Başbakan Ahmet Davutoğlu Diyarbakır mitinginde halka seslendi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu yaptığı konuşmada, "1 Kasım Türkiye için yeni bir başlangıç olacak. Bu seçimin demokrasi tarihimizde bir dönüm noktası olmasını isteyen herkesten ricam, mutlaka sandık başına gitmesidir. Özellikle Doğu'da, Güneydoğu'daki kardeşlerime sesleniyorum, bu terör odaklarının, bu çetelerin tehdidinden, şantajından sakın ola ki korkmayın. Bu pazar günü her sandık mutlaka korunacak, her oy mutlaka hak ettiği değeri bulacak. Hiç korkmadan, yiğitçe, başınız, alnınız açık bir şekilde sandıklara gidin. Her tedbiri alıyoruz." ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Hatalarımız olmadı mı geçmişte? Elbette oldu. Fakat merak etmeyin, bu sorunların hepsine çözüm getirme iradesi, kardeşlik bağlamında çözüm bulma iradesi bizdedir. Bu sıkıntıların hepsini birlikte aşacağız. Bunları da, bu zor günleri de hep beraber geçeceğiz. Bu ülkede hiçbir yara açıkta kalmayacak. Hiçbir yara kanamaya devam etmeyecek. Huzurumuza kasteden kim olursa olsun adalete hesap verecek" dedi.
"Yürekleri parçalamak isteyenlere inat, yüreklerimizi birleştirmeye geldim"
Diyarbakırlılarla halleşmeye, konuşmaya, sohbet etmeye, gönül gönüle, diz dize, yürek yüreğe olmaya geldiğini dile getiren Davutoğlu, "Yürekleri parçalamak isteyenlere inat, yüreklerimizi birleştirmeye geldim. Cumhurun bayramı Cumhuriyet Bayramı'nı sizlerin arasında, sizlerle birlikte kutlamaya geldim. Artık bayramları hep Diyarbakir'de yapıyoruz. Kurban Bayramı'nda buradaydım, Cumhuriyet Bayramı'nda buradayız. Bu acı günlerden sonra inşallah Diyarbakır'da her gün bayram olacak" dedi.
Diyarbakırlılar ile "özel bir günde" bir araya gelmek için, miting tarihi olarak bugünü seçtiğini söyleyen Davutoğlu, "Güzel ve anlamlı bir günde gelmek istedim. Çünkü Cumhuriyet Bayramı'nın en fazla anlam kazandığı şehirlerimizin başında Diyarbakir gelir. Buradan İstiklal Savaşı şehitlerimiz başta olmak üzere bu vatanın dirliği, birliği, onuru ve kardeşliği için şehadete yürüyen bütün kardeşlerimize Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Yalnızca Diyarbakır'dan değil, bu vatanın her köşesinden insanımız, milletimizin istiklali için can verdiler" diye konuştu.
Miting alanındaki vatandaşların "Kahrolsun PKK" sloganı atması üzerine Davutoğlu, "Kardeşi kardeşe düşman kılanlar, ister PKK olsun ister DHKP-C olsun, hepsi kahrolacaklar. Sizin kardeşlik iradeniz karşısında hepsi mutlaka tarih önünde hesap verecek" ifadesini kullandı.
"Huzurumuza kasteden kim olursa olsun, adalete hesap verecek"
Diyarbakırlılara, "Bizim dinimiz bir, kıblemiz bir, geçmişimiz bir, kaderimiz bir, geleceğimiz bir, her şeyimiz bir ve beraber" diye seslenen Davutoğlu şunları kaydetti:
"Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Hatalarımız olmadı mı geçmişte? Elbette oldu. Fakat merak etmeyin, bu sorunların hepsine çözüm getirme iradesi, bu sorunların hepsine bir şekilde, mutlaka, kardeşlik bağlamında çözüm bulma iradesi bizdedir. Bu sıkıntıların hepsini birlikte aşacağız. Hiç merak etmeyin. Bunları da, bu zor günleri de hep beraber geçeceğiz. Bu ülkede hiçbir yara açıkta kalmayacak. Hiçbir yara kanamaya devam etmeyecek. Huzurumuza kasteden kim olursa olsun, adalete hesap verecek.
