TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı yaptığı 1991 yılında Yeşil'in Elazığ-Tunceli bölgesinde halka eziyet ettiğine ilişkin bazı şikâyet mektupları aldığını anımsatan Aşık, Devlet Bakanı olunca da Yeşil'in peşini bırakmadığını, ancak izine bir türlü rastlayamadığını söyledi. Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadelerde de Yeşil'le ilgili tüm bilgilerini aktardığını belirten Aşık, Osman Gürbüz adına bu dönemde rastladığını söyledi. Bazı kişilerin, "Mahmut Yıldırım isim ve yüz değiştirdi; Osman Gürbüz adını aldı" iddiasında bulunduklarını dile getiren Aşık, "Ancak o dönemde Yıldırım'ın parmak izleriyle, Gürbüz'ün parmak izlerinin karşılaştırması yapıldı. İkisinin aynı kişi olmadığı iletildi. Ama benim şüphem sürüyor" dedi.
Eski Başbakan Yılmaz Ergenekon Yeşil'ini anlattı
Bağımsız Rize milletvekili, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz 24 Aralık 1996'da Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadede, eski DHKP-C militanı olan Osman Gürbüz'ün 1995 yılı Ocak ayında Kocaeli'nde yakalandığını, üzerinde Abdullah Çatlı'nın da üzerinden çıkan evrakın çıktığını, ancak o dönemde Emniyet Genel Müdürü'nün devreye girerek serbest bıraktırdığını, Gürbüz'ün altında BMW marka bir araba bulunduğunu anlatmıştı. Kayıtlara göre,elindeki çantadan çok sayıda 357 magnum mermisi, bir adet Smith Wesson marka şarjörlü tabanca ile telefon defteri çıkan Gürbüz'ün aracında yapılan aramada seyyar polis sireni ile kanlı bir erkek ceketi de bulundu. Ahmet Tecer sahte kimliğiyle yakalanan Gürbüz'ün üzerinden bir de telsiz çıktı. Telsizin Elazığ bölgesindeki jandarma envanterine kayıtlı olduğu belirlendi. Gürbüz ile ilgili bu kayıtlar komisyon raporuna girerken, komisyona bilgi veren Yılmaz, Gürbüz'ün Susurluk Kazası'nda ismi sık sık anılan eski İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar ile bağı olduğunu şöyle anlattı: "Bu şahsın altında bir BMW marka araba vardır, bu arabanın Genelkurmay'a ait olduğu ve Ankara'ya gönderilmesi istenmiştir. Sonra, bu araba Ankara'ya gönderilmiştir. Ama üç ay öncesine kadar Mehmet Ağar tarafından kullanılmıştır. Önce seçim sırasında Elazığ'da, daha sonra da -bakan olduktan sonra- eşi tarafından kullanılmıştır."
sabah