“Venezüella’nın kıvırcık dahisi”, “Klasik müziğin yeni rock starı”, “Muhteşem Gustavo”... Bu ve benzeri sayısız sıfat, klasik müzik gibi çok da popüler olmayan bir alanda faaliyet gösteren birine takılıyorsa, orada sahiden özel bir durum var demektir. Nitekim, çok genç yaşta ‘Dudemania’ diye anılan ciddi bir fenomene dönüşen orkestra şefi Gustavo Dudamel sahiden çok özel bir yetenek. Sadece müzikal alanda değil, insanlarla iletişimde de. İnsanlar onu sadece dinlemeye değil, izlemeye de bayılıyor.
1981’de salsa orkestrasında çalan tromboncu bir baba ile ses eğitmeni bir annenin oğlu olarak Barquisimeto’da doğmuş Gustavo Dudamel. Müzik derslerine 4 yaşında başlamış, Venezüella’nın dört bir yanını orkestralarla dolduran efsanevi El Sistema bünyesinde keman çalarak... Aslında babası gibi trombon çalmayı hayal ediyormuş ama kolları bunun için fazla kısa olduğundan keman öğrenmiş. Şimdi dönüp baktığında “El Sistema benim hayatımı kurtardı” diyor, “O kadar kötülüğün yakınında olup onlara bulaşmadan büyümemi sağladı.” Zaten sistemin ilk amacı tam da bu. Özellikle fakir mahallelerdeki çocukların uyuşturucuya, suça bulaşmasını önlemek, onlara müzik yoluyla başka bir yaşam ihtimali sunmak.
12’SİNDE ELİNE BAGETİ ALDI
Dudamel ilk büyük orkestrasını 6 yaşında hayalinde yönetmiş, 12’sinde bageti eline almış, 18’inde El Sistema’nın ürünlerinden Simon Bolivar Senfoni Orkestrası’nın müzik direktörü olmuş, 28’inde de Los Angeles Filarmoni’nin. Ama buna giden yol, 2004’teki Mahler Uluslararası Orkestra Şefliği Yarışması’ndan geçiyor. 23 yaşındaki Gustavo Dudamel, herkesi büyüleyip birincilik ödülünün sahibi oluyor. Jüri üyelerinden biri, Los Angeles Filarmoni’de şef. Onu izler izlemez telefona sarılıyor ve patronu Deborah Borda’ya diyor ki, “Büyüleyici bir şef tanıdım burada. 24 yaşında Venezüellalı bir çocuk, İngilizceyi güç bela konuşuyor ve gerçekten ‘yöneten bir hayvan’ bu.” Ve işte Dudemania böylece Venezüella’dan çıkıp dünyaya yayılmaya başlıyor. Dünyanın dört bir yanında önemli orkestraları yönetiyor. Borda da bu ‘yöneten hayvan’ı izlemekte bu sırada. Önüne beş yıllık kontratı koyuyor. Klasik müzik camiasının hayret dolu bakışları altında 28 yaşındaki Gustavo Dudamel Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın müzik direktörü artık.
ADINA SANDVİÇ VAR
Yalnız gitmiyor Los Angeles’a, 2006 yılında evlendiği karısı Eloisa Maturen de var yanında. Gazeteci, eski dansçı Eloisa ile çok genç ve göz alıcı bir çift oluşturuyorlar. Bunu söyleyenlere “Ruhlarımız olgun” diyor, “Genciz ama yaşlıyız”. 4 aylık bir de oğulları var şimdi. Kolay alışıyor oralara Dudamel. Hem salonların, hem sokakların parçası olmayı kolayca beceren bir adam olarak bir sandviçe isim babalığı bile yapıyor. Los Angeles’taki ünlü hot dog’cu Pink’s’in mönüsünde ilhamını ondan alan Dude adlı bir sosisli sandviç var artık. Oradayeni bir izleyici kitlesine ulaşmak, fakir çocuklara klasik müzik dinletmek gibi bir derdi var.
SİHİRLİ SÖZCÜĞÜ İKNA
Hayatını değiştiren bu büyüyle ne kadar çok çocuğu tanıştırırsa o kadar mutlu oluyor. Her koşulda sihirli sözcüğü ‘ikna’. “Dünyanın en derin müzik bilgisine sahip olabilirsin ama orkestrayı ikna edemiyorsan beş para etmez” diyor. Ve bir anekdot: İsviçre’ye Lucerne Festivali’ne çalmaya gidiyorlar. Venezüellalı genç müzisyenlerden hiçbiri karlı dağ görmemiş. Dudamel provayı iptal edip kendi cebinden ödeyerek hepsini dağlara götürüyor. Bu da şahane bir ikna yöntemi değilse nedir?
Gençleri suç dünyasından uzaklaştıran ‘sistem’
Venezüella’da başarılı bir ekonomist ve aynı zamanda piyanist ve besteci JosÈ Antonio Abreu’nun başlattığı ve kendisinin deyişiyle “yoksulluk ve suçla mücadele eden sosyal bir sistem” olan El Sistema, dünyada klasik müzik adına gerçekleştirilen en önemli proje olarak kabul ediliyor. 1975’ten bu yana, farklı politik görüşlerden 10 farklı yönetimin desteğini alarak bugünkü hayranlık uyandıran konumuna gelen El Sistema, tamamıyla devlet ve bağışçıların destekleriyle yaşatılıyor. Gençleri müzikle kucaklayan, yoksulluğun ve suçun dünyasından uzaklaştırarak onları üreten bireyler haline getiren El Sistema, bugün 280 müzik merkezinde 15 bin eğitmeni ile 350 bin gence ulaşan, bünyesinde 150’yi aşkın gençlik, 70 çocuk ve 30 senfoni orkestrası barındıran geniş çaplı bir sosyal sistem. Önümüzdeki beş yıl içinde Venezüella’da 1 milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Programa katılan çocukların yüzde 75’i fakirlik sınırında.
MİLLİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...