmeyen bir konjonktür dalgası içindedir. Bunun bize verdiği sinyal çok net. Türkiye konjonktürel bir süreçten, yapısal bir sürece geçiyor. Bu süreçte bizim bu krizi fırsata çevirebilmek için elimizde imkan var. Bunlardan bir tanesi özellikle özel tüketimi değil ama özel yatırımları artıracak bir teşvik sistemi ve bunu devreye koyacağız. Kamu yatırımları, altyapı yatırımları yoluyla hem özel sektör yatırımlarını tahrik etmek, hem de milli geliri artırmak mümkün.

Burada GAP, DAP ve KOP ile İstanbul'un finans merkezi yapılması projesi de önemli.''

-EKONOMİK HEDEFLERDE REVİZYON-

''Türkiye dışarıdan gelen bir şokta bundan yarar mı, zarar mı sağlar?'' diye soran Ekren, ''Çok net ve samimi söylemek lazım. Türkiye bir defa küreselleşme kalitesini artırmak zorunda. Küreselleşme sürecinin kalitesini, küreselleşme entegrasyon derecesini artırmamız lazım. Burada önümüze gelen konulardan bir tanesi de üretim fonksiyonumuzu yeniden değiştirmeliyiz'' dedi.

Ekren, ''Bu kriz ortamında ekonomik hedeflerde revizyona gitmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusuna ise ''Her gelen veri daha önce kurguladığımız, düşündüğümüz tablonun değişmesine neden oluyor. Her gelen veride hedefleri değiştirmek yerine, orta vadeli programda koyduğumuz hedefleri belli bir süre daha koruyalım. Eğer gerekiyorsa 3. çeyrekten sonraki tabloya bakıp, düşünmek daha makul'' yanıtını verdi.

-FİNANS KESİMİNİN DENETİM VE GÖZETİMİ-

ABD'deki krizin ardından denetim ve gözetim eksikliğinin gündeme geldiğinin belirtilerek, bu çerçevede ''Türkiye'de finans kesimi için denetim ve gözetiminin tek bir elde toplanması'' şeklinde bir yaklaşımın bulunup, bulunmadığının sorusu üzerine Ekren, şu anda Türkiye için Amerika'nın yaşadığı boyutta ve şiddette bir krizin söz konusu olmadığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Ekren, ''Bunu zaten 2001 yılında çözmüştük. Önümüzdeki dönemde ABD'deki gelişmelere bakıp, dünyadaki yeni finansal mimarinin gideceği noktanın ipucları çıktığında Türkiye'nin de ihtiyaç duyduğu bir dönemde bununla ilgili inisiyatifi kullanırız. Ama şu anda finansal sektördeki finansal otoritelerin kendi kurumları ve piyasaları ile ilgili düzenleme ve denetleme yeteneğinin ve kalitesinin yüksek olduğunu ifade etmek gerekir'' diye konuştu.

YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
süleyman karaca 16 Eylül 2008 Salı 

İki gündür, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz’un 22 Kasım 2007’de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la ve 5 Aralık 2007’de Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’le görüştüğü haberi üzerine yine işin özü dezenformasyona/bilgi kirliliğine kurban ediliyor. Amaç, Deniz Feneri davası üzerinden Sayın Erdoğan ve Sayın Şahin’i bu çirkinliğin odağına çekmek. Haberlere göre, görüşmede Başbakan Erdoğan’a, Antalya’da cinsel istismardan yargılanan Alman genci Marco davası sorulmuş, Başbakan Erdoğan da Deniz Feneri davası ile ilgili soru yöneltmiş. Aynı olgu bir kez de Adalet Bakanı ile tekrar yaşanmış. Alman komiser Böhm, Deniz Feneri e.V. davasında mahkemeye bunun bir bilgi alışverişi olduğunu söylüyor; bu gün de bu bilgi, Alman Büyükelçiliği’nden konuya ilişkin yazılı açıklama ile içeriğine girilmeksizin teyit ediliyor. Şimdi “buraya kadar her şey olması gerektiği gibi mi” sorusunda dikkatimi çeken; kimse Alman elçinin Başbakan’ı ve Adalet Bakanı’nı bir cinsel sapkınlık davasından dolayı vatandaşını koruma adına sergilediği sorguya çekercesine tavrını değil de, Başbakan’ın ve Adalet Bakanı’nın “yargı bağımsızlığını” çağrıştıran karşılık vermesinin altında, karanlık ilişkilere bir argüman bulur muyuz peşinde. Gerçekten asıl sorgulaması gereken, burada sergilenen toplumsal mantalitemizin gerçekten yavaş yavaş dumura uğramakta olduğunudur.

Yorumu oyla      18      10  
Kutluk Kargaoğlu 16 Eylül 2008 Salı 

Gürüştüğü belli. Yargıç ilişkileri belgeleyen fotgrafları özel hayat demiş. Sanki bu işten şimdilik yırttı gibi Tayyipgiller. ama akman için geçerli değil. Aslında bunca şey oluyor ve cesur bir yargıç bulunamıyor bu ülkede. Cumhuriyet bu ampul takılı Fenercileri yıllardır yayınlıyor. Ama devletten tık yok..

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Trafik Cezaları Cep Yakacak
Bu haber sürücülere! Trafik kurallarına uymayan yandı! Trafik cezaları ...
Petrol 1 Günde 25 Dolar Arttı
ABD yönetiminin kurtarma planı piyasa şüpheyle yaklaştı. Petrol fiyatları ...
Borsa Güne Düşüşle Başladı
İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta 862,30 puan düşerek 35.321,32 puan seviyesinde açıldı.
 
Enflasyon Düşmeden Faizler Düşmez
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "enflasyon düşünce faizler düşer. ...
Sigaraya Elektronik Takip Geliyor
Kaçak ve sahte sigarayla mücadele çerçevesinde, yeni yılda sigara paketleri ...
Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Geriledi
Merkez Bankasının anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10,70'e geriledi.
 
GÜLER SABANCI KÖTÜMSER… ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK!
Güler Sabancı, finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri 'çok büyük bir ...
Küresel Krizde Sürpriz Gelişme...
Japon Mitsubishi UFG (MUFG) Financial Group'un, ABD'li yatırım bankası ...
3 Milyar $'lık Petrol Alacağımız Var
ABD işgali sonrası Irak'ta petrol kanunu ve arama sahalarının paylaşımı ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Haber
PETROL
Ezgi Mola
TV8
yakmak
ROMA
siyanürlü mektup
New Orleans Pelicans
Ölüm