Rasim Ozan Kütahyalı; gazetelerin, televizyonların paylaşılamayan starı. Olabilir. Ama yazar diye pazarlanan Kütahyalı’ın kelime dağarcığında zorlasak 300 kelime ya var ya yok. Onların da yarısı küfür. İşte o dağarcığın içi…
Kütahyalı’ın nerdeyse her yazısına birkaç alçak, şerefsiz, namussuz küfrü düşüyor. İşte Kütahyalı’nın Takvim’deki son birkaç yazısından derlediğimiz inciler:
Yavşak… Kaypak… Şerefsiz… İt… Utanmaz… Mafya bozuntuları… İt takımı… Kepaze… Şerefsiz hukukçular… Alçaklar… Kepazeler… Psikopat adam müsveddesi…
Nasıl? Güzel değil mi? Ne kadar kibar, ne kadar üst kültür ürünü ifadeler!
Daha geriye gitmeye gerek yok. Dediğimiz gibi, zaten kelime dağarcığı 300’ü geçmiyor. Konuya göre yukarıda sıraladığımız küfürlerin tekrarlanıp durduğunu düşünün. Rasim ozan Kütahyalı tarzı yazı yazmak böyle bir şey.
Medyanın ahlaki çürümesi sır değil. Şiddet ve nefret dilinin ne boyuta geldiği de.
Ama bu kadar pespayelik ve basitlik hiçbir dönemde bu derece el üstünde tutulmadı. Tutulduysa da biz şahit olmadık.
Tamam… TV’de kimseye söz hakkı vermeyen ve konuşmasına saygı göstermeyen tartışmalarından, gazetedeki yazılarından belli ki Kütahyalı’ya ailesi terbiye vermemiş.
Ama ulusal yayın yapan koskoca gazetede bir tek edep sahibi editör, yönetici ya da yetkili “bu ne” diyecek durumda da mı değil?
Gözleri bu kadar mı kör? Yoksa Rasim Ozan’ın bağlantıları bu düşüklüğe göz yumulmasına neden olacak kadar mı güçlü?
Nedir durum?