Anımsar mısınız bilmiyoruz. Vaktiyle mavi zemin içindeki beyaz kartal gazetelerin o tekdüze haberciliğinin üstüne konmuş ve kısa sürede farkını hissettirip bugünkü gibi sözde değil, özde radikal bir devrim yaşanmıştı. O kartal Radikal Gazetesi’nin ta kendisiydi ve uzun bir süre tirajın her şey olmadığını, avam bir dil tutturmadan da gazete yapılabileceğini gösteren canlı örneği oldu.
Ama her şeyin bir ömrü vardı sonuçta. Bazen doğal, bazen birilerinin suikastına uğrayarak da olsa ömür bitişe yazgılı bir olguydu ve Radikal beklenenden daha erken bir zamanda o sonla karşı karşıya geldi. Radikal’in payına ikinci seçenek düştü. Doğal yoldan değil, bizzat sahipleri tarafından yeni Radikal devrim sosunun içine katılan ana madde ‘can suyu’ ile suikasta kurban edildi.
Gerçi henüz canı tam çıkmış değil. Uğradığı ‘can’dan suikastla yere serilse de hala çırpınıyor.
Gerçi benzersiz bir reklâm kampanyası eşliğinde koca koca laflar edip “Medyada Radikal devrimi başlatıyoruz. 100 binin altındaki tiraj bizim için başarısızlık demektir” diyen Radikal’in yeni Genel yayın Yönetmeni Eyüp Can’dan ses seda çıkmasa da… Muhtemelen gazetecilikle ilgili öğrendiği tek kavram olan ‘konvensiyonel gazetecilik’ ezberini bile ne zamandır etmese de…
Kimse bu sessizliği hayra yormuyor. Çünkü üçte bir oranına düşen gazete fiyatına, onca bedava dağıtıma, Doğan Grubu tarafından tirajı yükselsin diye ittirilmesine rağmen radikal 26 binlerde sürünüyor. (Düşünün… Tek başına mücadele eden Taraf bile 50 bin bandının üstünde.)
Ve artık Aydın Doğan’ın Radikal’in fişini çekecek olması sır değil. Analize girdiğimiz imgeyle devam edersek bir zamanların o beyaz kartalı artık yumurtadan kesilmiş tavuk değerinde bile değil.
Peki; madem o kartal tavuğa dönüştü, (Belki de bilinçli bir şekilde dönüştürüldü…) kesimhaneye gitmesi için ne bekleniyor?
HEVES GÜÇLÜYSE TAKAT BİTMEZ
HEVES 1: EYÜP CAN VE LOBİSİ
Hah…
Bir söz vardır; heves güçlüyse takat bitmez diye. Her ne kadar Radikal acınacak hale getirilse de hala ‘bir şekilde’ Radikal üzerinden kariyer planı yapan gazeteciler var.
Öncelikle Eyüp Can. Başarısızlığı ortada olsa da “Onlara bakmaktan vazgeçti ve onlar da var olmamaya başladılar” veciz ifadesinin vazettiği gibi düşünüyor ki tiraj ve etkinliği konuşmazsak Radikal’in kaybı da görülmemeye başlayacak.
Onun için hiçbir şey yokmuş gibi yoluna devam ediyor. Ama sadece bu kadar da değil. Nasıl ki Referans’ı batırdıktan sonra ödül olarak Hürriyet’in yayın yönetmenliğini isteyebilecek bir cürete sahip kılıyorsa lobisi… Nasıl ki patronaja “Gazete batıran bir genel yayın yönetmeni olsan da Hürriyet’i veremedik. Al, bari Radikal’le oyalan, istersen batır” dedirtecek bir lobiye sahipse… O lobinin gücüyle Radikal’in bitişini uzatmaya çalışıyor. Kapıya kilit vurulmasının bu kadar gecikmesinin unsurlarından biri bu.
HEVES 2: MURAT YETKİN’İ UNUTTUNUZ MU YOKSA?
Bir de… Radikal’in eski Ankara Temsilcisi Murat Yetkin’i unutmamak lazım. Eyüp Can’ın yayın yönetmenliğine getirilmesinden sonra hayal kırıklığına uğrayan ve gazetesinden ayrılıp Turkish Daily News yayın yönetmeni olan Murat Yetkin'in kapatılması beklenilen Radikal'in yayın yönetmenliğine talip olduğu sır değil. Her ne kadar titri yayın yönetmeni olsa da Turkish Daily News gibi bir gazetenin başında olmanın Yetkin’i kesmediği biliniyor.
Denebilir ki Yetkin’e acilen kesecek bir koltuk lazım. Murat Yetkin'in kendisinden yaş ve mesleki kıdem olarak küçük bazı gazetecilerin yükselmesinden haz etmediği ve o koltuğu aradığı Ankara’daki gazetecilerin rutin muhabbet konuları.
Örneğin Hürriyet Ankara temsilcisi Metehan Demir Ankara'nın en önemli koltuğuna otururken, İsmail Küçükkaya Akşam'ın yayın yönetmenliğine getirildi. Radikal Yayın Yönetmenliği Yetkin’in bu derdine çare olabilecek yegâne ve en yakın olasılık olarak dururken gazetenin bitme noktasında olmasının “Ben kurtarırım” mesajını daha iştahla vermesine neden olduğunu da kayıtlara geçirmezsek, eksik kalır.
SONUÇ?
Ha… Ne olur? Bir yanda Murat yetkin’e koltuk lazım diğer yanda can çekişen radikal’e ötenazi. Bu ikisi fena halde çakışan ve çatışan karşıt bir durum. Tercih ne olacak? Aslında biliyoruz da… Heyecan canlı kalsın.
Ve tabii batırdıkça yükselen Eyüp Can faktörü. O kadarını söyleyelim. Bu kez ödülü Hürriyet’in yayın yönetmenliği olmayacak. Çünkü henüz Hürriyet’in batırılması istenmiyor. Sadece yazarlık verecekler Can’a Hürriyet’te. O da keserse.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...