Bu röportajın yapıldığı saatlerde Avrupa’nın en büyük gösteri merkezi olan eski ismiyle Mydonose Showland, yeni ismiyle İstanbul Gösteri Merkezi henüz yanmamıştı. Böyle bir faciadan habersiz, yılların emeğinin kül olacağını doğal olarak aklına bile getirmeyen merkezin sahibi Mustafa Özbey futbolculuk hayatından Aydın Doğan ile kavgasına, bu merkezin kurulma fikrinden yeni hedeflerine kadar her şeyi Turktime’a anlatıyordu. Ama hemen ertesi gün… Bildiğiniz gibi henüz belirlenemeyen bir nedenle İstanbul Gösteri Merkezi kül oldu. Bu gelişme Özbey’in hedeflerini geciktirecek belki ama röportajda da göreceğiniz gibi Özbey yılacak biri değil. Geriye dönüp bakıldığında da Mustafa Özbey’in küllerinden yeniden ve yine eskisinden daha güçlü dönüşlerini görmek mümkün…
Her ne kadar 22 milyon dolar gibi bir kaybı olsa da, Özbey’in öyküsü vazgeçmenin öyküsü değil. Bu, hesapta olmayan gelişme nedeniyle röportaja geçmeden önce yangınla ilgili tartışmaları ve Özbey’in kuşkularını anımsatacağız. Sonrasında ise o röportajı okuyacaksınız. Buyurun…
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinin Ankara'daki resmi bölümünün başladığı dakikalarda Atatürk Havalimanı'nın karşısındaki İstanbul Gösteri Merkezi, alev alev yanmaya başladı. Sabah 10.00 sularında başlayan yangında çadırın yapıldığı sentetik ve kumaş malzeme bir anda kül oldu. Daha sonra meydana gelen patlamayla birlikte gösteri merkezi tamamen yanarken gökyüzünü siyah dumanlar kapladı. Bakırköy, Avcılar, Sefaköy, Fatih, Bahçelievler ve Şişli itfaiye ekiplerinin dışında İSKİ'ye bağlı su tankları da olay yerine sevk edildi. Çok sayıda itfaiye aracının hızlı müdahalesine ve yangını yarım saat içerisinde söndürmesine rağmen İstanbul Gösteri Merkezi enkaza döndü. Yangının ardından gösteri merkezinin yakınlarında, sahibi tespit edilemeyen şüpheli bir cep telefonu bulundu.
Çalışanlar, gözyaşlarını tutamadı
Bir anda alevler içinde kalan İstanbul Gösteri Merkezi'nin çalışanları da olay sırasında büyük heyecan yaşadı. Merkez çalışanlarının gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Çalışanlardan İbrahim Yedigün, yangının nasıl başladığını görmediklerini; ancak bir anda içeriyi duman ve alevlerin sardığını anlattı. Tekniker Ali Koçman ise yangının çıkmasının ardından patlama duyduklarını belirtti. Konser, fuar, konferans, kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlendiği İstanbul Gösteri Merkezi'nde, önceki yıllarda Türkçe Olimpiyatları, Anadolu Ateşi Dans Grubu gösterileri, ünlü sanatçıların konserleri de yapıldı. 4 bin 500 seyirci oturma kapasitesine sahip merkezin çadır alanı 8 bin metrekareydi.
Sigortasını 3 milyon dolar göstermiştik
5 yıl önce işletmesini aldığı ve hayallerini hayata geçirdiği merkezinin gözleri önünde bir saat içinde kül olmasına yüreğinin dayanmadığını, çok acı çektiğini ifade eden İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özbey, yangının çıkış sebebini bilmediğini söyledi. Merkezin değerinin 22 milyon dolar olduğunu ve 3 milyon dolarlık bir sigortasının bulunduğunu ifade eden Özbey, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne de sitem etti. Özbey, "Belediye burayı yıkmak istedi. Çıkmamızı istiyordu; ama davaları biz kazandık. Türkiye'nin sabırsızlıkla beklediği 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul için hazırlıklara başlamıştık; ama olmadı." şeklinde konuştu. Özbey, merkezi 4 ay içerisinde tekrar yapabilecek güçte olduklarına da dikkat çekti.
