Şüpheli bir operasyon sonrası CHP’ye genel başkan yapılır yapılmaz daha koltuğunu ısıtamamışken kendini referandum için meydanda buldu. Miting yapmadığı meydan, çıkmadığı televizyon, konuşmadığı gazete kalmadı.
Ama yetmedi. Oysa kendisine ne büyük ümitler bağlanmıştı. Kılıçdaroğlu rüzgarı AKP ile ilgili her şeyi silip süpürecek, silkinen CHP artık ağırlığını koyacaktı. Olmadı.
Önce kendisine atfedilen sakin güç imajını hırçın tutumuyla yok etti.
Efendiliği ile yarattığı farkı tüm hitabetini müthiş bir buluş gibi Recep bey basitliğine indirgeyerek sıfırladı.
Referandum için çıktığı meydanda referanduma sunulacak anayasa değişikliği konusunda konuşmak yerine havuzlu villa gibi birkaç klişe etrafında dönüp durarak fikir olarak kısır olduğunu gösterdi. “Bu anayasa kayısı üreticisinin derdine deva olacak mı?” gibi akıl almaz eleştirileri ile alay konusu oldu.
Ve en ölümcül hatasını meydanları coşturmak adına gittiği her yerde nabza göre şerbet verme adetini sürdürürken Tunceli’de hayır karşılığında genel af vaat ederek yaptı.
Ve sonuçta her ne kadar yer aldığı cephede MHP de olsa da hayır cephesinin başını çeken aktör olarak evet oylarının ezici üstünlüğü sonucunda girdiği ilk sınavı KAYBETTİ.