12 yaşındaki Fırat'ı katledenler, bir çorbacıda garsonluk yapan o yiğit Şeyhmus'u, garip Şeyhmus'u katledenler, o çorbacıda oğlu için düğün hazırlığında gidip de çorba içen Osman Bey'i katledenler, Erzurum-Kemah yolunda 60 yaşındaki Makbule teyzeyi katledenler mutlaka hesap verecek. Mutlaka hesap verecekler. Fırat 12 yaşında oyun çağında bir çocuktu, Şeyhmus ekmeğinin derdinde bir işçi kardeşimizdi, Osman oğlunu evlendirme derdinde bir vatandaşımızdı, Makbule teyze nice yıllar torunlarını sevmek istiyordu. Bu kendi halindeki kardeşlerimiz, bu yiğit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kardeşlerimiz, bu yiğit Kürt kardeşlerimiz, terör örgütünün kurşunlarına, mayınlarına hedef oldular."
"Medeni Konak demokrasi şehidimizdir"
Nusaybin'de, AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Medeni Konak'ı "kalleşçe" öldürenlerin mutlaka hesap vereceklerine vurgu yapan Davutoğlu, "Zannediyorlar ki bu yiğit Kürtler, bu yiğit Türkler, bu vatanın evlatları böyle kalleşçe saldırılar karşısında sinerler, korkarlar, geri çekilirler, sandık başında durmaktan çekinirler. Aziz Diyarbakırlılar, yiğit Diyarbakırlılar, Medeni Konak kardeşimiz adına size soruyorum, onun emaneti adına size soruyorum, sizler bu tehditler karşısında korkar mısınız? Siner misiniz? Sandığı kimseye terk eder misiniz?" dedi.
Medeni Konak'a Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerini yineleyen Davutoğlu, "O artık gönlümüzde, artık bir demokrasi şehidimizdir" diye konuştu. Davutoğlu, alandaki vatandaşlardan Medeni Konak için Fatiha okumalarını rica etti.
"Şahit misiniz"
AK Parti iktidarının bütün bu zulümlere son verdiğini vurgulayan Davutoğlu, 2002'de bütün bu karanlık tabloyu düzeltmek için kararlılıkla harekete geçtiklerini söyledi.
"13 yıl boyunca eski Türkiye'nin kirli izlerini silmenin mücadelesini verdik" ifadesini kullanan Davutoğlu, alandakilere "Bütün yasaklara meydan okuduğumuza, o yasakları kaldırdığımıza, vesayetçi bir sisteme Türkiye'de son verdiğimize şahit misiniz" diye sordu. Başbakan Davutoğlu, "Evet" karşılığını alması üzerine şunları kaydetti:
"Şimdi nasıl o vesayetçi sisteme karşı mücadele ettiysek, kardeşi kardeşe kırmak isteyen bu teröristlere en güçlü şekilde ders vermeye hazır mısın Diyarbekir? Omuz omuza mıyız, bir miyiz, beraber miyiz, yürek yüreğe miyiz? 1 Kasım'da aynı yürek atışlarıyla sandıklara yüreğimizi koyacak mıyız? Birlik yüreğimizi koyacak mıyız? Dirliğimizi, kardeşliğimizi sandıklara oy diye atacak mıyız? 1 Kasım'da bütün bu haksızlıklara son veren AK Parti iktidarına tekrar tek başına iş başına diyecek misiniz?"
"Çok seviyorum 'Serok Ahmet' demenizi"
Alandakilerin sorularına bir ağızdan "Evet" demesi üzerine Davutoğlu, Diyarbakır'a olan aşklarının bitmeyeceğini söyledi. Alanı dolduranların "Serok Ahmet" sloganları üzerine Davutoğlu, "Birileri hoşlanmasa da ben çok seviyorum 'Serok Ahmet' demenizi, aynen Yörük Türkmenlerin, aynen onların sesi gibi seslenmenizi" diye konuştu.
