E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Krizin ABD'ye Faturası 1 Trilyon Dolar 

İngiliz basınında bugün, "İngiliz HBOS bankasının Lloyds tarafından satın alınması olası bir felaketi önledi mi?", "Eski IMF ekonomistine göre, krizin ABD'ye faturası 1 trilyon dolar olabilir", "NATO'nun Afganistan ve Gürcistan stratejisi arayışı" başlıkları öne çıktı

19.09.2008 - 07:51
Krizin ABD ye Faturası 1 Trilyon Dolar

BBC'nin Türkçe internet sitesinde yer alan basın özetlerine göre İngiltere gazeteleri bu sabah, ülkenin en büyük bankası HBOS'un hisselerinin hızla değer kaybetmesinin ardından "kurtarılmak amacıyla" sektörün dört numarası Lloyds TSB tarafından satın alınması haberine odaklandı.

Guardian, dün piyasa değeri 7 milyar 750 milyon sterlin olan HBOS'un (Halifax Bank of Scotland) bir yıl önce 32 milyar sterlin değerinde olduğuna dikkat çekiyor.

Times'ın ifadesiyle nispeten küçük olan bankanın büyüğünü "yutması" ardından oluşan "süperbanka", İngiltere'de hanelerin yüzde 40'ıyla iş yapıyor olacak.

Gazeteler birleşmenin şubelerin kapanmasına ve 40 bin kişinin işsiz kalmasına yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Independent bu nedenle kurtarma girişiminin çalışanları ve hissedarları öfkelendirdiğini savunuyor.

Guardian ise başyazısında "bankalara hücumun, bedeli ne olursa olsun önlenmesi gerektiğini" kaydediyor.

Financial Times, atılan adımın yapılabilecek en iyi şey olduğu görüşünde: "İşleri oluruna bırakmak bir felakete yol açabilirdi. Hükümetin krize yaklaşımı kamulaştırılan Northern Rock bankasında yaşananlardan ders aldığını gösteriyor. Böylece Lloyds da normal koşullarda alamayacağı bir bankayı almış oldu. Önemli olan şimdi bu çözümün, vergi mükelleflerinin parasına gerek olmadan işleyip işleyemeyeceği. "

Gazeteler bir yandan da HBOS ile Lloyds arasındaki anlaşmaya bizzat başbakanın aracılık ettiğine dikkat çekiyor.

Financial Times'a göre, "Başbakan anlaşma sayesinde biraz siyasi sermaye sağlayabilir ve İngiltere'yi bir mali krizde yönetmek için doğru becerilere sahip olduğu savını destekleyecek kanıta kavuşabilir."

Times da başbakanın 'hem bankayı hem de kendisini' kurtarmak için bir kumar oynadığı görüşünde. Gazetenin ekonomi editörü David Wighton şöyle açıklıyor:

"HBOS kamulaştırılan Northern Rock'tan altı kat daha büyük. Hükümetin müdahalesi gereken bir durum oluşsaydı, banka kurtulabilirdi ama bu kez hükümet giderdi. Koltuğunu kurtarabilmek için Brown'un, HBOS'un kendisini kurtarmasına ihtiyacı vardı. Eğer HBOS batsaydı, yol açacağı etkinin yanında, şimdiye dek adı bile pek duyulmayan bakan yardımcılarının istifasının esamesi okunmazdı. Brown satışa yardımcı olmayı önererek emsali olmayan bir müdahalede bulundu. Ancak müdahalesi yine de elinde patlayabilir.

Seçmenler, ekonominin daraldığı bir ortamda on binlerce kişi işsiz kalırsa, ona pek minnettar olmayabilirler."

Times da başyazısında atılan adımlara destek veriyor.

"Bu satış HBOS'un iflası ya da kamulaştırılması gibi olasılıklara göre kesinlikle çok daha iyi. Özel sektörün sorunlarına bir özel sektör çözümü. Hükümet de akıllıca davrandı ve bu hamleyi teşvik etti. 17 Eylül şüphesiz serbest piyasa ve modern finans açısından tarihe geçecek. Bir dönüm noktası olacak. Ama iyi mi, kötü mü şimdiden belli değil. "

Guardian'a göre başbakanlık bu anlaşmayla rekabet kurallarını yırtıp atmaya hazır olduğunun işaretini verdi. Lloyds'un rakibi Abbey'i alma girişimi geçen yıl rekabet yetkililerinden dönmüştü, bu seferki ise çok daha büyük bir birleşme.

