Sır Perdesi Aralanıyor! 

Ergenekon terör örgütüyle ilgili bilgi ve belgelerin bir bölümü 7 yıl önce emniyet ve adli makamlara ulaşmış. Ancak dosya bir türlü işleme konulmamış. Bunun sebepleriyle ilgili tartışma, son günlerde yeniden gündeme geldi. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, Milliyet'e verdiği röportajda sorumluluğun kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Bazı kurumları ihmalle suçlayan Saçan, net adres vermekten kaçındı.

Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan 2001 yılında elde edilen Ergenekon belgeleri hakkında neden işlem yapılmadığı sorusuna cevap ararken şu bilgileri yeniden hatırlamak gerekiyor. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı, bugünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, kendisine Ergenekon belgeleri sorulduğunda "Gereken yapılmıştır." cevabını verdi. Ancak, geçmişte yapılan işlemler incelendiğinde ilginç uygulamalar ortaya çıkıyor. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın da aralarında bulunduğu 7 kişi, 2 Mart 2001 tarihinde dolandırıcılık suçundan gözaltına alındı. Zanlılar hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü' suçlamasıyla araştırma yapılırken evlerinde Ergenekon yapılanmasını gösteren doküman ve belgeler ortaya çıktı. DGM Başsavcılığı, bu olayı bir bütün olarak incelemek yerine iki ayrı dosyaya ayırdı. Dolandırıcılık çetesi soruşturması dönemin DGM savcısı, bugünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı'ya verildi. Çolakkadı'nın çete suçundan açtığı dava, ağır ceza mahkemesinde sürüyor.

Ergenekon belgelerinin araştırılması için de Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve DGM Savcısı Muzaffer Yalçın görevlendiriliyor. DGM Başsavcısı Engin, belgeler konusunda Saçan'a resmî bir yazı gönderiyor. 15 Mart 2001 tarihli yazıda, Ergenekon'la ilgili iddiaların araştırılması isteniyor. Güney ve Oğuztan'ın Susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleri hakkında beyanda bulunduğu, bunun üzerine ikametlerinde yapılan aramada bir kısım belgelerin ele geçirildiği dile getiriliyor. İki zanlının ifadeleri incelendiğinde, önemli bir bölümünün duyumlara dayalı mücerret iddialar olduğu belirtiliyor. Yazıda, Güney'in beyanı ve iddialar dikkate alınarak ön çalışma yapılması isteniyor. Yapılacak tüm işlemler, ön çalışma ve gerektiğinde soruşturma yapılması için Muzaffer Yalçın'ın görevlendirildiği ifade ediliyor. Ayrıca, not ve arama zabıtlarında belirtilen delil, belge, doküman ve kasetlerin soruşturma başladığında savcılığa teslim edilmesine vurgu yapılıyor. DGM Başsavcılığı tarafından görevlendirilen Saçan ise konuyu araştırmak yerine dosyayı İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'ne gönderiyor. Kanunlara göre, istihbarat şubesi soruşturma yürütmekle yetkili ve görevli değil. Terör, mali, narkotik ve organize şube müdürlüklerinin yaptığı soruşturmalarda istihbarat desteği veriyor. Kendi başına herhangi bir soruşturma yürütmüyor. Buna rağmen Saçan'ın Ergenekon evraklarını İstihbarat Şube'ye göndermesi açıklamaya muhtaç bir konu. Bu durum hukuka da uygun değil. Soruşturmayı bizzat Organize'nin yapması gerekiyor. Saçan, Temmuz 2001'de DGM Başsavcılığı'na ulaştırmak üzere İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan Ergenekon doküman ve belgelerine ilişkin araştırma hakkında bilgi istiyor. Bu yazıdan sonra Ergenekon belgeleri bir daha gündeme gelmiyor. Soruşturma davaya dönüşmüyor.

Muzaffer Yalçın soruşturma geçirdi

Savcı Muzaffer Yalçın'ın ismi de birçok şaibeli olayla anıldı. Yalçın hakkında, Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçışı ve Söylemez kardeşler çetesi dosyasında ihmalleri olduğu iddiasıyla 2004 yılında Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Yalçın, daha sonra Beyoğlu Adliyesi'ne savcı olarak atandı. Yalçın, şu anda Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nda basın suçlarına bakıyor. Soruşturduğu basın kuruluşları arasında merkezi Beyoğlu'nda olan Ulusal Kanal, Aydınlık dergisi, Birgün Gazetesi ve Ülkede Özgür Gündem isimli kurumlar yer alıyor.

 
Zaman/Büşra Erdal