Yeni Şafak yazarı Prof. Hayrettin Karaman’ın şok yazısını sanırım bilmeyen kalmadı. "İslam'a inanmayanlar kendi inançlarını serbestçe uygulayabilirler; ama bu uygulama Müslümanların hayat, ahlak ve dindarlıklarını, nesillerin eğitimini olumsuz etkileyecekse -İslam toplumunda- 'onların aykırı fiilleri için özel mekânlar ihdas edilmek' gibi tedbirlere başvurulur." Dediği yazısında Karaman, özetle Müslüman gibi yaşamayanlar için özel bölgeler ayrılmasını ve onların o bölgelerde yaşaması gerektiğini söylüyor.
Diyebilirsiniz ki, hani fikir özgürlüğü diye yırtınıyordunuz? O da düşüncelerini söylemiş işte. Ne var bunda? Karaman’ın sözleri de fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilir ve saygı duyulur.
O açıdan bakıldığında doğru belki. Ama sadece o açı bize yetecek mi?
Mesela Karaman’ın İslami cenahta sözünün nasıl dikkate alındığını ve itibar gördüğünü düşündüğünüzde yazısında geçen tedbirleri kendi başlarına uygulamaya kalkan heveskarların olacağını hesaba katmayacak mıyız?
Mesela zaten bir arada yaşama koşullarının gittikçe zorlaştığı ve inananlarla inanmayanlar arasındaki mesafenin açıldığı bir dönemde böylesi bir çıkışın birileri için meşruiyet sağlayacağını göz ardı mı edeceğiz?
Hiç ayrımcılık, çoğunluğun azınlığa baskısı gibi konulara girmiyoruz bile.
O yüzden; Karaman’ın çıkışı nereden baksanız insafsız, çatışmayı körükleyici, karşıtlıkları artırıcı ve dolayısıyla anlamsız olmuştur.
Ve sırf bilinçaltını bastıramadığı için böylesi bir sorumsuzluğa imza attığı için KAYYBETMİŞTİR.