E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Atatürk'e Neden Otopsi Yapılmadı? 

Prof. Dr. Turgut Göksoy: “Atatürk’ün ölümü ardından neden otopsi yapılmadı? O dönem Türkiye’de görev yapan Prof. Dr. Frank’ın, ‘Atatürk’e neden hiç kan tahlili yapılmadığı’ sorusuna verilen, ‘Atatürk’ten kan almaya çekindik’ cevabı dikkat çekici… İnanması güç ama kimse Atatürk’e hasta olduğunu söylemiyordu; söyleyemiyordu...

22.11.2010 - 22:07
Atatürk e Neden Otopsi Yapılmadı?

Çünkü onlara göre büyük kurtarıcı "ölümsüz"dü… Öte yandan Atatürk’te hasta olduğu gerçeğiyle yüzleşmek istemiyordu.”

Pendik, Maltepe ve Sancaktepe bölgelerinde 3 ayrı hastanesiyle faaliyet gösteren “Bölge Sağlık Grubu (Özel Bölge Hastaneleri)”, “kurumsal sosyal sorumluluk” programı kapsamında hayata geçirdiği projelere bir yenisini ekledi…

Grubun Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgut Göksoy’un, uzun yıllara yayılan araştırmalarının ürünü olan ve Atatürk Haftası nedeniyle hazırladığı, “Atatürk’ün Hastalıkları ve Ölümü” konulu sunumu, Özel Pendik Bölge Hastanesi’nin konferans salonunda gerçekleştirildi.

Atatürk’ün hastalığının ve erken yaşta ölümünün Türk milleti üzerinde, aradan 72 yıl geçtiği halde büyük bir üzüntü kaynağı olmaya devam ettiğini belirten Göksoy; bugün olsaydı “Atatürk tedavi edilebilir miydi?” sorusunun her zaman zihinleri kurcalamakta olduğunu vurguladı. Göksoy, gerek o dönemde yapılan vahim hataları gözden geçirmek gerekse bu teşhisin yanlış konulup konulmadığını tartışmak zorunda olduğumuzu belirterek; “Turgut Özal’ın ölümü ve Bülent Ecevit’in tedavisiyle ilgili kuşkuların halen sıcak tutulduğu günümüzde Atatürk’ün ölümüyle ilgili olasılıkları masaya yatırmak, o günlerden ibret almak adına yararlı olacaktır. Çalışmamın ana fikri, Atatürk’ün ölümünden direkt sorumlu tutulması gerekenin alkol olup olmadığıdır. O dönemde hastalıkla ilgili yapılan tespitler, Atatürk’te mevcut olan sirozun daha evvel geçirdiği sıtma ile ilgili olabileceğini desteklemektedir ” dedi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı boyunca geçirdiği tüm kazaları, hastalıkları ve evrelerini araştırmış olan Göksoy, sunumunda bunların bir dökümünü paylaştı: “Çocukken geçirdiği difteri, attan düşme sonucu kırılan üç kaburga kemiği, 3 farklı zamanda geçirdiği zatürre, kulak egzaması, 2 defa geçirdiği kalp krizi, İspanyol gribi, diş rahatsızlığı ve yaşamının son yıllarında kullandığı total diş protezi, böbrek rahatsızlığı ve hayat boyu etkisini taşıyacağı, belki de ölüm nedeni olan sıtma ve karaciğer rahatsızlığı…”

Ölümsüzlüğüne Olan Tuhaf İnanç ve Geç Teşhis…

Atatürk'ün ölümüne neden olan hastalık konusunda çeşitli iddialar olduğunu vurgulayan Göksoy, karaciğer rahatsızlığı konusunda fikir birliği olduğunu ama hastalığın tam adı, teşhisi ve tedavisi konusundaki tartışmaların günümüzde bile devam ettiğini ifade etti. Atatürk'ün sağlığının 1936 yılının son aylarından itibaren bozulmaya başladığının altını çizen Göksoy, sözlerine şöyle devam etti: “Hastalık; çeşitli bulgularıyla ortaya çıktığı halde çevresindeki kimse bunu fark etmiyordu. İnanması zor ama kimse Atatürk’e hasta olduğunu söylemiyordu; söyleyemiyordu… Çünkü onlara göre “Atatürk ölümsüz"dü. Çevresindeki herkes ölümsüzlüğüne o kadar inanmışlardı ki, hastalık belirtilerini göremiyorlardı! En yakınında bulunanlar bunun bir hastalıktan olduğunu belki anlamayabilirlerdi. Fakat hekimlerinin bu değişiklikleri görüp de neden ciddi bir girişimde bulunmadıklarını izah etmek zor. Hastalığının teşhisi de Dr. Nihat Reşat Belger tarafından tesadüfen konulmuştur.”