Financial Times, Mali Hizmetler İdaresi'nin son günlerde bankayı almaları için HSBC de dahil pek çok bankayla temasa geçtiğini, ancak HBOS'u yüklü hükümet teminatı olmadan almayı bir tek Lloyds'un kabul ettiğini yazıyor.

Daily Telegraph'a göre ise HBOS'un sonu gelecek zor günlerin işareti.

Gazete eski muhafazakar maliye bakanı Lord Lamont'un, işsizliğin 700 ila 800 bini bulabileceği tahminlerine yer veriyor.

Guardian'ın ekonomi muhabiri Nils Pratley, şimdi herkesin çıkış bulmak için 1987 veya 1970'lerdeki krizlerin grafiklerini incelemeye giriştiğini kaydedip şu verileri aktarıyor: "Barclays Capital dün 1929'a kadar geri gitti ve büyük çöküşten bu yana 14 kayıplı piyasa ortamı yaşandığını belirledi. Şu anki piyasa koşulları bunlar arasında pek de sivrilmiyor. Düşüş açısından en küçük üçüncü, süresi açısından en kısa altıncı vaka."

Financial Times ise dalgalanmanın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana güvenli yatırıma en büyük kaçışa yol açtığını savunuyor.

"Dünyanın dört bir yanında mali stresin barometreleri tavana vurdu. Kısa vadeli Amerikan hazine bonolarının getirileri, II. Dünya Savaşı'nda Londra'nın bombalandığı dönemden bu yana en düşük düzeyindeydi. Bankalar arasında borçlanma fiilen durdu ve yatırımcılar geleceği konusunda şüphe kırıntısı olan her kurum ya da sektörden paralarını çekmeye yöneldi."

Gazeteler ABD ve diğer ülkelerdeki gelişmeleri izlemeyi de sürdürüyor. Gazetelerin tamamı, Amerikan sigorta devi AIG'nin 85 milyar dolara kurtarılmasının piyasaları teskin etmeye yetmediğinde birleşiyor. Financial Times 'Wall Street'in ayakta kalan isimleri de şimdi ateş altında' diyor.

Bununla kastettiği hisse değerleri düşmeye devam eden yatırım bankaları Morgan Stanley ve Goldman Sachs. Ayrıca Wachovia ve Washington Mutual gibi bankaların sıkıntıları da gündemdeki yerini koruyor.

Times köşe yazarlarından Anatole Kaletsky sistemdeki risklerin hala çok ciddi olduğu görüşünde.

"Eğer bu birleşme işe yaramaz ve dibe batmakta olan HBOS kurtarıcısını da peşinden sürüklerse İngiltere'deki hemen her büyük banka, belki sadece HSBC istisnası ile, kamulaştırılmak durumunda kalır.

Aynı şey Amerika'daki piyasa spekülatörleri, ayakta kalan kuruluşlar hattına- yani Washington Mutual, Wachovia, Bank of America Morgan Stanley ve Citibank'e yaylım ateşini sürdürürse de söz konusu olabilir. Bu yaralı devlerden biri daha yıkılırsa, domino taşı etkisi yapar ve tüm Amerikan mali sisteminin kamulaştırılması gerekebilir."

Financial Times'ta bir makalesi yer alan Uluslararası Para Fonu'nun eski baş ekonomisti Kenneth Rogoff da hayli kötümser. "Amerika 1 trilyon dolarlık bir kurtarma yapmak durumunda" diyor.

"Mali kriz bugün son bulsa, acı bedelleri aşağı yukarı Irak'ta bir yılın bütçesi kadar olur ve başa çıkılabilirdi. Ancak kriz bitmekten uzak ve Amerika'nın bu durumun daha fazla yayılmasına karşı koruma sağlamak için şimdiye dek harcadığının 5 ila 10 katını harcaması dışında bir yol düşünemiyorum: yani 1 ila 2 trilyon dolar. Elbet sorunu bunun altında bir tutarla çözmek de mümkün olabilir. Lehman ve Merrill Lynch'e uygulanan sert tutum bunu destekleyebilir. Umalım ki Amerikan siyasi sistemi, iyimserlik duyulmasını sağlamaya devam edebilsin. Doların değeri de düşmeye başlarsa, Amerika bir çıkmaz sokağa girebilir."

Guardian'da yazan Timothy Garton Ash gelişmeleri Amerikan seçimlerine olası etkileri açısından ele alıyor. Gidişi "umut elçisi" diye nitelediği Demokrat Parti başkan adayı Barack Obama açısından olumsuz görüyor.

