Japon Yeni’nin dolar karşısında değer kazanmaya devam etmesinin carry trade adı verilen düşük faizli para birimlerinden borçlanıp yüksek getirili finansal enstrümanlara yatırım yapma eğilimini zayıflatmasıyla dolar, 1.33 YTL’nin üzerine çıkarken, aralarında bononun da yer aldığı Lira cinsi yatırımlara satış gelmesi bekleniyor.
Bankacılar bayram süresince 1.5 gün düşük hacimli işlemlerde Türk mali ve sermaye piyasalarının global gelişmelerden olumsuz etkilendiğini haftanın ilk işlem gününde de aynı eğilimin bu kez bir miktar daha hacimli olarak hacimli sürmesini beklediklerini, ABD kaynaklı krizin Avrupa’ya olan etkilerinin Türkiye’de daha çok hissedilebileceğini belirtti.
Avrupa’nın global finansal krize tek sesle cevap verememesinin ve 700 milyar dolar değerindeki ABD banka kurtarma paketinin global resesyonu önleyemeyeceği endişeleriyle Asya borsaları yüzde 4 civarında düşerken, yen Euro karşısında son iki yılın en yüksek değerlerine yükseldi.
Güvenli yatırım araçlarına yönelim sonrasında ABD ve Japonya devlet tahvil fiyatları yükselirken, yen ve İsviçre frankına olan talep özellikle cuma günü ABD Eylül istihdamında son beş buçuk yılın en keskin düşüşün açıklamasının ardından arttı.
AB’nin en büyük dört ekonomik gücünün, bir fon oluşturma konusunda isteksiz davranmaları, Avrupa’nın bankacılık sektörüne ilişkin kaygıların artmasına ve Euro’nun değer kaybetmesine neden oluyor. Euro/dolar paritesi, bu sabah son 13 ayın en düşük seviyesi olan 1,3611’e kadar geriledi.
ABD’de mali kurtarma paketinin onaylanmasına rağmen mali piyasalardaki sert satış baskısının önüne geçilemediğini belirten HSBC stratejisti Fatih Keresteci, yayımladığı raporda, “Japon Yeni’ndeki değerlenme carry trade adı verilen düşük faizli para birimlerinden borçlanıp yüksek getirili finansal enstrümanlara yatırım yapma eğiliminin öldüğüne işaret ediyor. Bu eğilim, Lira ve Lira cinsi yatırım araçlarında da değer kaybına neden oluyor” dedi ve ekledi:
“Mali piyasalardaki mevcut yangının kısa sürede sönmesi beklenmiyor. Dolar/YTL kuru için teknik olarak bakıldığı zaman Mart ayı sonunda görülen 1,3350-1,3500 zirvesinin test edilme ihtimali yüksek görünüyor. Döviz piyasasındaki olumsuzluk faiz ve hisse senedi piyasalarına da yansıyabilir. Olumlu enflasyon rakamlarına rağmen gösterge bileşik faizin yüzde 20 seviyesinin üzerinde kalması, hisse senedi piyasasında ise önemli sayılabilecek bir düşüşün olması olası görünüyor. Modern finansal sistemin karşılaştığı en büyük kriz ortamında para kazanmaktan ziyade yatırımların korunması amaç edilmelidir.”
Tahvil/bono piyasasında 14 Nisan 2010 vadeli gösterge kağıdın bileşik faizi cuma günü spot kapanışta yüzde 19.98 olurken valörlüde faiz yüzde 19.93 seviyesindeydi.