Sirozun Nedeni “Alkol” mü; Sıtma mı?

Atatürk’ün ölüm nedeninin ölüm raporuna, “Alkole bağlı siroz” olarak kaydedildiğini vurgulayan Göksoy, bu görüşe katılanlar kadar bundan farklı düşünenlerin de olduğunun ve olmaya da devam edeceğinin altını çizdi. O dönemde hastalıkla ilgili yapılan tespitlerin, Atatürk’te mevcut olan sirozun daha evvel geçirdiği sıtma ile ilgili olduğu konusunu desteklediğini vurgulayan Göksoy, günümüz tıp biliminin, karaciğer sirozunun pek çok nedeninin yanında, başlıca sebebinin dengesiz beslenme olduğunu ve alkollü içkilerin, o da bazı hastalarda, sadece hastalığı hızlandırdığını ortaya koyduğunu belirtti. Göksoy’a göre, sirozun nedeni belirsizdir… “Sıtma mı, hepatit virüsü mü, dengesiz beslenme mi, alkol mü? Yoksa dördü de birden mi? Bugün baktığımızda sirozun gerçek nedenini söylemek mümkün olmasa da; Atatürk'ün ölüm sebebi olan sirozun nedeninin tek başına alkol olmadığını sözlerine ekledi.

Yapılmayan Otopsi ve Kan Tahlileri…

Bugünün tıp biliminin olanakları doğrultusunda, “sirozun tedavisinde yapılan yanlışlıklar”, “civalı idrar söktürücüler”, “Banti sendromu”, “parazitoz” gibi olasılıklar üzerinde de duran Göksoy; son olarak, Atatürk’ün ölümünün ardından otopsi yapılmamış olmasına dikkat çekerek şunları söyledi: “Otopsi, ülkede Atatürk sonrası çok ciddi bir kaos yaratabilirdi. Öte yandan; ölümü şüpheli olgularda yapılması söz konusu olan otopsi, yanında bulunan hekimler heyetinin verdiği ölüm raporunda vefat nedeni belirtildiği için, bırakın talep edilmesini, düşünülmesi bile doğru olmazdı. Biyopsi yaşayan organizmadan parça alınarak tanı konulması ve tedavinin buna uygun olarak düzenlenmesidir. O dönemde bu imkânlar tüm dünyada çok kısıtlı olduğu için, ona konsültasyona gelen hekimler dâhil hiç kimse bu isteği dile getirmemiştir. Kaldı ki, Türkiye’de görev yapan Prof. Dr. Frank’ın, bulunduğu bir konsültasyonda, Atatürk’e hiçbir kan tahlili yapılmamış olmasını hayretle gözlemlediğini biliyoruz. Bunun nedenini soran Doktor Frank’a verilen, ‘Atatürk’ten kan almaya çekindik’ cevabının da özellikle altını çizmek gerekir.”

Konferans, Prof. Dr. Turgut Göksoy’un sunumunun ardından, katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.

 haber7

YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 24 Kasım 2010 Çarşamba 21:52

ölüm ne demektırkı bana ,yapılan ihanetın bu geçe yarın ızdırabı biteçekmı yok karınça ısrıgı yok alerji kımı kandırıyorsunuz mahalle pıçlerı..yapılan ıstıklal savaşının öçümü alındııı siz daha öç görmedıniiiiz gözlerım denızlerdır nefesım fırtına hersesımı duydugunuzda hain irkileçek uyuyan uyanaçaaaaaaaaak cubıdı

