Küresel kredi krizi sürerken birçok ülke mevduat güvencesi üst sınırını yükseltti. NTV/CNBC-e ortak yayınına katılan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Türkiye’de mevduat güvencesine ilişkin, “Bugünkü bankacılık sisteminin TMSF ve BDDK’ya yüklediği sorumluluklar ve yetkiler dikkate alındığı zaman, mevduat güvencesinin artırılması gibi bir önleme ihtiyaç yok görünüyor” dedi.
Ertürk, ABD kaynaklı küresel finans krizi ve krizin Türkiye’ye etkilerine ilişkin soruları yanıtlayan Ertürk, bankacılığın güven kaybıyla doğrudan ilişkili olduğunu, bankaların güven büyüklüklerinin, temel göstergelerinin güçlü olmasının çok da önemli olmadığını, bunun da son yaşanan krizde görüldüğünü söyledi.
Ertürk, Türkiye’de tasarruf mevduatının 50 bin YTL’lik kısmı güvencede olduğunun hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Biz yakın geçmişte bu tecrübeyi yaşadık ve bu maalesef olması gerekenden çok uzun sürdü. On yıl boyunca Türkiye’de mevduat sınırsız devlet güvencesi altındaydı. Bunun yarattığı sorunları yaşadık ve bugün hâlâ onun altından kalkmaya çalışıyoruz. Bunun önemli sebeplerinden biri mevduat güvencesinin sınırsız hale getirilmesiydi. Bankaların mevduat karşılığı ödeyemeyecekleri faizler vadetmeleri, temel sebep biraz buydu. Türkiye’de bugünkü bankacılık sisteminin TMSF’ye, BDDK’ya yüklediği sorumluluklar ve yetkiler dikkate alındığı zaman, aslında böyle bir önleme ihtiyaç yok görünüyor.”
TARİHİ BİR TECRÜBEMİZ VAR
Maliyetin belli ölçülerde nereye yükleneceğinden çok, sistemin tamamının çöküşten kurtarılması hedefinin daha öne geçtiğini kaydeden Ertürk, şöyle konuştu: “Türkiye’de geçmişte yaşanan olumsuz örneklerden dolayı bu hedef hep akılda tutularak düzenlemeler yapılmış durumda. Bizim bir-iki önemli avantajımız var: Türkiye finans sektörü gerçekten son bir yıldır yaşanan ve şiddetlenmiş olan son dönemlerde krizden en az etkilenen ülkelerden, hatta belki de hiç etkilenmeyen ülkelerden biri. Bunu sağlayan belli geleneksel mekanizmalarımız, geçmiş bir tarihi tecrübemiz var. Bunlar bizim için çok önemli güvence mekanizmaları sağladı. Ama sonuç olumlu. Sonuç bizim açımızdan bu krizi hasarsız atlatmak gibi bir imtiyazlı bir durum getiriyor. Bunu etkileyen herhangi bir durumla karşı karşıya değiliz.
GÜVENLİ LİMAN FONKSİYONU GÖRÜYORUZ
Türkiye finans sektörünün kısmen asıl krizi tetikleyen finansal enstrümanlarından uzak kalmış olması, temel sebeplerden biri bu. Ama sebep ne olursa olsun sonuç bizim bu krizden etkilenmemiş olmamız, hatta ve hatta belki dünyadaki şu anda gidecek yatırım alanı arayan ülkeler için bir tür güvenli liman fonksiyonu görmemiz. Bunda tabii ki faizlerin yüksek olması, getirilerin hâlâ önemli ölçüde dünyada fon sahipleri için büyük bir kar kaynağı olması, bunlar rol oynuyor. Bunun elbette bize bir maliyeti var. Türkiye ekonomisine bunun bir maliyeti var ama önemli olan daha büyük maliyetten kendimizi kurtarmış olmamız. Bu nedenle bütün bu gelişmeleri dikkate aldığımızda Türkiye’de bu konularda adım atmayı gerektiren şartların olmadığını düşünüyorum.”
ntv-msnbc