Diyelim ki iletişim fakültesindesiniz ve gazetecilik okuyorsunuz. Daha ilk derslerde gazetecilikle ilgili şu kuralı öğretirler sıkı sıkı: Size gelen haberi mutlaka doğrulatın. Okullu bir gazeteci olmayabilirsiniz. Mesleki yaparak öğrenmişsinizdir. Orada da kural değişmez. Meslek büyükleri 5N1K’dan önce haberin doğrulatılmasının önemini anlatırlar hemen.
Ama artık bunlar eskide kaldı galiba.
Neden mi? Bırakın gerçek kişilerden gelen haberleri kılı kırk yararak doğrulattıktan sonra gazete sütunlarına taşınmasını artık kimden geldiğini ve ne kadar doğru olduğunu bilmediğiniz mailler bile çok iddialı haberler olarak sayfalara taşınıyor.
Bildiğiniz gibi Vatan yazarı Mustafa Mutlu birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Gül’ün konvoyu nedeniyle kapanan yollardan dolayı bir vatandaşın hastaneye yetiştirilemediğini ve hayatını kaybettiğini yazdı köşesinde.
Olay gerçekten vahim. Neresinden bakarsanız büyük haber. Ama tabii doğruysa.
Ama mutlu için olay kesin doğruydu. Çünkü kendisine böyle bir e-mail gelmişti. Ha, e-mail kimden gelmişti? Olay doğru muydu? Adı geçen kişiler gerçekte var mıydı? Bunlar önemsiz detaylardı Mutlu’ya göre.
Ve bu önemsiz detayları es geçip bombayı patlattı mutlu. Cumhurbaşkanı aynı gün olayın geçtiği zaman yolda olmadığını açıkladı Twitter’da. Yetinmedi mailde ismi geçen şahsı araştırdı.
Ve sonuç: Ne öyle bir olay olmuştu, ne öyle bir kişi vardı. Aklı evvelin biri sahte bir mail hesabı açıp Mutlu’ya ya tutarsa hesabına mail atmıştı. Ve Mutlu da ilk başta belirttiğimiz olmazsa olmaz kuralı hesaba katmayıp bu yemi yutmuştu.
Ne oldu? Mutlu’nun bombası elinde patladı. Ve KAYBETTİ.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|