Baykal dönemi CHP’si birçok yönüyle eleştirilebilir. İktidarı hedeflemediği, çözüm önermeden, proje sunmadan sadece “istemezük” dediği, ne yapacağını asla söylemeyip ne yapılmaması gerektiğini dile getirdiği, dar çevre siyasetinden uzaklaşamadığı… Örnekler artırılabilir.
Ama bir konuda Baykal dönemi CHP’sinin hakkını teslim etmeyecek yok gibidir. CHP üniter yapıdan asla taviz verme, milli duruşundan milim sapmaz. CHP’nin bu net duruşu partinin oy yüzdesinden öte bir caydırıcı etki sağladı uzun zaman. Özerklik hedefleri olanlar, açılımlarla üniter yapının kolunu bacağını sakatlayanlar, milliliği önemsiz bir değişken olarak görüp bunu kitlelere kabul ettirmeye çalışanlar hesap yaparken hep o CHP’yi hesaba katmak zorunda oldular.
Derken Baykal gönderildi, CHP’de yeni yönetim göreve geldi ve her şey değişti. Mesela o değişimin bir unsuru olarak Avukat Sezgin Tanrıkulu CHP’ye transfer edildi ve paraşütle Genel Başkan Yardımcılığı’na indirildi.
Tanrıkulu’nu kamuoyu Habur’dan giriş yapan PKK’lıların avukatı olarak tanıdı ilk kez. Hafızalardaki “acaba” sorusu eşliğinde CHP’de siyaset yapmaya başladı ve kısa bir süre geçince acabalar son buldu. Çünkü PKK’lılara avukatlık yapan Tanrıkulu siyasi söylemini şaşırtıcı bir şekilde aynı çizgide devam ettirdi. Üstelik CHP temsilcisi olarak... O çatı altında. Kamuoyu BDP’lilerden gelen o talebi tartışırken “Kürtlerin özerklik ve iki dil talepleri tartışılmalı” çıkışı yine aynı adresten geldi: Sezgin Tanrıkulu’ndan. Derken daha dün Diyarbakır’da basın toplantısı düzenleyip “Hakikat Komisyonu kurulsun” önerisini yüksek sesle dile getirdi. Tanrıkulu demeden önce de tartışılmıştı Hakikat Komisyonu kurulması önerisi. Ama öneriyi dile getiren BDP ve İmralı’da aldığı 30 bin canın cezasını çeken teröristbaşı Abdullah Öcalan’dı.
Gerçi bu tabloya bakınca kaybeden köşesine sadece bir görevli olan Tanrıkulu’nu yerleştirmek ne kadar yeterli olur, onu parti temsilcisi diye öne çıkarıp konuşmasını sağlayanları dışarıda tutmak ne kadar doğru olur ayrı konu ama…
Sistematik bir şekilde PKK ve BDP’nin taleplerini CHP’!li kimliği ile dile getiren Tanrıklulu’na KAYBETTİ demekten başka bir şey diyemiyoruz.