Bülent Ersoy'dan Gezi Çıkışı: Yakıp Yıkarak Değil Sandıkla Yapın!

Sandık demokrasiye bağlı kalınacağı üzerine kurulduğu için en ufak bir sapmada yargı,hukuk vs.gibi kendi mekanizmaları devreye girerek sapmayı önler.Kendi mekanizmalarıda işlevini kaybederse halk manuel yöntemi, yani sokaklara dökülme yöntemini seçer.

Kısaca "sandık" ray üzerindeki treni kullanacak makinist'i seçer.Makinist tren'i bilerek, isteyerek,planlayarak ray'dan çıkaramaz."Bana tanınan sürede istediğim gibi kullanırım,bir dahaki sandık seçiminde istediğiniz makinist'i bulun" diyemez.

Demokratik bir ülkede sandıkta sadece kimin yöneteceği belli olur.Sandık'ta demokrasiye kimin sahip çıkıcağı belli olmaz.Çünkü sandık demokrasiye bağlı kalınacağı üzerine kurulmuştur.

İki sene sonraki sandığı bekleyin diye baştan savıp sallayacağına; Gaz, su sıkıp ezerek döverek değil, sorunu karşılıklı diyalogla hemen çözün desen çok daha demokratik, pratik, mantıklı ve adil olmaz mıydı? Tabii önce sende bu yönde bir zeka ve öngörü olmalı, vermemiş ki mabut neylesin mamut:))

Ayağından pantalonunu donunu, pardon eteğini tanganı alsalar, sen yine de itarsız kal, demokratik hakkını yargı yolunu falan aramadan sandığı bekle e mi:))

Taksim gezi parkındaki ağaçlar sökülür kesilirmiş umurunda mı senin? Değil tabii, çünkü kestirip attırmaya alışıksın sen. Parkın ağaçları biçilip etrafı kale gibi duvarlarla çevrilerek nefes alınamaz hale sokulduktan sonra sandığı bekleyeceğiz ha? Hem de o sandıklar ve bilgisayar sistemleri Akp nin kontrolündeyken. Tayyip senin diktatörün Evren'i mumla arattırıyor be!

Sen Taksimdeki gezi parkı nasıl bir yerdir, nasıl bir hale dönüştürülmek isteniyor, bu işin asıl hedefinin taksim meydanını kutlama merkezi olmaktan çıkarmak ve bir süre sonra da Atatürk anıtını ortdan kaldırmak olduğunu biliyor musun? Ya da bunları düşünebilecek akla ve mantığa sahip misin? Kısacası sen halktan mı yoksa Tayyib'in çevresindeki halkadan mısın?

Ağzı olan konuşuyor işte! Senin dünyadan haberin yok! Bu ülkede demokrasi olduğınu mu sanıyorsun? Ayak üstü kırk yalan söyleyen, sözüne de dostluğuna da güven olmayan bir Başbakan yönetimindeki seçim sandıklarının sonuçlarına nasıl inanabiliriz ki?

Hangi seçimle yapalım Bülent Hanım? Bir yılda seçmen sayısını 6 milyon artıran ve gerekçesini açıklamayan, seçim pusulasını ülkedeki seçmen sayısının 4-5 katı bastıran ve gerekçesi hakkında tek laf etmeyen seçim sisteminin sahibi sahtekarlarla 100 kere seçime gidilse sonuç belli değil mi? Halktan kiminle konuşsam Tayyib'e olan nefretini dile getiriyor! Ama her iki kişiden biri de oy vermiş! Bu çelişkiyi nasıl izah etmek gerekir?