"Tarih, cumhuriyetçilerin hep daha fazla harcayıp bütçe açığını büyüttüğünün kanıtı. Ekonomistler de küçük devlet için Demokratlara oy verilmesi gerektiği gözlemini yapıyorlar. Şimdi bu durumda ekonomi seçmen için en önemli şeyse, ki üçte ikisi öyle olduğunu söylüyor, makul tercih Demokratlara bir şans tanımak olur.

Ancak 'yeni ve öteki' olarak görülen Obama, seçmenlere 'nasıl bir dünya olabilir' düşünü sunuyor. Vietnam kahramanı McCain ve hokeyci anne Palin ise, bir zamanların Amerikası'nın düşünü. Makul olsun olmasın, seçmenler korkuyor, savunmada ve dünyanın gidişinden mutsuz. Bu nedenle yeni bir dünyadansa, eski bir Amerika'nın tanıdık ve güven veren çehresini seçebilirler."

Dünya piyasalarındaki sarsıntıdan en olumsuz etkilenenlerden birisi ise Rusya'ydı. Guardian ve Times, Rus maliyesinin piyasalar pompaladığı 10 milyarlarca doların işe yaramamış göründüğünü kaydediyorlar.

Financial Times, dün ikinci kez işlemlerine ara verilen Moskova borsasının durumunu incelemeye geniş yer ayırmış. Kullandığı başlık "Moskova'dan geri çekilme".

"Rusya'nın Micex endeksi 2003 Martı ile bu yılın 19 Mayıs'ı arasında yüzde 470 değer kazandı, o tarihten bu yana yüzde 56 düştü. Çoğu Rus, sorunun sadece Amerikan konut sektöründen kaynaklandığına inanıyor. Vladimir Putin 'bu meselenin Kafkaslardaki krizle hiç bir ilgisi yok' diyor. Ancak bir yanda petrol devi BP'ye baskı uygulandığı iddiaları, bir yanda maden devi Mechel ile yaşanan gerginlik, yatırımcıları huzursuz etti. Çoğu içinse Gürcistan'daki savaş bardağı taşıran son damla oldu. Kaprisli ve keyfi bir Kremlin endişesi, yatırımcıların çekilmesine ve tahminlere göre Rusya'nın Gürcistan'a askeri müdahalesinden bu yana, 21 milyar doların ülkeden çıkmasına yol açtı."

Gazete Rusya'nın yine de yüzde 6 ila 8 büyüme beklentisi ile cazibesini koruduğunu belirtirken yaşanabilecek bir şoka açık diye nitelediği, "büyük cari açık veren" ülkeler arasında Baltık ülkelerinin yanı sıra, Türkiye, Macaristan ve Güney Afrika'yı sayıyor.

Daily Telegraph Rusya lideri Dimitri Medvedev'in zengin enerji rezervleri bulunduğu düşünülen Kuzey Kutbu'nu tek taraflı olarak ele geçirmeyi savunduğunu yazıyor.

"Medvedev Rusya'nın Kutbun bir bölümünü tek taraflı ele geçirmesini savunarak bölgede hak iddia etme yarışını tırmandırdı. Rus lider 'Rusya'nın Kutup bölgesinin sınırı konusunda bir federal yasa çıkarmamızın vakti geldi. Bu gelecek nesiller karşısında boynumuzun borcudur' dedi. "

Gazete başyazısında Rusya'nın bölgenin enerji kaynaklarını ele geçirme niyetleri karşısında, Amerika, Kanada, Danimarka ve Norveç'e koordinasyon içinde ortak bir strateji hazırlama çağrısında bulunuyor.

Financial Times ise bugün Londra'da yapılacak NATO zirvesinde Rusya konusunda yeni bir yaklaşım aranacağı kanısında:

"Rusya'nın Gürcistan konusundaki tavrı, ittifak açısından yeni bir zorluk oluşturuyor. 26 NATO savunma bakanı bugün, Avrupa'yı saldırılardan koruma odağı etrafında stratejiyi yeniden değerlendirme ihtiyacı olup olmadığını tartışacak. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Gürcistan'da yaşananların üyelerin savunmaya daha fazla bütçe ayırma konusunu tartışmasını gerektirdiğini düşünüyor. 'Eğer bütçede savunma için gayrı resmi ölçütümüz yüzde 2 pay ise, ve 26 üyeden sadece altısı bu hedefi

tutturuyorsa, ittifakın bir sorunu var demektir' diyor. Bunun gündeme gelmesinde bir etken de, Rusya başbakanı Vladimir Putin'in bu hafta ülkesinin savunma harcamasının 2009'da yüzde 27 artacağını söylemesi olabilir."

