Krizle mücadelede, proaktif önlemlerden oluşan bir stratejinin benimsenmesini öneren TEPAV, "Krizi fırsata dönüştürmek" için Merkez Bankası rezervlerinden bir fon oluşturulması İssizlik Sigortası Fonunun bir bölümünün kitlesel seferberlik ile bilgisayar ve yabancı dil eğitiminde kullanılması, IMF ile ciddi ve ayrıntılı bir anlaşmanın bir an önce imzalanması, Körfez sermayenin çekilmesi için çalışılmasını önerdi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), küresel krizin Türkiye’yi "kredi, portföy, dış ticaret ve tüketici davranışları" olmak üzere dört kanaldan etkileyeceğini tespit ederek, somut önlemlerini açıkladı.
TEPAV, Türkiye’nin küresel ekonomik krizin gelişimi, Türkiye’ye etkileri ve fırsata dönüştürebilmesi için alınması gereken önlemleri içeren bir değerlendirme raporu açıkladı. Pakette, alınması gereken önlemler arasında, "Merkez Bankası rezervlerinden bir fon oluşturulması", "İssizlik Sigortası fonunun bir bölümünün, kitlesel seferberlik ile bilgisayar ve yabancı dil eğitiminde kullanılması", "IMF ile ciddi ve ayrıntılı bir anlaşmanın bir an önce imzalanması", "Körfez sermayesinin çekilmesine yönelik tedbirlerin alınması" ve "Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) çözümün merkezinde yer alması" önerileri de sayıldı.
TEPAV Küresel Kriz Çalışma Grubu’nca hazırlanan "2007-08 Küresel Finans Krizi ve Türkiye: Etkiler ve Öneriler" raporunda, "Bekle-gör olarak özetlenebilecek bir tutumun yanında, krizin Türkiye’ye etkilerine yönelik tahminler üzerine inşa edilmiş ve pro-aktif tedbirlerden oluşan diğer bir strateji seçeneğinin de var olduğunun altını çizmek gerekmektedir" denildi.
-"YAŞANAN İLK KÜRESEL KRİZ"
Rapor’da, 2007-2008 küresel finans krizinin, modern finans tarihinin ilk küresel krizi olması özelliği nedeniyle önceki krizlerden ayrıldığına dikkat çekilerek, şu değerlendirmeye yer verildi:
"ABD ekonomisinde krizin çekirdeği ipotekli konut kredilerinin hızlı genişlemesi, konut fiyatlarındaki artış, bu artışa dayalı olarak kredi imkânlarının daha da genişlemesi, varlığa dayalı menkul kıymetlerle likiditenin genişlemesi ve yeni konut kredilerinin mümkün hale gelmesi ile oluşmuş, konut piyasasında oluşan köpükle kendini göstermiştir. Varlığa dayalı menkul kıymetleri bünyesinde barındıran fonlarla taşınan risklerin görünür hale gelmesi ve aynı esnada bilançolar arası bağlantıların güçlü olması nedeniyle, konut fiyatlarındaki düşüşle birlikte büyük finansal firmaların bilançolarında ciddi hasarlarla ortaya çıkan kriz eş zamanlı olarak ABD dışındaki Batı ekonomilerini de etkiledi. Sonrasında ise küresel ekonomiye bir ölçüde eklemlenen her ekonomide etkilerini hissettirmeye başladı. Mevcut küresel krize dair diğer önemli tespitler, krizin aslında asimetrik enformasyondan doğan bir kriz olduğu, küresel finansal mimarinin krizin etkilerini ortadan kaldıracak veya benzer bir krizi önleyebilecek donanıma hâlihazırda sahip olmadığı ve uzun vadede bu hususta geniş kapsamlı bir işbirliğinin ortaya çıkacağı yönündedir."
-KRİZ TÜRKİYE’Yİ DÖRT KANALDAN ETKİLEYECEK-
Krizi Türkiye’ye ve benzer ülkelere taşıyacak temel vasıtanın banka ve şirket bilançoları olduğu belirtilen çalışmada, "Krizin bilançolar yoluyla Türkiye’ye taşınacağı öngörüsü finansal sistemimizin bir zaafı olmaktan ziyade, ekonomimizin özellikle son yıllarda küresel finans sistemine giderek artan oranda eklemlenmesinin doğrudan bir sonucu olarak görülmektedir" denildi.