Kürt'ün, Türkmen'in hepsinin kendileri için olduğunu dile getiren Başbakan Davutoğu, "başım, gözüm üzerine" anlamına gelen Kürtçe, "Ser sera ser çava " ifadelerini kullandı.
"Bir daha söyleyin ki Kandil'den de duysunlar"
Diyarbakır'a geçen gelişinde halkın 'Türk, Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir" sloganları attığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, aynı sloganların tekrarlanması üzerine, "Bir daha söyleyin ki Kandil'den de duysunlar, dünyanın her köşesinden duysunlar" diye konuştu. Sloganın devam etmesi üzerine Davutoğlu, "Allah sizden razı olsun, bu dilinize kurban Diyarbekir. İmanınıza, kardeşliğinize kurban olayım" ifadelerini kullandı.
Alandakilerle "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganını da atan Başbakan Davutoğlu, kalabalığın tekbir getirmesi üzerine, şunları kaydetti:
"Allah kardeşliğimizin sembolleri olan bu tekbirleri Diyarbekir semalarından hiç eksik etmesin. Bu tekbiri bize öğreten Hazreti Peygamber'e hakaret edenlere de Diyarbekir'de hiçbir zaman yer vermesin. Bu hainler, bu milletin canına kast edenler karşımıza bazen Diyarbakır'da bir mitingde, bazen Suruç'ta bir toplantıda, bazen Ankara'da bir yürüyüş esnasında çıkıyorlar ve zalimce yüreğimizi yakıyorlar. İşte buradan söylüyorum, bütün bu terör saldırılarında ister DEAŞ, ister DHKP-C, ister PKK yapsın, bütün bu terör saldırılarında hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet diliyor, vatandaşlarımıza taziyelerimizi sunuyorum. Bizim için her can kıymetlidir. "
"Kötülük yapan herkes yalnız kalmaya mahkumdur"
Bölücü terör örgütünün siyasete ara verdirmek, demokrasiyi kesintiye uğratmak için pusular kurduğuna ve cinayetler işlediğine dikkat çeken Davutoğlu, "Ama başarıya ulaşamayacaklar. Çünkü siz katilleri, canileri, terör örgütlerini çok iyi tanıyorsunuz, kim olduklarını biliyorsunuz. Ne yapmak istediklerini biliyorsunuz. Hiç merak etmeyin Diyarbekirliler, bu millete kasteden, mazlumun ahını alan, kötülük yapan herkes yalnız kalmaya mahkumdur" dedi.
"Kardeşi kardeşe ebediyen bir ve beraber kılmaya geliyoruz"
Miting alanında açılan "Ankara, Konya, Diyarbakır; hep sahabe, hep yatır. Gel hocam gel, bu ölü toprağını üzerimizden kaldır" pankartını okuyan Davutoğlu, "Biz, Diyarbekir'in üzerine, Doğu'nun, Güneydoğu'nun üzerine ölü toprağı serpilmesine izin vermeyiz. Geldik buradayız, geldik sizi kucaklıyoruz. Allah şahit olsun, geldiğimiz yerden bütün bu ölü topraklarını kaldırmadan hiçbir yere gitmeyeceğiz. Biz hem Diyarbekir'in hem bütün bir ülkenin hem de bütün bir bölgenin, Şam'ın, Musul'un, Haseke'nin, Halep'in, Kudüs'ün üzerinden ölü toprağını kaldırmaya geliyoruz. Birileri kardeşi kardeşe kırdırmaya gelir, biz kardeşi kardeşe ebediyen bir ve beraber kılmaya geliyoruz" diye konuştu.
