Tamam, Türkan Saylan, ideolojik duruşu ve temsil ettiği kurumun çalışmaları ile durulan yere göre sempati ya da tepki objesi olarak görmeye müsait bir figür.
Ama hâkim medyanın yaptığı gibi Türkan Saylan’ı melekler kadar günahsız ilan edip evinin aranmasını bile rejim sorunu haline getirmek ne kadar problemli bir bakış açısıysa, aynı şekilde Saylan’ın bir günah oluşumunun merkezi figürü olarak sunulması da o kadar problemli.
Ergenekon soruşturması çerçevesinde tekrar gündeme gelen Saylan, geçmişte çokça tartışılan Saylan bu iki karşıt bakış açısıyla yeniden masaya yatırıldı. Bu, her iki cephe için de anlaşılır bir tavır.
Ama şu anlaşılmaz. Kemoterapi tedavisi görmesi nedeniyle dökülen saçlarının verdiği görüntüyü kapatmak için başına bağladığı örtüyü (Aynı tedaviyi gören birçok insanın yaptığı gibi…) merkeze koyup adeta hastalığına oh dercesine bir kompozisyon yaratıp tepkinizi gösterirseniz, iddialarınızda haklı olsanız bile insani merhametiniz hıncınıza yenilmiş olur ki, içinden insaniliği çıkartılan her şey gibi siz de kaybedersiniz.
Aşağıdaki fotoğrafta da göreceğiniz gibi Vakit Gazetesi tam da bunu yaptı ve kaybetti.