Kısa sürede tekrar yapılmalı
Yangından sonra olay yerine gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay şunları söyledi: "Birkaç saat içerisinde böyle önemli bir gösteri merkezinin büyük ölçüde yanmasından dolayı üzüntü duyuyoruz. İçeride sanatçıların dekorlarının bulunması ise ayrıca üzüntü verici. Yetkililer, yangının nedenini araştırıyor. İstanbul'un böyle bir mekâna ihtiyacı var. En kısa zamanda gösterilerin canlandırılacağını umut ediyorum."
Emeğimiz yandı, üzgünüm
Yangın alanına gelen Troya Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, yaptıkları gösterilere ait orijinal el yapımı kostüm ve malzemelerin de büyük hasar gördüğünü söyledi. Açıklama yaparken gözleri dolan Erdoğan, "Yıllarımızı verdiğimiz ve birçok anımızın olduğu orijinal el yapımı kostümlerimiz yandı. Her şeyi, buranın sahnesini hayal ederek yapardım. Birçok anımız var. Emeğimiz yandı. Çok üzgünüm." dedi.
İşte Mustafa Özbey’in Turktime muhabirleri Özge Atalay ve Nihan Sevdin’le yangından bir gün önce yaptığı o röportaj…
TURKTIME: Sizi bugün bir işadamı olarak tanıyoruz ama aslında eski bir futbolcusunuz. O dönemleri anlatabilir misiniz?
MUSTAFA ÖZBEY: Tabii, yeni kuşaklar bilmiyordur. Ben Türkiye’de 5 defa şampiyon olan Trabzonspor’un formasını giydim. Bundan çok gurur duyuyorum. Kendim Beşiktaşlıyım, Beşiktaş futbol okulunda başladım, Beşiktaş’ın 3 yıl formasını giydim, takım kaptanlığını yaptım, A milli takımda oynadım. Daha önce ümit milli takımda oynamıştım. 1971 ya da 72 yılında rekor denilecek bir transfer parasıyla Trabzon spora gitmiştim.
TURKTIME: Futbolcuları daha sonra ya antrenör olarak görüyoruz ya da yine benzer alanın farklı bir kulvarında ama siz iş hayatına atıldınız ve hayli başarılı oldunuz.
MUSTAFA ÖZBEY: Futbol hayatı boyunca çok geniş bir sosyal çevreye sahip oluyorsunuz, eğer biraz işe meyliniz varsa bununla sosyal hayatınızı birleştirdiğiniz zaman iş hayatınızda mutlaka başarılı oluyorsunuz. Ama sadece futbolcu olmak yetmiyor. Çünkü bakın, 31-32 yaşında futbolu bırakanlar ancak antrenör olabiliyorlar. Ama antrenör çok fazla olduğu için işsiz kalıyorlar.
TURKTIME: Peki siz nasıl sıyrıldınız?
MUSTAFA ÖZBEY: Ama benim futbolculuk hayatım çok renkli geçti, çevremi iyi değerlendirdim. Daha sonra Türkiye’nin en büyük holdinglerinden vergi rekortmeni Mehmet Ali Yılmaz’ın Tek Art Holding’nin genel müdürü oldum. 31 yaşındaydım o zaman. 4 sene Mehmet Ali Yılmaz’la çalışma fırsatım oldu.
TURKTIME: Mehmet Ali Yılmaz’la çalışmak iş hayatınızdaki ilk ciddi deneyiminiz o zaman. Ondan neler öğrendiniz?
MUSTAFA ÖZBEY: Mehmet Ali Yılmaz çok önemli bir iş adamı, çok zeki bir adam. Birlikte çalıştığımız dönemde ondan çok şey öğrendim. Yılmaz, hayatıma çok önemli şeyler katmıştır.
“DOĞAN GRUBU BANA İFTİRA ATTI!”
TURKTIME: Peki sonra?
Bu arada Kaşık Düşmanı diye bir film yaptım. Antalya’da iki ödül aldım. Yine Fransa’da 67 ülke arasında bütün ödülleri aldım. Daha sonra siyasi hayatım başladığı zaman ilk siyasi reklam ödülünü aldım. Ecevit kampanyasıydı Bayrampaşa’da. Sonra spor toto ihalesini devlerin arasından aldım. Yine televizyon ve basın hep içinde olduğum bir alan oldu. Günaydın gazetesinde genel koordinatörlük, Güneş gazetesinde genel müdürlük yaptım. Daha sonra kendi televizyonumu ve medyamı kurdum. M1, M2, TV, 8 tane radyo.
TURKTIME: Medya patronluğu fikri nereden çıktı?
MUSTAFA ÖZBEY: Biraz Aydın Doğan medyasına savunma mekanizması olarak kurmuştuk.