"Bir an bile kardeşlik yolundan ayrılmayacağız"
AK Parti kadrolarının 2005'ten bu yana her vatandaşın hakkına, hukukuna ve onuruna sahip çıktığını vurgulayan Davutoğlu, "Biz hiç Türk'ü Kürt'ten ayırdık mı? Kürt'ü Türk'ten ayırdık mı? Biz herhangi bir vatandaşımızın onuruna hiç dil uzattık mı? Biz sizlerle inşallah öylesine demokratik, öylesine barışçı bir Türkiye gerçekleştireceğiz ki herkes birbirine saygı duyacak. Herkes birbirinin diline, örfüne saygı duyacak. Kimse eline silah alıp bir başkasının canına kastedemeyecek. Anaların ağlamadığı, dağlarında çiçeklerin açtığı, barış güvercinlerin dolaştığı, silahların değil halay seslerinin, Grup Tillo'nun yankılandığı yeni Türkiye'ye var mısın Diyarbekir?" diye sordu.
"Talimatı başkalarından aldılar"
Anaların ağlamaması, gencecik yavruların hayatlarının baharında kör bir kurşuna hedef olmaması için peş peşe açılımlar ve atılımlar yaptıklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu, Milli Birlik Kardeşlik Projesi'ni başlattıklarını bildirdi.
Bütün meseleleri çözmek için yola çıktıklarını vurgulayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"HDP'ye oy veren kardeşlerime, vatandaşlarıma buradan sesleniyorum. 7 Haziran'a giderken bunlar size, 'Çözüm için bize oy verin, barış için bize oy verin' dediler. 'Bize verdiğiniz oylarla siyaseti, çözümü güçlendireceksiniz, örgüte karşı bizi güçlü kılacaksınız' dediler. Siz de, HDP'li seçmene sesleniyorum, onlar da sivil siyaset güçlensin, terör bitsin, silahlar sussun diye, yaptıkları aldatmaca üzerine, onlara oy verdiler. Örgütün baskıları, tehditleri bitsin, huzur ve emniyet sağlansın, barajı aşsınlar diye belki oy verdiler. Ama şimdi 7 Haziran'dan sonra bir kez daha değerlendirin. Bunlar, 7 Haziran'dan sonra oyunuza, iradenize, amacınıza uygun hareket etmediler. Hukukunuzu korumadılar, oyunuza sahip çıkmadılar, barışa sahip çıkmadılar. Savaş ilan ettiler, 'İç savaş' diyerek çağrıda bulundular. Ayaklanma çağrısında bulundular. Oylarınızı, desteğinizi, umudunuzu, sırtında yumurta küfesi olmayan 3-5 karanlık ve kirli zümrenin kullanımına sundular. Sizin desteğinizi kardeşliğimiz, birliğimiz, refahımız, huzurumuz üzerinde ameliyat yapmak için kullandılar. Yabancı bazı istihbaratçıların, birtakım kirli odakların, paralel yapıların sesine kulak verip, bu ülkede kaos çıkarmak için kullandılar. Oyu belki HDP'ye oy veren seçmenden aldılar ama talimatı başkalarından aldılar. Yetkiyi seçmenden aldılar ama emirleri dışarıdan aldılar. Aldıkları oylarla Çözüm Süreci'ni bitirdiler. Daha 8 Haziran'dan başlamak üzere her gün ayaklanma çağrısı yaptılar. Her gün 6-7 Ekim'de olduğu gibi bu milleti, bu ülkeyi kana bulamak için tahriklerde bulundular. Öncelikleri sizin haklarınız, sizin huzurunuz olmadı. HDP'li seçmenin desteğini teröre, silaha vize olarak değerlendirdiler. Verdiğiniz oyları, verdiğiniz desteği barış düşmanı odakların kullanımına sundular. Bütün bir millete yalan söylediler. 'Türkiyelileşeceğiz' derken, Kandil diliyle konuştular. Size dost olmayanlarla ve asla dost olmayacaklarla kirli ittifaklara girdiler."
aa
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...