Yorumu oyla      19      10  
Misafir 24 Kasım 2010 Çarşamba 21:35

atatürk öldürülmüştür karınça ısrıgı yok saronava yatı yok yenı yat sparışı ulan mılletı angutmu sandınız o heyet gelıp atam siz dişarda komutansınız ben burda dmek suretıyle yapılan kolundan iğnelerle öldürülmedımı bu teknolojıyle atamızın ölümünü aydınlatınsın s baykal neden şimdiye kadar u konuyu görmedı ulan kazyla o mıllet meçlısınde bulunsaydım burnunuzdan fıtık fıtık getırmezmıydım uyukuçu adamlar sizi işiniz güçünüz uyumak ama hıçır sır ebedı kalamaz buda kalmıyçaktır bunun hesabı xxxxx

Yorumu oyla      18      10  
Misafir 24 Kasım 2010 Çarşamba 21:23

bir buçuk metre uzunlugu üç mılyon harften oluşan ınsan genomunu içeren yüzbın genı izole etme kımlıgını saptama ve yenıden birleştirme yetenegını ınsan oğlu başarmıştır yanı bir kılın bize vereçegı veriler dahası bırparçanın o essız ınsanın ne dereçe sınsı hayınçe öldürüldügünü tüm çıplaklıgıyla bize kanıtlıyaçaktır yüçe önder atatürkü cıvalı duruyetıkle öldürmüşlerdır sn dr dedıgı gıbı atatürkün öldürüldügünü halk duysaydı yer yerınden oynardı haınlıgın luzumu yok derhal mılletın vıçdanını

Yorumu oyla      18      10  
Misafir 24 Kasım 2010 Çarşamba 21:23

bir buçuk metre uzunlugu üç mılyon harften oluşan ınsan genomunu içeren yüzbın genı izole etme kımlıgını saptama ve yenıden birleştirme yetenegını ınsan oğlu başarmıştır yanı bir kılın bize vereçegı veriler dahası bırparçanın o essız ınsanın ne dereçe sınsı hayınçe öldürüldügünü tüm çıplaklıgıyla bize kanıtlıyaçaktır yüçe önder atatürkü cıvalı duruyetıkle öldürmüşlerdır sn dr dedıgı gıbı atatürkün öldürüldügünü halk duysaydı yer yerınden oynardı haınlıgın luzumu yok derhal mılletın vıçdanını

Yorumu oyla      18      10  
Misafir 24 Kasım 2010 Çarşamba 21:13

s dr efendi dersınız olan pısıkolojık denge prensıplerıne cok iyi çalışmışınız bır doğrunuz olmakla beraber sizi kutlarım yanı hastalık geçırenlerın asla tedavı olamıyaçagı tanısı konusunda sizi kutlarım sizlerı kım okutuyor ben köylu mustafa beyzade oğlu olarak pek anlıyamadım insan genomu projesı harwat ünüversitesi biyoloğlarından walter gilbertın ınsan olmanın ne demek oldugunu yenı keşfedılmektedır denılmektedır bir buçuk metre uzunlugunda üç ın harften oluşan insan genomu içeren yüzbın g

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Finlandiya Tuzu Engelledi Felçleri Yüzde 80 Azalttı!
Türkiye'de sağlıklı bir kişinin günlük alması gereken tuz miktarının tam 6 katı tuz tüketiliyor!
İşte yüzyılın icadı...
Kilo aldırmayacak, kalp hastalıkları ve diyabetle baş edecek...
8 Yıldır Yemek Yiyemiyor!
Su yerine yağ çözücü içti. 75 kez ameliyat oldu. Son ameliyatı başarılı ...
 
Guatr kalbini bile sardı!
Hastanın göğüs kafesi açılarak ameliyat gerçekleştirildi!
Organ Nakli Servisinden iİaç Çalındı!
Soruşturma başlatıldı!
Hastalara Solunum Testini Evinizde Nasıl Yapabilirsiniz?
Akciğer hastaları, artık 'spirometre' adı verilen cihazla evde solunum testi yapabilecek.
 
Film Gerçek Oldu!
Doktorlar siroz hastalığına yakalandığını ve yalnızca üç ay ömrü kaldığını söyleyince...
Günde 3 Tanesi Kalp Krizini Önlüyor
Yapılan araştırmalar, kalp krizi riskini azalttığını gösteriyor...
Prematürede Körlük Tehlikesi
Erken tanı bu durumda çok önemli...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
İstanbul
AB
sanayi
Volero
Ankara
ygs 2015
Endonezya
Milwaukee Bucks
İthalat