Dengeler, aktörler, iklim, toplumsal hikaye değişse de Türk siyasi tarihinde uzun süre bir olgu hiç değişmedi: Demokrat Parti ve temsil ettiği misyon. Bir döneme damga vurmuş bir misyondu bu ve DP’den sonra bile ardılları bu misyonun temsilcisi olma iddiasıyla epey ekmek yedi siyasi sofradan.
Ama bu arada zaman da geçiyordu tabii. Geçen zaman; bir zamanların sadece adıyla bile belli bir oranı garantileyen bu misyonu kökünden kopardı ve temsilcilerini de değiştirdi.
DP misyonunun son temsilcileri DYP-ANAP da biten DP misyonu ile birlikte tükendiler ve tarih oldular.
Tabii ki bu tükenişte Ağar-Mumcu ikilisinin yaptığı affedilmez siyasi hatalar çok önemli olsa da asıl mesele kişilere indirgenemeyecek kadar köklü. Zaman… Onları sildi ve götürdü.
Ama biliyorsunuz. Uzun süredir “Aha da merkez sağ toparlanıyor” gazları, yok şu geldi, bu gelecek o şanlı şahlanış tekrar yaşanacak avutmaları, olmadı partileri birleştirip doğacak sinerjiden bir ivme yaratalım heyecanları toplumun büyük bir kesiminin umurunda olmasa da yüzdenin tek hanesindeki azınlık D(Y)P-ANAP tabanını oylamaya devam ediyordu.
Farkındaysanız dili geçmiş zaman kipi kullandık. Evet, artık o umut da bitti.
Biliyorsunuz; DP kongresi yapıldı ve Namık Kemal Zeybek genel başkanlığında yeni yönetim belirlendi. Aslında sözü uzatmaya bile gerek yok. Sadece DP’nin yeni yönetimini bile yorumsuz olarak alt alta yazsak, DP’nin tam bitişinin resmi olarak yeterli olur.
İşte düşkünler tekkesini aratmayan o rüya gibi kadro:
Rauf Bozkurt-Genel Sekreter,
Salih Uzun-Siyasi İşler ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Agah Oktay Güner-Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Osman Kilsal-Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Ahmet Uyanık-Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Ayşe Sucu-Kadın İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Mustafa Uğur Ener-Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Bekir Ongun-Sosyal İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Ergun Özdemir -Sağlık İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Necid Hazır-Demokratik Kitle Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Galip Çetin-Gençlik İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Nuran Talu-Çevre İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Bülent Erdinç-Yerel Yönetim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Tahir Dengiz-Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Bünyamin Altunel-Basın ve Propaganda İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,
Hasan Basri Coşkun-Mali İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.”
Bu kadronun yoruma ihtiyacı yok dedik ama yine de orada bırakmayalım. Sadece şu eklemeyi yapmak yeterli olacaktır.
Namık Kemal Zeybek Radikal Gazetesi’nde yazmaya başladığı zaman o dönemlerde sol-entelektüel bir çizgide yayın yapan Radikal’in çok önemli isimleri “Zeybek ve Radikal… Ne alakası var?” diye tepki göstermişler, hatta köşelerini bırakıp giden yazarlar bile olmuştu.
Bunu neden anımsattık? Şundan…
Zeybek Radikal’le ne kadar örtüşüyorduysa aynı Zeybek bugün de DP ile o kadar özdeş. İronik belki ama uyuşmazlık ne kadar ortada olsa da Radikal’de de yazdı, DP’nin başına da geçti. Siz buna ister bacanak kontenjanı deyin, ister AKP-Cemaat kaynağı.
İroni demişken; Zeybek’in ilk açıklaması DP’nin bundan sonraki misyonunun bir çadır tiyatrosu kıvamında siyasetin eğlence işlevini karşılamak olduğunun açık ifadesiydi. MHP ile ittifak haberlerine verdiği yanıt şuydu: İttifak düşünmüyoruz ama MHP gelsin DP çatısı altında birleşelim.
Haydi… DP’ye karşı son bir görevimiz var. Kaldırın ellerinizi ve… El Fatiha.