İsrail’in 1.5 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi’ne yönelik hava bombardımanı birinci haftasını doldururken, 60 km’lik sınıra yığılan tank ve askeri birlikler kara operasyonu için hazır bekliyor. Bölgede yaşayan ve aralarında Türklerin de bulunduğu Filistinlilerle evli yabancılar ve yabancı pasaportu olanlar dün Erez sınırından tahliyesi de operasyonun eli kulağında olduğuna yoruldu. “Bu uzun vadeli bir savaş değil ama Hamas’ı demir yumruğumuzla ezeceğiz” diyen İsrail Başbakan Ehud Olmert dün akşam kara operasyonuna dair karar vermek üzere kabinesini topladı.
İsrail hükümetinin Rusya, ABD, Norveç, Türkiye, Moldova gibi ülkelerin uyruklarına dahil 400 civarında yabancının tahliyesini onaylamasının ardından 17 yıldır bölgede yaşayan bir Türk aile de Gazze’den çıktı. Dışişleri’ne göre Gazze’de 70 kadar Türk yaşarken, bunlardan Işıl Zakkut ve tekstilci eşi Şaban Zakkut ile beş çocukları savaş bölgesinden çıkmayı başardı. Işıl Zakkut ve çocukları, kolaylıkla çıkış yaparken, Türk vatandaşı olmayan Filistinli eşi sıkıntılı saatler yaşadı. Erez’den geçince sevincini dile getiren Işıl Zakkut, “Nasıl olduğumu hiç sorma... Bombaların sesi bile felaketti. Altı gündür uyumuyoruz” deyip ekledi: “Ülkeme döneceğim. Özgürlüğüme kavuştuğum için mutluyum. Bir daha buralara gelmek istemiyorum. Yeni bir hayat bizi bekliyor.” Önceki İsrail operasyonlarında Gazze’den çıksa da eşi için geri dönen Işıl Zakkut, bölgedeki durumu şöyle anlattı: “Bir çuval un 50 şekelden 150 şekele çıktı. Yardım olarak gelen unlardan almak için bile önce başvurup para ödeniyor ama ancak onay verilirse alınabiliyor. Elektrik yok, bazen günde ancak iki saat geliyor. Su yok, gaz yok, ekmek yok, fırınlar kapalı, bir kaşık un bulamıyoruz. Türkiye’nin yardımları geliyor, faydalanamıyoruz. Yardımlar pazarlarda satılıyor.” Evlerinin çatısı hasar gördüğünden pek çok insan gibi soğukta can korkusuyla yaşadıklarını belirten Işıl Zakkut ekledi: “17 yıldır buradayım...Böylesini ilk kez gördüm.”
Eşi saatlerce bekledi
Umutsuz bir bekleyişten sonra Gazze’den çıkabilen eşi Şaban Zakkut da sınırı geçince, “Rahatladım. Daha önce de benzer saldırılar oldu. Kaç sefer ölüm tehlikesi atlattık. Sağımıza solumuza füzeler düştü. Ama böyle şey görmedim” diye konuştu. Zakkut, gelecek planı sorulunca, “Gidip bakacağız. Allah yardımcımız olsun” deyip asıl işi olan tekstille uğraşmayı düşündüğünü belirtti. Ailenin çocukları, 17 yaşındaki Fuad, 16 yaşındaki Eşref, 13 yaşındaki Nur, dokuz yaşındaki Kerem ve yedi yaşındaki Muhammed suskundu. En küçüğü dışındaki çocuklar bir kez geldikleri Türkiye’yi anımsamazken, Kerem “Türkiye’yi merak ediyorum” dedi. Ailenin tek kız çocuğu Nur’un planı ise Türkiye’de eğitimini tamamlayıp gazeteci olduktan sonra Gazze’ye dönmek. Zakkut çifti, Ürdün’e geçiş için Türkiye’nin Küdüs Başkonsolosluğu’nda misafir edildikten sonra Alenbi kapısından Amman’a gönderildi.
‘Gazze yok edildi’
Yaşadıklarını “Su yok, elektrik yok, ilaç yok. Hayatta kalmak zor. Gazze yok edildi” diye aktaran 14 yaşındaki Amerikan pasaportlu Cevahir Haggi, amcasını ilk saldırılardan birinde kanserli babasına ilaç almak üzere dışarı çıktığında yitirmiş. Baba da birkaç gün sonra ölmüş. Bir Filistinliyle evli Moldovalı Ilona Hamdiye, “Durum çok kötü. Çocuklarımız için korkuyoruz” derken, elçiliklerine teşekkür etti. Yabancı pasaportu taşıyanlar sınırdan kendilerini Amman’a götürecek otobüslere binip Gazze’yi geride bıraktı.
İsrail Yüksek Mahkemesi dün devletin Gazze’yi askeri bölge ilan etmesiyle bölgeye girmekten men edilen yabancı gazetecilere izin verilmesi kararı alsa da sınırlamaları yüzünden şimdilik içeri giren yok. (Dış Haberler)