TURKTIME: Sizi sık sık Doğan Grubu ile yaptığınız polemiklerle gördük son zamanda. Nedir aranızdaki mesele? Doğan grubuyla çatışmalarınızın sebebi neydi?
MUSTAFA ÖZBEY: Ben biraz kader olduğuna inanıyorum. Çünkü Doğan Grubu’ndan ilk darbeyi futbolculuk hayatımda yedim. Hürriyet gazetesi çok asılsız bir dedikoduyla Beşiktaş ve A Milli Takım’da oynarken futbolu bırakmama sebep olacak bir yayın yaptı. Aradan yıllar geçti, Spor Toto ihalesini aldım, yine benimle uğraştılar. Burasıyla ilgili de aynı tavrı sürdürdüler. Cumhurbaşkanı Gül’ün kızının düğünü burada yapılmıştı. Burasının güvenli olmadığı yönünde yine çok büyük iftiralar attılar. Oysa mahkeme ve bilirkişi raporları Doğan Grubu’nun yaptığı yayının tam tersini söylüyordu.
TURKTIME: Doğan grubu koskoca bir grup. Neden sizinle uğraşsınlar ki? Bu yayınların arkasında ne arıyorsunuz?
MUSTAFA ÖZBEY: Eğer yanında bir yandaş ya da aman biz bunu koruyalım diyen birini bulamıyorsa bu yönde tavır alıyor.
TURKTIME: Medyaya yönelik yeni projeleriniz var mı?
MUSTAFA ÖZBEY: Şu anda televizyonlar çok çoğaldı, uyduda bir televizyon kirliliği olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de aslında irdelenmesi gereken en önemli konulardan biri. Ama bu dönemde böyle bir proje düşünmüyorum.
“15 MİLYONLUK İSTANBUL’U YÖNETENLER HALA SPOR SALONU İLE GÖSTERİ MERKEZİ FARKINI BİLMİYOR!”
TURKTIME: İstanbul’un en büyük gösteri merkezini kurmak nereden geldi aklınıza?
MUSTAFA ÖZBEY: Asında her şeyi bırakacağım derken burası çıktı. Bakın; İstanbul 15 milyonu aşan bir nüfusa sahip ama maalesef bir gösteri merkezleri yok. Bugün yönetimde olanlar da spor salonlarını gösteri merkezi zannediyor. Oysa spor salonları hiçbir zaman gösteri merkezi olmaz, gösteri merkezinden de spor salonu olmaz. Dolayısıyla belediyelerin bu konudaki çalışmalarının yöresel değil genel çerçeve içerisinde yapılması gerektiğini düşünüyorum. İnsanları eğitmeye başladık neresi gösteri merkezidir neresi değildir, buraya görenlerin bunu ayırma fırsatı oldukça yüksek oluyor. Sadece İstanbul’un değil, Avrupa’nın en büyük gösteri merkezi burası.
TURKTIME: Avrupa’nın en büyük gösteri merkezini işletmenin zorlukları neler?
MUSTAFA ÖZBEY: Maalesef burayı işletmeye çalışırken hem Aydın Doğanlarla, hem hortumcularla uğraşmak zorunda kaldım. Her seferinde adaletin lehime işlemesinden dolayı ayakta kalabilmeyi başardım. Mahkemeden karar çıktı, zannediyorum bu yıldan itibaren Türkiye’ye çok büyük bir eğitim durumu kazandırmış olacağım. Burada sahne sanatlarında sanattan resimden her şeye kadar bir sanat okulu açıyoruz. 1000 tane öğrencinin burada ders alacağını düşünüyorum. Hatta yabancı ülkelerden de bu anlamda öğrenciler gelecek. Çok önemli hocalarımız olacak. Yurt dışıyla da bağlantılarımız olacak ve 4 yıl burada eğitim aldıktan sonra 5. yıl yurtdışında eğitimlerine devam edecekler.
MYDONOSE SHOWLAND NEDEN İSTANBUL GÖSTERİ MERKEZİ OLDU?
TURKTIME: Önceden burası Mydonose Showland’di ama daha sonra ismini İstanbul Gösteri Merkezi olarak değiştirdiniz. Neden?
