Yaklaşık iki aydır devam eden Atatürk fotoğrafını indiren CHP’li vekil skandalında sona yaklaşılıyor! Bu cümlenin sonundaki ünlem öylesine konulmadı. Çünkü CHP yönetimi kurduğu soruşturma komisyonuyla kendi beceriksiz elleriyle büyüttüğü skandalı sonlandırmayı planlıyor belki ama plan o kadar sırıtıyor ki yaklaşılan son, muhtemelen yeni bir başlangıç olacak.
Gelinen son durum artık hepinizin malumu. Turktime’ın ısrarlı fikri takip yayınları ve malum 3-5 kıymetli yazarın Turktime'a verdiği destek sonrası CHP yönetimi başını daha fazla kuma gömemedi ve “Bir sorumlu bulup kurban vermek” için bir soruşturma komisyonu kurdu. Ve o komisyon ilgili vekilleri dinlemeyi tamamladı, sıra verilecek karara geldi.
Turktime okurları komisyonun çalışmalarını da komisyonun vermeyi planladığı kararı da CHP Genel Merkezi’nden canlı yayınla duyurdu. (İlgili linkler aşağıda…)
Skandalı CHP’li vekillere anlatan ve duyulmasını sağlayan Aylin Nazlıaka komisyona “Olay doğru ama isim verip ispiyoncu konumuna düşmek istemem” diye ifade verdi. Ve o resmi indirdiği iddia edilen Zeynep Altıok iddiaları kesin bir dille bir kez daha yalanladı.
Ve gelinen son durumda ortaya çıkan tabloya göre görülüyor ki; Aylin Nazlıaka günah keçisi seçilecek, cezalandırılacak ve asıl fail aradan çekilip alınacak. Nazlıaka’nın o ismi ver(e)memesi, CHP Genel Merkez katından edindiğimiz kesin bilgiler ve bu bilgiler ile örtüşen Ahmet Hakan gibi yazarların sadece Aylin Nazlıaka’yı hedefe koyan yazıları tüm bu çerçevenin içindeki planın parçaları...
SAP AYRI SAMAN AYRI!
Şimdi…
Sapla samanı ayırma zamanı.
Skandalı ortaya çıkaran Talat Atilla Aylin Nazlıaka’nın asla tasvip etmediğimiz davranışlarına, hakaretlerine, tehditlerine maruz kaldı. Bunların hepsini biliyorsunuz. Ve hepsinin yanıtını hem bu sayfalardan hem de yargı yoluyla verdik, vermeye devam ediyoruz.
Bu sap olan kısımdı. Bir de saman kısmı var ki o da şu:
Biz gazeteciliği kişisel husumetlerle, kan davası güderek yapmıyoruz. Peşinden koştuğumuz şey intikam değil, sadece gerçekler. Onun için bu vaka bu kadar gerçekken failin gizlenip Nazlıaka’nın kurban verilerek skandalın kapatılmasına sessiz kalamayız.
Ve biz empati yapmasını da biliriz. Aylin Nazlıaka’nın “O ismi söyleyip ispiyoncu pozisyonuna düşmek istemem” açıklamasını kabul etmesek de anlayabiliyoruz.
Ama bunu anlıyor olmamız gerçek failin üstünün örtülmesine göz yumacağımız anlamına gelmez. Asla gelmeyecek. Top, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kucağında artık.
Şayet Nazlıaka, Salı gününe kadar Atatürk'ün fotoğrafını indiren o ismi açıklamazsa, Kılıçdaroğlu o ismi açıklamak zorundadır. Nazlıaka'ya, "Neden o ismi açıklamıyorsun?" sorusu ne kadar doğru ve meşru ise, artık CHP Liderine de aynı soru o kadar meşru ve doğrudur.
Ve bu arada: Kılıçdaroğlu’nun danışmanları tarafından Kılıçdaroğlu’na verilen dahiyane tavsiyeyi de not etmeden olmaz. Turktime’ın her şeyi duyan kulağının edindiği kesin bilgiye göre danışmanların son kurtuluş reçetesi şu: “Efendim arayın Rahmi Turan’ı, Yılmaz Özdil’i, yumuşak ve yapıcı bir konuşma yapın, yüz yüzden utanır, bir daha yazmazlar!” Turktime bu kurmay aklı da tebrik ediyor( IQ)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |