E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

DERVİŞ UYARDI: RESESYONDAN ÇIKIŞ EN AZ 12-18 AY SÜRECEK… KRİZ DEVAM EDİYOR! 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, dünyada resesyon riskinin arttığını belirterek, "Kriz reel sektörde devam ediyor" dedi.

18.10.2008 - 01:51
DERVİŞ UYARDI: RESESYONDAN ÇIKIŞ EN AZ 12-18 AY SÜRECEK… KRİZ DEVAM EDİYOR!

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, finans sektöründe krizin önlenmiş göründüğünü ama reel sektör ve hisse senedi piyasasında krizin tüm dünyada devam ettiğini belirtti. Dünyada resesyon riskinin arttığını, şimdi bunun süresinin tartışıldığını belirten Derviş, resesyondan çıkışın en az 12-18 ay alabileceğini kaydederken, mali durumu iyi olan ülkelerin durgunluktan çıkmak için kamu harcamalarında ölçülü artırıma gidebileceklerini söyledi. Türkiye’nin reel sektörden ve cari açıktan kaynaklı kırılganlıkları bulunduğunu vurgulayan Derviş, Türkiye gibi ülkelerin, hızlı büyümeye devam eden Asya ülkelerine önem vermeleri gerektiğini kaydetti.
NTV’nin sorularını yanıtlayan Kemal Derviş, küresel kriz ve Türkiye’ye olası etkilerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

Allaha şükür, bizde kompleks türev ürünler yok: Bu krizin, bazı yönleriyle Türkiyenin 2001 kriziyle benzerlikleri var. Önemli bir benzerlik finans sektörünün sermayesinin erimesi, bankacılık sektöründeki zaaf ve bu zaafın giderilmesi gereği; o açıdan benzerlik var. Krizde Türkiye’de bankalara kamu sermayesi enjeksiyonu uygulaması başarılı oldu. Bunu şimdi biraz gecikmeyle zengin ülkeler de uyguluyorlar. O bakımdan bizim Türkiye’de uyguladığımız sürece biraz benziyor. Ama bir çok açıdan da benzemiyor. Bizde böyle çok kompleks türev ürünler yoktu. Bugün de yok Allaha şükür. Olmaması iyi bir şey. 

Zengin ülkelerde yapılanlar bir devletleştirmedir:  Zengin ülkelerde büyük ölçüde finans sektörü devletleştirildi. Bu tabi geçici bir devletleştirme. Bunu aslında bir an önce gerçekleştirmek gerekiyordu, ideolojik nedenlerle gecikildi. Ama neticede bu oldu. Sanıyorum finans sektöründe aşırı kırılganlık veya iflaslar önlenmek üzere ya da önlendi. Ama şimdi bunun etkileri reel sektörde, özellikle hisse senedi piyasasında hissediliyor. Bütün dünyayı tehdit eder duruma geldi. Dolayısıyla zengin ülkelerde reel sektör için neler yapılacağı, hangi araçlar kullanılacağına bir an evvel karar alıp harekete geçilmeli. 

Avrupa daha hızlı hareket etti: (Karar verme mekanizması açısından) Avrupa daha sorunlu aslında, ne de olsa merkezi bir otorite yok. Bir tek merkez bankası var. ABD ise tek otorite. Ama Avrupa daha hızlı hareket etti. İdeolojik sınırları aşarak kamu sermayesinin bankalara enjekte edilmesi gereğini daha hızlı kavradı ve harekete geçti. ABD ise Avrupa’yı taklit etti. 

