Britanya’da yayımlanan The Economist dergisi, Orta ve Doğu Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerin durumunun endişe uyandırdığına ancak Türkiye için henüz böyle bir kaygı yaşanmasa da göründüğünden daha kırılgan olabileceğini de belirtti.
Economist, Türkiye’nin IMF çıpasına ihtiyacı bulunduğunu savundu. Dergi, “Tecrübe, Türkiye’nin güçlü bir dış çıpası ile daha iyi çalıştığını gösteriyor. Bu da, ekonomik alanda 2001 yılından beri IMF, daha geniş politik alanda ise, AB’ye katılma olasılığı oldu. Maalesef, şimdilik hiçbiri sağlam değil” yorumunu yaptı.
‘Şimşek pişman olabilir’
2000 yıllarının başında dünya ekonomisinin zor durumda olduğu sırada Türkiye’nin özellikle ‘sert bir darbe’ yediğini belirten dergi, o dönemdeki döviz ve bankacılık krizinin IMF’nin en büyük kurtarma operasyonlarından birinin başlatılmasına neden olduğunu kaydetti. “Bu defa Orta ve Doğu Avrupa’daki yükselen piyasalar kaygı yaratıyor ancak şu ana kadar Türkiye değil” denildiği analizde nitekim Türk hükümetinin yurtdışından finansal yardım talep etmediği gibi geçen mayıs ayında IMF ile resmi programını sona erdirdiğine dikkat çekti.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in o zaman ‘gururla’ Türkiye’nin IMF’den ‘bağımsızlığı’nı ilan ettiğine dikkat çeken dergi, “Bu gururlanma anından pişmanlık duyma durumuna gelebilir” ifadesini kullandı. Economist, altı yıllık bir sürede elde edilen güçlü ekonomik büyümenin Türkiye’nin Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi haline getirdiğine işaret ederken de bu yıllardaki bankacılık sektörü, ihracat, kamu borcunun GSYİH’ya oranı gibi alanlarda olumlu performansının altını çizerek “Ekonominin resesyona girmesi pek beklenmiyor” denildi.
‘YTL’nin gerilemesi normal’
Bütün bunlara rağmen aşırı iyimserliğin yanlış olacağını öne süren The Economist, ekonomik büyümenin yavaşladığını, ülkenin ihracatının yarısının, resesyonla karşı karşıya olan Avrupa’ya yapıldığını, enflasyonun iki haneye çıktığını, cari açığını katlandığını kaydeden dergi, “Türkiye, açığı kapatmak için yılda 20 milyar dolar düzeyinde seyreden yabancı yatırımlara bağımlı. Borsa ve liranın darbe yemesi şaşırtıcı değil” dedi.
The Economist, Türkiye’nin aynı zamanda büyük yapısal ekonomik sorunlarının olduğunu, verimliliğin düşük kaldığını, son yıllarda iyi performans gösteren otomotiv, tekstil ve beyaz eşya gibi sektörlerin, Avrupa’daki resesyon ve Çin’in artan rekabeti tehditlerine açık olduğunu yazdı. Sorunun doğru politikaların bulunmasında olmadığı belirtilirken, ancak gergin siyasi arenada uzlaşma sağlanamamasının sorun olduğu kaydedildi. Şimşek’in iyi bir orta vadeli kamu maliyesi stratejisine sahip olduğu da belirtilen yazıda, “Ancak alacağı siyasi desteğe ilişkin kuşkular var. Deneyimler Türkiye’nin güçlü bir yabancı çıpayla başarılı olduğunu gösteriyor.
Ekonomide 2001’den bu yana bu çıpa IMF oldu. Siyasette ise AB perspektifi bu çıpayı oluşturdu. Şu anda her ikisi de çok sağlam görünmüyor” denildi. Economist, Türk kamuoyunun zaman zaman ‘tek başına ilerleme’ stratejisini desteklemeye doğru yön değiştirdiğini de savunurken, “Ancak bu yolla ne ekonomik ne de siyasi istikrarın geliştirilmesi mümkün görünmüyor” görüşünü ortaya attı. (Radikal)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...