Halk arasında mide yanması olarak da bilinen reflü hastalığı hakkında şok bir iddia ortaya atıldı.Kanser hastalığını tetikliyor mu peki? Uzmanlardan açıklama geldi. Gıdaların ve asidin mideden yemek borusuna geri tepmesi olan reflü, Türkiye’de her beş kişiden birinde görülüyor. Ekşime, yanma belirtilerinin yanında kuru öksürükten, ses kısıklığına, uyku düzeni bozukluğundan, astıma kadar birçok soruna neden olan reflünün belirtileri, tedavisi, nedenleri ve dikkat edilmesi gerekenleri Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Gökhan Kabaçam, anlattı: ‘Gastroözofageal reflü’, mide içeriğinin yemek borusuna kaçması anlamına geliyor. Çok sık görülen bu hastalık beraberinde birçok şikayete yol açıyor. Yanma ile birlikte asit geri kaçış hissi yaratıyor. Ağıza ekşi, acı su gelmesi olarak kendini gösteriyor. Bu durum ise hastada mide fıtığı, sarkma, mide kapağında gevşeme, yemek borusunun alt ucunda yara, darlıklar veya Barret denilen ve ileride kanser ihtimalinde artışa neden olan değişimler yapabiliyor. En çok görülen hastalıklardan biri olan reflü, ülkemizde yüzde 16-33 oranında görülüyor.
ASTIMA YOL AÇABİLİR
Reflünün belirtileri çok çeşitli olabiliyor. İman tahtası kemiğinin arkasında yanma hissinin yanı sıra ağza ekşi su gelmesi, göğüs ve sırt ağrısı, yutkunma güçlüğü, tokken midede dolgunluk, ağızda sulanma, bulantı, kusma, kilo kaybı gibi birçok şikayete sebebiyet verebiliyor. Uyku bozuklukları da doğuran reflü; hıçkırık, kuru öksürük, ses kısıklığı ve astıma da yol açabiliyor.
YATAK BAŞINI YÜKSELTİN
Reflünün tanısında birçok yöntem kullanılıyor. Endoskopi, 5 yıldan uzun süren ve 45 yaş üzeri yeni başlayan semptomlar görüldüğünde şart koşuluyor. Aşırı kilo kaybı, mide kanaması öyküsü ve kansızlık durumlarında da endoskopiye başvuruluyor. Manometri, sintigrafi, pH takibi ve radyolojik gibi yöntemler reflünün tanısında kullanılıyor. Tedavi ise , yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlardan oluşuyor. Kilo verme, az ve sık beslenme, aç yatma, yatak başının yükseltilmesi, sıkı kemer gibi karın içi basıncını arttıran durumlardan sakınmak reflünün tedavisinde size yardımcı olabilir.
YAĞLI, ASİTLİ, MAYALI GIDALARA DİKKAT
Reflü hastaları mide kapasitelerini zorlamamalıdır. Özellikle reflüyü arttıran gıdalardan kaçınmaları gerekir. Ama kararında tüketildiği takdirde hiçbir gıdadan tamamıyla uzak durmaya gerek yoktur. Yağlı, asitli ve mayalı gıdaların yanı sıra salça, sos, çay, kahve, sigara, , baharatlar ve çikolatayı dikkatli tüketmekte fayda var.
STRES REFLÜNÜN DÜŞMANI
Reflünün tedavisinde çift doz ilaçla başlamak gerekebilir. Bu aynı zamanda PPI testi diye de bilinir. Şikayetler 15 gün içinde kaybolduğunda da başka tetkik yapmaya gerek kalmaz. Hekiminizin önerdiği ilaçları 3 – 4 ay gibi sürelerle devamlı alarak tedaviye başlayabilirsiniz. Ancak sakıncalı gıdaların aşırı tüketimi, stres gibi nedenlerle zaman zaman şikayetiniz tekrarlayıcı olabilir. Devamlı şikayetleri olan hastalarda ilaçların hiç kesilememesi durumunda hekimin uygun gördüğü aralıklarda endoskopik kontroller aksatılmamalı. Bu durumlarda özellikle genç ve zayıf hastalarda, cerrahi tedavi seçeneği de bazı ileri testlerden sonra gündeme gelebilir.
Bu haber Google arama motoru kullanılarak Kaynak Site olan bu site den alıntı yapılmıştır. Haberin tüm sorumluluğu kaynak siteye aittir ve sitemiz bu haber dolayısı ile sorumlu tutulmamalıdır. Buna rağmen haberin kaldırılmasını istiyorsanız lütfen yukarıdaki tekzip linklerinden haberin kaldırılmasını talep edebilirsiniz
REFLÜ NEDİR?
Reflü, halk arasında mide reflüsü olarak bilinen gastro özofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Kronik faranjit ve tipik boğaz rahatsızlığına neden olabilir. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülmektedir.
Mide içeriği, midenin salgıladığı hidrojen iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. Eğer onikiparmak barsağından mideye doğru safra geri akımı varsa, mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur. Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve/veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.
Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında en sık görülen özellik bu mekanizmanın gevşekliğidir. Bu durum sıklıkla mide fıtığıyla birlikte yaşanır. Mide boşalım bozukluğu ya da bozulmuş yemek borusu hareketi bu hastalığı tetikleyen diğer nedenlerdir.
Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasını engelleyen iki mekanizma vardır.
Gastroösofagial reflü hastalığının ortaya çıkardığı belirtiler çok geniş bir spektruma yayılır. Bu belirtileri genel olarak tipik ve atipik bulgular olarak sınıflandırmak mümkündür. Tipik bulguların hemen hepsi mide-bağırsak sistemiyle ilintili iken; atipik bulgular diğer organ sistemleriyle ilintili yakınmalar oluşturur. Laringofaringeal reflü olarak adlandırılan ve öncelikle kulak-burun-boğaz uzmanlarınca görülen hasta grubunda çoğu kez atipik bulgular belirgindir ve tipik yakınmalar hiç olmayabilir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...