Aslında Oray Eğin’i kaybeden olarak ilan etmek ten kolayı yok. Çünkü neredeyse her yazısı asıl amacı belli olan bir hesap ürünü, birilerinin canını yakmak için özellikle kurgulanmış ve “bugün kime ne kötülük etsem ki?” sorusunun bir cevabı sanki. Ve artık epeydir bunu saklayamıyordu bile.
Onun için, hiç zorlamaya, temellendirmeye gerek yok Eğin ve kaybeden kelimelerini yan yana getirmek için. Ve işte tam da bu yüzden uzun zamandır artık medyanın dedikoducusu konumundan öte bir anlam taşımayan Eğin’i görmezden geldik.
Ama bu kez… Ve belki de son kez… Bir kez daha Eğin kaybeden köşesini süsleyecek.
Takip etmişsinizdir. ODATV iddianamesinin ek klasörü aslında bizim bildiğimiz Oray Eğin kişiliğini tartışma götürmez bir şekilde belgeledi.
Ortaya çıkan fotoğraf şu kendisinin de doğruladığı konuşmalarından: Kah başka gazetecileri kah kendi genel yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya’yı itibarsızlaştırmak için planlar yapan, bu planları yaparken şeytani bir zevk ve heyecan duyduğunu gizlemeyen, bunu plan kurduğu kişilere en ağır küfürler ederek süsleyen bir kötülük kumkuması.
Gerçi yıllardır bu tavrı ile var oldu ve hep adından söz ettirdi ama işte çekirgenin sıçrama limiti var ne yazık ki. Bu kez fena yakalandı ve“söylediklerime değil, bunun açıklanmasının özel yaşama müdahale olmasına bakın” diyerek her ne kadar üste çıkmaya çalışsa da özürlerle dolu bir son yazıyla muhtemelen Akşam’daki saltanatı sona erdi.
Her yazar yazdığı gazeteden ayrılabilir. Kovulabilir de. Ama şimdiye kadar kendi genel yayın yönetmenine tuzak kurup küfürler ettiği deşifre olduğu için gazeteden kovulan ilk isim olarak Eğin tarihe geçti.
Ve doğal olarak fena halde KAYBETTİ.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|