Independent NATO'nun Afganistan'daki operasyonlarına odaklanmış ve NATO askerlerine yönelik saldırılar kadar, Afgan askerlerinin de Taliban saldırılarına hedef olduğuna dikkat çekiyor:

"Ancak batılı basın NATO kayıplarına dair ayrıntıları, ailelerin kayıplarını aktarırken Afgan Ulusal ordusunun kayıpları ufak bir sayısal istatistikten ibaret. ISAF karargahı bile tam bir rakam veremiyor. Ancak son beş ayda Afgan ordusu sadece Helmand'da 27 asker kaybetti, 70 kadar da yaralı var."

Gazete, Afgan ordusunun eğitim ve teçhizat desteği ihtiyacını vurgularken, bir de iddia ortaya atıyor: "Bush yönetimi Afganistan'daki komuta yapısının kapsamlı şekilde yeniden düzenlenmesini, böylece uluslararası gücün komutanının NATO yerine doğrudan Amerikan Merkez Komutanlığı'na bağlanmasını istiyor. Ancak bu gibi bir adım tartışmalara yol açıp İtalya, Almanya ve Kanada gibi ülkelerde kamuoyunun tepkisine neden olabilir."

Gazeteye göre ABD Taliban'a karşı mücadele için bu sistemin, farklı ülkelerin farklı kesimlerden sorumlu olduğu yapıya göre daha etkin olacağını savunuyor.

NATO'nun değerlendirdiği alternatif bir öneri ise, lojistik, koruma ve imar işlerinden NATO'nun sorumlu olup, Taliban isyanına yönelik operasyonların Org. David Petreus'un komutasındaki Merkez Komutanlığına bağlanması şeklinde tarif ediliyor. Ancak Independent'a göre askeri yetkililer bu gibi bir düzenlemenin uygulanabilir olmadığı görüşünde.

Guardian'a bir mülakat veren İngiltere savunma bakanı Des Browne da, eğer NATO Taleban'ı yenmek istiyorsa, dönüşüm geçirmesi gerektiğini kaydediyor.

"Browne, Brüksel'deki NATO karargahında altyapının sadece yüzde 10'unun askeri operasyonlara yönelik olduğunu söyledi. Avrupa ordularının çoğununsa statik, konuşlandırılabilir olmayan güçlerden oluştuğunu. Afganistan'daki komutanlar yıllardır daha çok helikopter istiyor. Browne Avrupa'nın elinde helikopter olduğunu ancak bunlarmın ya yeterli korumaya sahip olmadığını ya da ilgili birimlerinin böyle bir bölgeye sevk için gerekli olan, özel kuvvetler düzeyinde eğitim almadığını kaydediyor."

Bunun değişmesi gerektiğini savunan Browne'a göre Afganistan'da mücadele nesillere yayılacak bir süreç.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Rus Modeli Ekonominin Vitrini Fena Çöktü
ABD’de patlak veren mali krizin etkisiyle küresel çalkantılar devam ederken, ...
Dünya Merkez Bankaları Krize Set Çekti
Uluslararası piyasalarda yaşanan likidite ve güven sorununa merkez bankaları ...
Medvedev Türkiye’yi Övdü
Türkiye’nin yeni Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, dün güven mektubunu ...
 
Livni’nin Başbakan Olması Uzun Sürebilir
İsrail’in en büyük partisi Kadima’nın yeni genel başkanını belirlemek ...
KIBRIS'TA HAVA SERTLEŞTİ
Rum lider Hristofyas, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ı, ‘çözüm için ortak dile ...
ABD'nin 'Büyük Köpek'i Böyle Test Edildi-VİDEO
ABD'nin işgal ettiği bölgelerde kullanmak için geliştirdiği 'big dog' ...
 
AB ARAŞTIRDI:
Avrupa'da yapılan bir araştırma ile insanların büyük bir bölümünün dine bağlı olduğu belirlendi
Rusya Nükleer Füze Denedi
Rusya, 10 bin km menzilli kıtalar arası nükleer füzeyi denizaltıdan fırlatarak başarıyla denedi.
Amerika'dan Iraklılara İstihbarat Dersi
Amerikan ordusu, ilgilenen Iraklılara askeri istihbarat bilgileri içeren eğitim vermeye başladı.
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
MERSİN
eyfel kulesi
Chloe Loughnan
Murat Yıldırım
burçin terzioğlu
bodrum
mülteci
Necmettin Erbakan
kılıçdaroğlu