Türk bankaları krizden etkilenmedi: Bu kriz zenginler kulübünde başlayan bir kriz. Bizim finans kurumlarımız bu araçlara ve ABD emlak piyasasına yatırım yapmadı, krizin tetikleyicilerinden uzakta. Dolayısıyla Türk bankacılık sistemi bu krizin içinde değildi. Ama reel sektör tüm dünyada etkilenecek. İhracatımız etkilenecek, kur etkilendi bile. Maalesef cari açığımız büyük. Yıllardır fazla cari açık veren ülke konumunda kaldık. Dolayısıyla kuşkusuz Türkiye’nin de bazı kırılganlıkları var. Finans sektöründen değil ama reel sektörden kaynaklanan, cari açık finansman yapımızdan kaynaklanan sorunlar, kırılganlıklar var. Ama şu anda bir panik, kriz sözkonusu değil. 

Durgunluğu aşmak için kamu kaynakları kullanılabilir: Cari açık vermeyen ülkelerin elinde bir koz var. Resesyona karşı kamu kaynaklarını kullanabilecekler. Bunu yapabilecek ülkeler yavaşlamayı daha az zararla atlatabilir. Ama mali yapıları zayıf, mali açık ve dış açık veren ülkeler kamu kaynaklarının kullanırken çok dikkatli davranmak zorundalar.

Enflasyon baskısı azaldı: Krizin ilk aşamasında zengin ülkelerin kamu otoriteleri, bol likidite düşük faizle sorunu çözmeye çalıştı. Tabi bu politika enflasyon tehlikesini doğuruyordu, nitekim etkisi emtia ve petrol fiyatlarında da görüldü. Şimdi likidite sorunundan gerçek bir finans krizine dönüşünce kuşkusuz enflasyon baskısı azalacak. Bunu petrolde de görüyoruz; 147 dolardan 80 doların altına indi. Bu enflasyonist baskıyı azaltacak. 

ABD daha avantajlı: ABD’nin bir avantajı var Avrupa’ya kıyasla. Borç/milli gelir oranı Avrupa’dan daha olumlu. ABD kamu harcamasına başvurursa, (başvuracak demiyorum bence başvurmalı) mali dengesini bozacak korkusu olmamalı. Avrupa’da maliye politikasının hareket alanı daha dar.

IMF tarihe karışmak üzereydi: IMF tam tarihe karışmak üzere iken, şu anda birden bire talep arttı. Bir çok ülke IMF’e başvuruyor. Bu krizde; IMF’nin sadece gelişmekte olan ülkeler için değil aslında zengin ülkeler için de gerekli olduğu görüldü. IMF’nin ABD, Japonya, Avrupa finans politikasında da söz sahibi olması, sorunlara dikkat çekebilmesi mutlaka gerekli. Sadece gelişmekte olan ülkelerin polisi değil bütün piyasalarda eş güdümü sağlayan gerçek bir uluslar arası kuruluş olmalı. Şu anda bu konumda değil. Zengin ülkeler bu görevi vermiyor. Ama artık bunu isteyen sesler yükseliyor. İngiltere Başbakanı çok daha ileri adım atma eğiliminde.

AB karar sürecinin içinde mi, dışında mı olacağız: Uluslararası ortam, ülkelerin birbirine bağlandığı, tek başına hareket edemediği bir ortam. İngiltere’nin de uzak durmak yerine yeniden Avrupa politikalarına yaklaşması, Avrupa’daki kurtarma paketine önayak olması, Avrupa’yı zorluklar karşısında birleştirdi. Türkiye açısından önemli olan, biz, daha fazla birlikte hareket etmek zorunda kalan Avrupa’nın içinde, karar verme gücü olan, hakkı olan bir ülke mi olacağız, yoksa tamamen dışında mı kalacağız, sorusu daha önemli bir şekilde gündeme geldi... Ama bu soruya yanıt kolay değil.

