Silivri Cezaevi’ndeki Ergenekon duruşmasında dün Akın Birdal suikastı hükümlüsü olan Ergenekon sanığı Semih Tufan Gülaltay’ın çapraz sorgusu yapıldı. Gülaltay, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’in, “Mahmut Yıldırım ile hangi yıl, hangi vesileyle tanıştığı” yolundaki sorusu üzerine, “1996 yılında, Mehmet Eymür’ün yardımcısı istihbaratçı Duran Fırat vasıtasıyla, istihbaratçıların ve siyasetçilerin bulunduğu bir ortamda tanıştığını” söyledi. Gülaltay, kendisini “Ahmet Demir” ya da “Yeşil” gibi bir kod ismiyle değil, Mahmut Yıldırım olarak tanıdığını da sözlerine ekledi.
‘Güney binbaşı olarak geldi’
Pekgüzel’in, “Tuncay Güney, Yozgat Cezaevi’nde hangi sıfatla sizinle görüştü?” sorusu üzerine Gülaltay, Güney’in “binbaşı” sıfatıyla Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın özel izniyle geldiğini söyledi.
Gülaltay, “Baktım 25-26 yaşlarında. Binbaşı olacak yaşta değil. Devre arkadaşlarını sordum. Kimleri tanıdığını sorunca çuvalladı. Özel harpçi, özel kuvvetlerden olduğunu söyledi. Veli Küçük’ün gönderdiğini söyledi. Parmakları manikürlüydü. Hiçbir özel harpçinin parmağı manikürlü olmaz. Biraz da efemineydi. Biraz sert konuştum gitti. Tutuklandıktan sonra Küçük’e sorunca, o da ‘Ben Yozgat’a göndermedim, bu adamı ciddiye almıyorum. Bu da bana kurulan komplolardan biri’ dedi” diye konuştu.
Gülaltay daha sonraki bir soru üzerine, Veli Küçük’e bu durumu cezaevinde sorduğunu anlatarak, “Veli Paşa, Tuncay Güney’i bana göndermediğini ve zaten kendisinin de Güney’i ciddiye almadığını söyledi” dedi.
‘Eymür küresel jurnalci’
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın’ın devletin herhangi bir istihbarat kurumuyla çalışıp çalışmadığını sorması üzerine Gülaltay şunları söyledi:
“Hiçbir kurumla resmi bağım olmadı. Ankara’da önemli bir şirketin ortağıydım. Büroma bakanlar, milletvekilleri, üst düzey bürokratlar gelirdi. Kimin istihbaratçı olduğunu bilemem.”
Mehmet Eymür’ü soruşturmayı yönlendiren kişi olmakla suçlayan Gülaltay, “Eymür, küresel örgütlerin jurnalcisidir. İftira atacak kadar alçalmıştır” dedi.
Eymür’ün bir PKK kampıyla ilgili olarak kendisinden yardım istediğini de söyleyen Gülaltay, Yenimahalle’deki MİT binasında bu konuda görüşme yaptıklarını ve görüşmenin resmi tutanaklara geçtiğini söyledi.
Yeşil’in kaybolduğu gece
Gülaltay, Mahmut Yıldırım konusundaki soruyu da şöyle yanıtladı: “Mahmut Yıldırım’la son buluşmamız Arnavutköy’de bir restoranda olacaktı. Ankara’dan İstanbul’a gelmek için yola çıktı. O gece ortadan kayboldu. Ne ailesi ne de başka birisi, ondan bir daha haber alamadı” dedi. Yeşil’in ortadan kaybolmasında Eymür’ün parmağı olduğunu ima eden Gülaltay, Eymür’ün Yeşil’i kendisiyle görüşmemesi için sert bir dille uyardığını, Yeşil’in de bunu kendisine anlattığını söyleyerek, “Eymür’ü kim deşifre etmişse, kim ters düşmüşse akıbeti ölüm olmuştur. Ya da Mahmut Yıldırım gibi ölüsü bulunamamıştır” dedi.
milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...