Habertürk’ün tek özelliği Hülya Avşar’ın kardeşi olması olan bir röportajcısı var, biliyorsunuz… Helin Avşar.
İşte o röportajcı yaptığı röportajlarda gazetecilik teknikleriyle değil muhatabını soktuğu acayip hallerle gündemde hep. Anımsayın; Taraf’ın attı mı mangalda kül bırakmayan yazarı Rasim Ozan Kütahyalı ile göğüs kıllarını çekerken, bacak arasına dalarken gibi pespaye fotoğraflar eşliğinde yaptığı röportaj Kütahyalı için sonun başlangıcı olmuş, Kütahyalı kelimenin tam anlamıyla rezil olmuştu.
Tablo bu kadar açıkken kendini bilen hiç kimse aynı tuzağa düşmez derken… Bir de baktık ki Avşar mini şortuyla bir makam masasına oturmuş, aşağılarda bir yerlerde Şamil Tayyar ona hayran hayran bakıyor. O kadar mı? Tayyar ellerini tam teslim halinde uzatmış, Avşar kelepçeyi takmış falan…
Olmadı… Tayyar her ne kadar o pozları “Tüm günah bana aittir, Hiç kimse “karım” rolüne soyunmasın” dese de olmadı. Günah tabi ki Tayyar’ın. Ama bunu kabul etmek günahı ortadan kaldırmaz. Bakın, Tayyar’ın düşmanları zil takıp oynuyor. Yazgülü Aldoğan içimin yağları eridi diye yazmış. Düşmanlarını sevindiren böylesi bir tavır dostlarını da üzdü aynı şekilde. Onun için “Kimse karım rolüne soyunmasın” demek yetmez.
Oysa Tayyar son zamanlarda özgürlük mücadelesi ile anılıyor, kendisine sempati duymayanların bile görece destek oluyordu. Ama gitti, daha önce Helin Avşar tarafından madara edilen yeni dönem arkadaşı Kütahyalı’nın gazına geldi ve Kütahyalı’nın düştüğü acıklı duruma düştü. Kütahyalı artık düştüğü yerde yalnız değil… Ama Kütahyalı ile hem gazetecilik kalibresi hem donanım olarak fersah fersah uzak bir konumda olan Tayyar kendini ona eşitlememeliydi.
Ancak maalesef eşitlendi. Finali böyle yapmamalıydı. Ve yaptığı için KAYBETTİ.