Türkiye Asya’ya yönelmeli  
Dünyadaki krizin Türkiye’yi de etkileyeceğinin altını çizen Derviş şu değerlendirmede bulundu: “Zengin ülkelerin dünya ekonomisindeki payı hâlâ yüzde 60’ın üzerinde. Dolayısıyla gelişmiş ülkelerin ekonomisindeki daralma, talep yönüyle bütün dünyayı etkileyecek. Ayrıca kredi açısından etkileyecek. Zengin ülkelerin bankaları daha az kredi verecek, dış yatırımlar yavaşlayacak. Bu kanallarla gelişmekte olan ülkelerde de  yavaşlama kaçınılmaz. Ama o yavaşlamanın hangi düzeyden başladığı çok önemli. Çin’deki büyüme belki yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşecek. O nedenle Çin’de bir resesyon şu anda gözükmüyor. Bizim gibi ülkelerin sadece zengin ülkelere değil hızlı büyümeye devam eden Asya ülkelerine gereken önemi vermesi yararlı olur.”

Resesyon riski arttı
Dünyada resesyon riskinin arttığına da dikkat çeken Derviş, “Maalesef dünyada resesyon riski arttı, zengin ülkeler için ciddi bir resesyon riski ortaya çıktı. Yüzde sıfır veya eksi büyüme yaşanabilir. Maalesef bir finans krizi olarak yönetilemeyen kriz reel sektör krizine dönüştü. Bu durum mutlaka bir yıldan fazla sürecek, belki 18 ay. Ne kadar uzun süreceği uygulanacak politikalara bağlı olacak. Krizin finans sektörüyle sınırlı kalmayıp reel sektöre bulaşması ise tedbirlerin geç kalması ve yeterince güçlü olmamasından kaynaklandı” dedi.

Radikal

YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
keskindilli 10 Ekim 2008 Cuma 

OYUN YAVAŞ YAVAŞ ÇÖZÜLÜYOR...ASKERİ NASIL DEVRE DIŞI BIRAKMAK İSTEDİKLERİ İYİCE SU ÜSTÜNDEN VURUYOR...Türkiye PKK konusunda K.Irak yönetimi ile masaya oturmaya hazırlanıyor. CNN Turk'ün haberine göre Dağlıca baskını sonrası alınacak tedbirler için Irak Merkezi yönetimi ile görüşen Türkiye, en son yaşanan Aktütün saldırısının ardından Kuzey Irak yönetimi ile PKK konusunda doğrudan görüşmelere başlamak üzere masaya oturmaya hazırlanıyor.

Yorumu oyla      18      10  
keskindilli 10 Ekim 2008 Cuma 

ABD nin uşakları olarak aralarına PKK girmesin diye kızıyor, yoksa başka bir sıkıntısı yok...PKK eylemleri ile Barzani ve Talabani ile işbirliğini bozacak diye içi gidiyor...Şu Güneydoğuyu biran önce verseydik de sözümüzü yerine getirip kurtulsaydık diye hayal görüyor...

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kriz Petrolü de VURDU
Uluslararası piyasalardaki dalgalanma petrol fiyatlarını çok kötü vurdu.Brent ...
3 Bin Kişilik İşe 35 Bin Başvuru
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) alınacak 3 bin maden ...
IMF: Her Zaman Hazırız
IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgiani, yeni stand-by'a ihtiyaç olup ...
 
Kemal Unakıtan Bıçak Sırtında
Maliye, yurtdışından para çekmek istiyor ancak mevduat garantisi engeli ...
Güler'in Düşük Petrol Fiyatı Memnuniyeti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, petrol fiyatlarındaki düşüşün ...
IMF İle Anlaşmak Zorundayız
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ...
 
Borsada Sert Satışlar Var
Avrupa borsalarında durum daha sakin. Ancak İMKB'de ilk seanstaki yükselişin ...
Finansal Kriz, Tüm Ülkelerin Reel Sektörünü Etkileyecek
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, finansal ...
Gerçek İşsiz Sayısı 5 Milyona Yaklaştı
TÜİK’in Temmuz ayı itibariyle 2 milyon 353 bin olarak açıkladığı işsiz ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
konya
CEV Şampiyonlar Ligi
İsveç
uzaktan çalışma
Murat Yıldırım
Abdullah Ercan
FED
İptal
Ergenekon