Önce o çok tartışılan dinleme iddialarına mahkemede “Hakimin dinlenmediğini kim iddia edebilir ki” şeklindeki cevabıyla dikkat çekti.
Ve önceki günkü duruşma…
Sanık yakınlarının duruşma salonuna alınması sırasında Şengün, Ergenekon Sanıklarından tutuklu yargılanan Behiç Gürcihan’a “Halil Behiç, oğlun burada görüyor musun?" diye seslendi. Gürcihan da bunun üzerine ayağa kalkarak, izleyici sıralarında bulanan oğlunu görme ve el sallama imkanı elde edince mahkemede duygulu anlar yaşandı.
Bu, bir yandan bakılınca belki hiçbir şey. Ve bu hiçbir şey bazı sanık avukatlarının müvekkillerini cezaevinde ziyaret etmekte zorlandıklarını belirterek, duruşma öncesi sanıklarla yarım saat görüşme imkanı tanınmasını talep etmeleri ama hala bu talebin karşılık bulmadığı dikkate alınınca iyice önemsizleşebilir belki.
Ama bu diğer açıdan çok şey. Çünkü özellikle hakimlerin şahsında mahkeme salonları, hakkını aramak için bile “Allah’ın düşürmemesinin dilendiği” soğuk bir yer olarak algılanır-dı. Hakimler, sanki tüm insani duygularından sıyrılmış, önündeki kara kaplı kitabın cana bürünmüş hali olarak görülür-dü. Onun için Köksal Şengün farkında olmasanız bile o sembolik jestiyle kürsünün arkasındaki kişinin sadece birazdan indireceği tokmakla değil yüreği ve insani duyguları da bulunduran bir otorite olduğunu gösterdi ve… Kazandı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|