MUSTAFA ÖZBEY: Çünkü Türkçe Olimpiyatları gibi çok büyük bir organizasyon yapılıyor, yurtdışından gelenler Türk olmadığı halde Türkçe konuşuyorlar, Türkçe konuşma yarışması yapılıyor. Ben zaten kendi ülkemde yabancı isim kullanılmasına karşıyım. Bu da bana fırsat oldu ve Avrupa’nın en büyük gösteri merkezinin isminin yabancı değil Türkçe olması konusunda kararımızı uyguladık.
TURKTIME: İsim değişikliğinden sonra nasıl tepkiler aldınız?
MUSTAFA ÖZBEY: Çok da iyi tepkiler aldık. Türk Dil Kurumu bize onur ödülü verdi. Bundan sonra da İstanbul Gösteri Merkezi olarak devam edecek.
“EN İYİ ŞOWU ERDOĞAN YAPIYOR!”
TURKTIME: Avrupa’nın en büyük gösteri merkezinin sahibi olarak hangi parti liderinin en gerçekçi gösteriyi yaptığını düşünüyorsunuz?
MUSTAFA ÖZBEY: Tayyip Erdoğan şu anda siyasetçi, kökten yetişmiş bir siyasetçi olarak bir gösteri yapıyor ama günlük yapıyor bunu. Bu günlük yaptığı gösterilerde alkışlanacağı kadar da eleştiri topluyor. Diğerleri hiçbir şey yapmıyor zaten.
TURKTIME: Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışını da bir şov olarak görebilir miyiz?
MUSTAFA ÖZBEY: One Minute olayı hoş bir şey. Bugüne kadar hiç kafa kaldırılmamış, Tayyip Beyin bu çıkışı benim de hoşuma gidiyor, ama siyaset öyle bir şey değil. Siyaset farklı bir şey. Bütün İsrail turizm gönderimini kesti. Bir one minute için kesildi. Peki ya Filistin olayı ile bizim ilgimiz ne? Korkunç bir çelişki var, Filistinliler biz o toprakları kaybederken Osmanlı döneminde 1 sterline Türk askeri cesetlerini yakmışlar. Türkiye’ye ihanet etmişlerdir. Şu anda savunmamızın nedeni ise onlar bize böyle yaptı bizde böyle yapalım diyemeyiz. Çok duygusal olmaya gerek yok. Sadece kendi ülkeni düşüneceksin. 10 yıl öncesine kadar Türkiye kendi kendini doyuran bir ülke bugün pirincini dışarıdan ithal etmeye başladı. Bu dışa bağımlılık çok büyük bir göstergedir.
TURKTIME: Siyasete tekrar girmeyi düşünüyor musunuz?
MUSTAFA ÖZBEY: Ben siyaseti 96 yılında bıraktım, bir daha da geri dönmedim. Siyasi partiler kanunun bir an önce çıkıp mutlaka demokratik bir sistemin getirilmesi lazım. Kendi konumunu korumak isteyen bir genel başkan ilçelere, illere, köylere istediği adamı atayabiliyor. Bu şartlarda siyasete dönmeyi düşünmüyorum.
“5 BİN KİŞİLİK SALONU DOLDURACAK SANATÇI YOK!”
TURKTIME: Sanat dünyasında bir çok önemli ismi burada ağırladınız, bunların arasından sizi iyi ya da kötü şekilde etkileyen bir olay oldu mu?
MUSTAFA ÖZBEY: Burası 5 bin kişilik bir salon. Ama maalesef 5 bin kişiyi dolduracak sanatçım yok. En fazlası ortalama 2 bin kişi dolduruyor. Bir tek ‘Troya’ ile Mustafa Erdoğan dolduruyor. ‘Troya’ 8 bin kişiye de çıktı, kapalı gişe oynattı. Ama bir sanatçıyı burada alıp da bir kere salonu doldurtabilirsiniz ama ikinci gün doldurtamazsın ve o maliyeti karşılamaz. Bakın ‘Mamma Mia’ geldi buraya. Biliyorsunuz Avrupa’da 30 milyon kişinin izlediği, 16 gün üst üste oynadı 16 gün full çekti, kapalı gişe. Niye o çekiyor da bizimkiler çekmiyor?
TURKTIME: Sizce neden?
MUSTAFA ÖZBEY: Bu düşüş sanatçılarımız kendilerini geliştirmemelerinden kaynaklanıyor. Çok iyi müzikaller yapılabilir, biz hala 50 senedir ‘Lüküs Hayat’ı oynuyoruz, onun yerine müzikal yapılmamış. Bu kadar zaman sürmesi tabii ki çok güzel bir şey. Fakat sebebi yerine bir şey koyamamaksa, bu çok acı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...