TEPAV, Krizin Türkiye’yi dört kanaldan etkileyeceğini, şu öngörülerle açıkladı:
"Bunlardan ilki ve en önemlisi kredi kanalıdır. İkinci kanal portföy yatırımı kanalıdır. Üçüncü kanal ticaret kanalıdır. Dördüncü ve son kanal ise tüketici davranış kalıplarındaki değişiklikler olarak görülmektedir. Türkiye’nin küresel krizden etkilenmesine neden olacak bu dört kanalın aynı anda tıkanması ihtimalinin oldukça yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Böyle bir durumda, ekonomimizin kısa bir zaman dilimi içinde bir dizi olumsuz sonuçla karşılaşmasından duyulan endişeler artmaktadır. Söz konusu olumsuz göstergeler içinde büyüme oranının daha da yavaşlaması, faiz oranlarının mevcut yüksek patikasında kalması, enflasyonun yükselmeye devam etmesi, hisse senedi fiyatlarının düşmesi, işsizliğin artması, Türk lirasının ise hızla değer kaybetmesi yer almaktadır."
-ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER-
"Yaklaşmakta olan 2009 yılı, Türkiye ekonomisinin yüksek bir hızda büyümesi ve AB’nin gelir düzeyine yakınlaşması açısından kayıp yıl olarak görülmektedir" değerlendirmesinin yer aldığı raporda, Türkiye’nin bir an önce kendi şartlarına uygun paketini tasarlaması gerektiği vurgulandı. Raporda, küresel pazarda rekabet içinde olunan diğer ülkelerin bu gibi proaktif yaklaşımlarının, Türkiye’yi bugünkü konjonktürde dezavantajlı bir konuma düşürmesinin an meselesi olduğuna işaret edilerek, alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
".Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) çözümün merkezinde yer almalı ve birbirine bağlı iki gündemi yürütüyor olmalıdır. Bu gündemlerden biri acil gündem, diğeri ise normal gündem olarak adlandırılabilir. EKK’nın işleyiş ilkeleri tümüyle resmi bir platforma taşınmalı, Kurul kurumsal bir perspektife kavuşturulmalıdır.
.EKK bünyesindeki kurum bürokratlarının katılımı ve dışarıdan alınacak teknik destek ile en kısa zamanda aşağıdaki hususlara ilişkin yasa veya kararname taslakları hazırlanmalı, taslaklara ilişkin etki analizleri eldeki veriler ışığında tamamlanmalıdır:
.Bankacılık sektörü sermaye yapısının güçlendirilmesi
.Şirketlerin yeniden sermayelendirilmesi, şirket sermaye yapılarının güçlendirilmesi
.İlk iki maddeyi teminen gerekli kefalet sisteminin oluşturulması
.Kefalet sisteminin ahlaki çöküntü riskine karşı yetkin bir izleme sistemi ile desteklenmesi
.Yürütmenin üçüncü taraf bir denetçi tarafından denetlenmesi şartıyla, anılan mekanizmanın özel bir şirket tarafından yürütülmesinin sağlanması
.Oluşturulan mekanizmanın bütçe disiplinini zedelememesi ve ülke kredibilitesini azaltmaması amacıyla, IMF’nin desteğinde kamu harcamalarını yeniden önceliklendiren bir istikrar programının ana hatlarının tespit edilmesi
.2009 Programı ve OVP, yukarıda anılan hususlarla ayrıca uyumlu hale getirilmeli ve 2009 Bütçe Yasası’nın oluşturulması esnasında burada ana hatları verilen "çift gündemli’ yapıya yer verilmelidir."
-"MERKEZ BANKASI BÜNYESİNDE BİR FON OLUŞTURULMALI"-
TEPAV’ın önerileri arasında, Merkez Bankası rezervlerinin teknik kriterler dahilinde kullandırılması için, mevcut rezervlerin bir bölümüyle Merkez Bankası bünyesinde bir fon oluşturulması da yer aldı. Bu çerçevede, "Fonun temel işlevi ek borçlanmayı olanaklı hale getirmek olarak görülmektedir. Fona verilecek ilk görev şirketlerin mevcut durumda dışarıdan ne ölçüde borçlandığına ve alınan borçların vade yapılarına ilişkin tespitleri yapmaktır. Borçların geri ödeme planlarının müzakere edilmesi, gerektiğinde yeniden yapılandırılması ve ilgili bankalarca sağlanacak kredi imkanlarının değerlendirilmesi fonun görevleri arasında sayılabilir. Sayılanların dışında, fonun yeni krediler için bir otomatik garanti sağlayıcısı olarak çalışması ve otomatik garanti havuzu işlevini yerine getirmesi de söz konusu olmalıdır" denildi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...