Şimdi sokaklarda öpüşüyorlar, biz evleninceye kadar birbirimizi göremiyorduk.
Kız kısmı öyle olmaz!
Bizim zamanımızdaki kızlar yüzünü bile göstermezdi şimdi ki kızlar heryerini açıyor.
Erkeklerin suçu ne şimdiki kızlara söz geçmiyor.
Şimdiki gençlerden adam olmaz.
Kızlar şimdi azdı eskiden ahlak vardı.
Şişttt!
Yeter!
Şimdiki kızlar, şimdiki erkekler, şimdikiler kimler?
Eskilerden duyduğumuz milyon tane suçlayıcı cümlenin arasında en çok kızlarımız bu cümlelere maruz kalıyor.
Devrini kenara elek edip asan tüm yaşını başını almış insanoğlu, henüz hayatının gençlik sahnesinde olan herkese başlıyor sıralamaya.
Ben senin yaşındayken,
Ben senin gibiyken,
Böyleydim, şöyleydim, şuydum, buydum vs. kendisini öyle bir sunuyor ki sanırsınız o zaman dünya cennetten bir kara parçasıydı da biz büyüdük ve kirlendi dünya.
O zamana dönüp teyit etme şansı yok, videolar da yokmuş ki şimdiki gibi izleyip gözlem yapma kıyas yapma şansı yok o halde vurun kahpeye perdelerin ardından.
Aslında ben buna bir çeşit linçleme diyorum. Zorlukları kenara koyarsak ahlak bakımından belirli bir bozulma olduğunu düşünmüyorum.
Benim geçmişe dair delilim yok ama dinlediklerim var, gözlemlediklerim var, insanlığa dair sosyolojik fikirlerim var.
İnsanlık en başından beri ilkel bir varlıkken birdenbire nesil farkıyla ahlaksız olmuşsa bu bir önceki neslin ahlaksızlığının kusmuğudur.
Siz aksaçlı güzel ninelerimiz, saçlarınızı okşamadı mı atın üzerindeki bir yağız bakışlı oğlan? Belki de belindeki çakısını çıkarıp saçınızdan bir tutam alıp binmiştir atına…
Sırtında yüz kilo odun taşıyan tonton dedelerimiz zamanında odun yerine gencecik, ipek saçlıları atmamış mıdır mesela?
Annem anlatıyor bizim köyde geçen hikayeleri de dinlediğimde hiç yaşamadıklarımı sorguluyorum.
Çiçekler içinde yuvarlanan aşıklardan tutun da başka evlerde büyüyen gayri meşru bebeklere kadar.
Hayır, yargılamıyorum yargılayamam yargılayamazsınız. Ahlaksızlığı siz tanımlayamazsınız, biz tanımlayamayız.
Yaşınızı alıp, yaşadıklarınız bitince şimdi gözünüzün önünde ki zavallı gençlere suçlama yağmurları yağdıramazsınız.
Sevgi dili ile çizilen yollara uzatın elinizi, ahlaksızlık diye sivrilttiğiniz diliniz zamanında sizin geçtiğiniz yolların tamamen aynısı.
Tek eksikleri varsa teknoloji mağduru olmaları.
Kameraydı videoydu resimdi sosyal medyaydı derken döküldü hayatlar ortaya. Yargıla baba yargıla…
Çirkin kadınlar istiyor ki tüm kadınlar girsin evlerine, pencerelere dahi çıkmasınlar.
Yaşlı kadınlar istiyor ki gençler otursun dizinin dibinde tüm emirlere amade olsunlar.
Şişmanlar zayıflar hasta olsun istiyor.
Erkekler ne kadar çirkin olursam olayım tüm kadınlar bana aşık olsun hepsi benim hepsi benim olsun istiyor.
Devlet, halk açıktan bile ölse sesi çıkmasın kralımız çok yaşa desin istiyor.
Gençler ne istiyor?
Hiç sordunuz mu gençlerimize, çocuklarımıza, gelecek kuşaklarımıza?
Ne istiyorlar?
Ne bekliyorlar?
Nasıl yaşıyorlar?
Soz söz:
Ahlak bir göreceli hayat algısı, kimseye kalmadı yargısı…