Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde gece 02.30 sıralarında, Yalıkavak Beldesi’ndeki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki, keçirdiği trafik kazası nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olan turizmci Ahmet Bayer’e ait villanın 7.5 metre yüksekliğindeki balkonundan düşerek yaşamını yitirdi. Genç mankenin babası Mehmet Yavuz Baş yaşadığı Antalya’dan Bodrum Adliyesi’ne gelerek, kızının ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında bilgi aldı. Baş, turizmci Ahmet Bayer ve olay günü villada bulunanlar hakkında şikayetçi olmasına rağmen, 17 aydır dava açılmamasının düşündürücü olduğunu söyledi.
'OTOPSİ RAPORUNDA ALKOL VE UYUŞTURUCU YOK’
Kızının İzmir Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi fotoğraflarının savcılığa ancak bugün ulaştığına dikkati çeken baba Baş şunları söyledi:
"Aslı intihar edecek yapıya sahip bir kişi değildi. Ayrıca iddia edildiği gibi, olay sırasında alkol ve uyuşturucu kullanmadığı otopsi raporlarında ortaya çıktı. Ayrıca kızımın Ahmet Bayer ile gönül ilişkisi de yoktu. Çocukları için düzenlenecek doğum günü kutlaması için Bodrum’a gitmişti. Kızımı defnettikten sonra şikayetçi oldum. 17 aydır dava açılmayınca durumdan şüphelenip Bodrum’a geldim. Adli Tıp’tan gelen fotoğraflar kızımın sırtında derin bir yara olduğunu ve düşen bir insana ait olamayacak, kolunda ve başında sert darp izleri bulunduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca kızımın düştüğü yer olaydan hemen sonra yıkanmış temizlenmiş. Olay yeri incelemesi yapılmadan böyle bir şey nasıl söz konusu olabilir? Bu davanın açılması ve kızımın ölümünden sorumlu olanların bulunması için ne gerekiyorsa yapacağım. Umarım, kızımın adli tıptan gelen fotoğrafları iyi incelenir ve gerekli dava hemen açılır. Adalete güveniyorum ama bir takım tereddütlerim de var. Olay anında orada olan herkesten davacıyım."
’İNTİHARDAN ÇOK UZAK’
Baş Ailesi’nin avukatı Fahri Safa Küpcü de yaptığı açıklamada, Adli Tıp raporları incelendiğinde ve Aslı’nın fiziki yapısı göz önüne alındığında, ölüm nedeninin intihardan çok uzak olduğunu ileri sürdü. Avukat Küpçü şunları anlattı:
"Ne yazık ki tüm şüphelerimiz gerçek çıkıyor. Olay öncesinde Aslı’nın çok alkol aldığı yönünde ifade vererek adli mercileri yanıltan tanıklar ve Ahmet Bayer hakkında yalan beyan vermekten suç duyurusunda bulunduk. Çünkü, Aslı’nın kanında bir gram dahi alkol çıkmadığı raporlarla tespit edildi. Kuvvetli kanımız, intihar ettiği yönünde değil. Bu soruşturma mutlaka genişletilmeli. Uzayan süreç nedeniyle Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvuracağız."
’GİDECEĞİM AMA AĞABEYİME DEĞİL, İNTİHAR ETMEYE’
Ünlü işadamı Ahmet Bayer ise olayın ardından savcılığa verdiği ifadesinde şunları anlatmıştı:
"Aslı ile 2006 yılında tanışıp, arkadaş olduk. Üç ay öncesinde ise arkadaşlığımız ciddi ilişkiye dönüştü. Aynı akşam arkadaşlarım ve çocuklarımla bahçede oturuyorduk. Akşam yemeğinden yeni dönmüştük. Aslı bir ara odasına gitti. Yanımıza döndüğünde, kendisine daha önceden verdiğim kredi kartım, ehliyetim ve nüfus cüzdanımı getirip yandaki sehpaya bıraktı ve eşyalarını toplamakta olduğunu söyledi. Saat 02.00 gibi tekrar yanıma gelip, konuşmak istediğini söyledi. Biz de arkadaşlarımızın yanından ayrılarak aynı bahçedeki diğer masaya geçtik. Yaklaşık 15 dakika bazı manevi sıkıntıları olduğunu ve kendisine değer verilmediğini hissettiğini anlattı. Bunun üzerine ona, ’kendisine değer verdiğim için kızlarımla tanıştırdığımı’ söyledim. Daha sonra gecenin bu saatinde bunları tartışmanın yararı olmayacağını belirtip, abisi Tayfun Baş’ın yanına gitme isteğini onayladım. ’Yengenle, abinle konuş. Rahatla, için dök. Gerekiyorsa İstanbul’daki psikoloğuna görün’ dedim. ’Gideceğim ama ağabeyime değil, intihar etmeye’ dedi, cümlesini bitirir, bitirmez bahçe korkuluklarına koşup, balıklama kendini boşluğa bıraktı. Olay, saat 02.30- 02.45 arası oldu. Bayılmışım. Kendime geldiğimde saat 02.46’ydı. Hemen 112 Acil Servisi arayıp ambulans istedim. Doktor Buğra ve tesis doktoru Kazım Bey aşağı inip müdahalede bulundu. Ben, tekerlekli sandalyede olduğum için aşağı inemedim. Aslı, zaman zaman küçük meseleleri büyüterek sinir krizleri geçirirdi. Ama Bodrum’a geldiğinden bu yana geçen üç haftada çok neşeli, mutlu ve enerji doluydu. Ancak, olay gecesi Havana restoranda masadan kalkarken, psikolojik sorunları için aldığı ilaçlar nedeniyle alkol alması yasak olmasına rağmen, bir şişeye yakın şarap içtiğini öğrendim. Daha sonra da bu tatsız olayı yaşadık."
hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...