Eyvallah…
Çok acayip aykırı!
Hiç kimseden çekinmeyecek kadar cesur!
Önüne arkasına bakmadan konuşacak/yazacak kadar gözü kara!
Tüm değerlere saldırabilecek kadar put kırıcı!
Diyelim ki öyle. Ama öyle desek bile hiç olmazsa asgari bir insani çizgi vardır, meslek ahlakı, yol yordam bilinmelidir.
Sürekli kendisini akredite ettirmeye çalıştığı Ertuğrul Özkök’ün gazetesinde Ayşe Arman’a konuşuyor Oray Eğin ve açıldıkça açılıyor. Hem de öyle bir açılma ki…
Asgari insani çizgi dedik ya; annesinin ölümünü anlatıyor. Annesinin ölüm haberini aldığında içinde uyanan duygu “Ben şimdi köpeğe nasıl bakacağım” olmuş. Sonra da bankalardaki hesapları kapatırken nasıl sinirlendiğini söylüyor. Bu sözleri hangi insani çizgiye yaklaştırabilirsiniz? Hayırlı evlat işte!
Meslek ahlakı ve yol yordam dedik ya; Hali hazırda Akşam gazetesinde yazan Eğin, Ciner Grubu ile görüştüğünü anlatıyor, Serdar Turgut ile birlikte Ciner’e geçebileceğini belirtiyor ve belki de daha önce benzerine rastlanmayan bir söz ediyor: Belki Karamehmet de bizimle birlikte geçer Ciner’e. Çalıştığınız kuruma, ekmeğini yediğiniz patronunuza ve işinize bundan daha büyük bir saygısızlık yapabilir misiniz?
Belki siz yapamazsınız ama Eğin ayrıcalıklı, yapıyor.
Peki ne oluyor?
Şu;
Sık sık yalanlanan ve yüzüne çarpılan dedikodu yazılarıyla, içeriksiz analizleriyle, önüne her gelene saldırmasıyla zaten elle tutulur yanı kalmayan bir isim olarak biraz daha kaybediyor.